Spor salonu işletmecileri ve eğitmenler halk sağlığı için yeniden açılmayı talep etti
Korona virüs tedbirleri sebebiyle kapalı olan spor salonlarının işletmecileri ve eğitmenler, halk sağlığı için spor salonlarının yeniden açılmasını talep etti. Spor salonlarında bulaş riskinin az olduğunu belirten eğitmenler, “Spor salonlarının kapalı tutulması, açık tutulmasından daha zararlı” dedi.
Pandemi sebebiyle uzun süredir kapalı olan spor salonu işletmecileri ve eğitmenler, bugün bir araya gelerek spor salonları ve halk sağlığına etklieri konusunda açıklama yaptı. Portakal Spor Salonu İşletmecisi Çağlar Uygun ile birlikte basının karşısına geçen eğitmenler, görüşlerini dile getirdi.
Uygun tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.: “Durumu sadece Kovid – 19 açısından ele alıyoruz ama hep söylediğim gibi virüsler hayatımızda hep vardı, bundan sonra da var olmaya devam edecek. Her paniklediğimiz anda önce sporu kesmenin kimseye faydası olmayacaktır.
Bu süreçte bile vazgeçilmesini önermediğimiz sporun, vücudumuza neler yaptığına tekrar bir göz atalım. Düzenli egzersiz, hem vücudumuzda hem de ruhumuzda sayısız değişikliğe yol açıyor. Tabii bu değişiklikler de sağlıklı olma durumumuzu katlayarak artırıyor. Spor yaptığımızda kalp hastalığı ve inme riski yüzde 20 – 35, Tip 2 diyabet riski yüzde 33 – 59 azalıyor. Birçok kişi fiziksel egzersizi kilo kaybetmek için yapsa da sağladığı fayda kiloyu dengelemekle kalmıyor, kan basıncı düzenleniyor, kilo kaybı ile kalp yükü azalıyor.
Düzenli spor ile en büyük değişikliği kaslarımızda gözlemliyoruz. Egzersiz yapmaya başlayınca saatler içerisinde gen ifademizi tetikliyor ve kas gelişimi başlıyor. Spor yapmayı bırakınca genlerimiz yine eski haline dönüyor. Hareket eden kaslar, yiyeceklerin sağladığı enerjiyi kullanır, ancak sedanter bir yaşamınız varsa kaslar şekeri daha az kullanır ve Tip 2 diyabete eğilim artar. Yine hareket etmeyen kaslar, yağ yakmaya yardımcı olmaz ve bu yağlar özellikle küçük damarlarda birikerek kalp hastalığı ve inmeye zemin hazırlar.
Hücresel düzeyde ise, sürekli egzersiz kan damarlarını genişletir ve daha çok oksijenin girmesini sağlar. Daha çok oksijen ise hücrenin en büyük güçlerinden biri olan mitokondri sayısının artmasını sağlar.
Ayrıca düzenli egzersiz, vücutta hücrelere zarar veren ve yaşlanma dahil birçok hastalığın temeli olan serbest radikallerle savaşacak antioksidan üretimini artırır. Beynimizde yaptığı değişiklikleri kısaca özetlersek; öncelikle her şeye daha pozitif bakmamızı sağlayan endorfinimizi yükseltir. Kendimizi daha iyi hissederiz. Araştırmalar spor yapan insanların olabileceğini daha önce yazmıştım. Özetle spor salonlarından elimizi ayağımızı kesmek, bizi Covid-19’dan korumaz, aksine enfeksiyonlara daha yatkın hale getirebilir. streslerini yönetmede daha başarılı olduğunu, sporun anksiyete ve depresyonu azalttığını ortaya koyuyor.
“Düzenli spor virüs ve zararlı bakterileri öldürür”
Evet, bu bir gerçek! Düzenli olarak egzersiz yapmak, vücudumuz içerisinde bulunan zararlı virüs ve bakterileri öldürmektedir. Egzersiz yaptıktan sonraki ilk 3 saatlik süreçte, kanda bazı hücreler daha hızlı bir şekilde dolaşmaya başlar. Bu hücrelerin ise, vücut içerisinde bulunan zararlı virüs ve bakterileri öldürme özelliği mevcuttur. Zararlı virüs ve bakterileri öldüren bu hücreler, aslında her daim insan kanı içerisinde bulunmakta ve dolaşmaktadır. Yapılan egzersiz sonucunda ise, bu hücrelerin miktarı ve vücuttaki dolaşım hızı arttığından, daha fazla zararlı virüs ve bakterinin öldürülmesini sağlarlar. Bu da demek oluyor ki, düzenli ve aktif bir şekilde çalışan bağışıklık sistemine sahip olmak isteniyorsa, düzenli bir şekilde egzersiz yapılması gerekmektedir.
“Korona virüsün spor salonlarında yayılma olasılığı oldukça düşük”
Bilim insanları, Avrupa genelinde yaptıkları geniş kapsamlı bir çalışmada spor solanlarındaki yeni tip korona virüs (Kovid-19) riskinin oldukça düşük olduğunu ortaya koydu. Bununla birlikte, düzenli olarak egzersiz yapmanın insanların fiziksel ve ruhsal sağlığını Kovid-19’a karşı korumaya yardımcı olduğunu belirten uzmanlar, spor salonlarının pandemi boyunca açık kalmasının toplumun refahı için kritik bir rol oynadığını açıkladı.
“62 milyondan fazla spor salonu aktivitesi incelendi”
İngiltere’de yer alan Sheffield Hallam Üniversitesi’nden araştırmacılar, Eylül ayından bu yana 14 Avrupa ülkesinde gerçekleştirilen 62 milyondan fazla spor salonu faaliyetine ilişkin verileri analiz etti.
Her yüz bin ziyaret başına ortalama 0,78 vaka
Sonuçlarda, gerekli hijyen ve sosyal mesafe önlemleri alındığında korona virüsün bulaşma riskinin son derece düşük olduğu görüldü. Araştırmacılar, her 100 bin ziyaret başına ortalama 0,78 vaka görüldüğünü ve bunun neredeyse yok denecek kadar düşük bir riski işaret ettiğini söyledi. Çalışmada, market alışverişi yapmanın, dışarıda yemek yemenin ya da kalabalık bir caddede yürümenin spor salonunda egzersiz yapmaktan daha fazla risk taşıdığına dikkat çekildi.
“Spor salonlarının kapalı tutulması, açık kalmasından daha zararlı”
Kar amacı gütmeyen EuroActive adlı spor derneği tarafından desteklenen çalışmanın baş araştırmacısı Profesör Rob Copeland, “Araştırmamızın sonuçları, Avrupa’da bulunan spor salonlarının egzersiz yapmak için oldukça güvenli yerler olduğunu gösteriyor. Corona virüsün yayılmasını engellemek elbette bizim öncelikli amacımız, ancak bir yandan da insanların sağlıklı kalmaları için onların spor yapmasını sağlamamız gerekiyor. Bununla birlikte fiziksel olarak aktif olmanın Covid-19 enfeksiyonuna ve pandeminin neden olduğu ruhsal çöküntüye karşı koruma sağlayabileceği daha önce birçok kez kanıtlandı. Bu yüzden uzun vadede spor salonlarını kapalı tutmanın topluma olan zararının açık tutmaktan çok daha büyük olacağını düşünüyoruz. Spor salonlarını tamamen açık tutmak, özellikle ikinci dalgayla boğuşan Avrupalıların, toplumsal sağlığı ve refahı için kritik.” ifadelerini kullandı.
Çalışmanın yazarlarından Alfonso Jimenez ise, “Spor salonlarındaki corona virüs bulaş riskinin çok düşük olduğunu net bir şekilde söyleyebilirim. Kovid – 19 pandemisi esnasında bağışıklık sistemini geliştirmek ve güçlendirmek için spor yapmak insan sağlığı için kritik öneme sahip.” dedi.