
İpsala Belediye Başkanı Abdullah Naci Ünsal, ruhsat sorunları sebebiyle İpsala’dan Keşan’a taşınan tekstil tesisi için açıklamalarda bulundu. Şimdiki yönetimden önceki dönemde işletmenin ‘Sonradan hallederiz’ denilerek ruhsat konusunun hukuksuzca geçiştirilmiş olduğunu dile getiren Ünsal, Keşan’da faaliyetlerine devam edecek tesisin siyasi malzemeye yapılarak Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu‘nun kullanıldığını söyledi.
Düzenlenen basın açıklamasında imar ve ruhsat sorunları nedeniyle İpsala’da faaliyetlerini yürütemeyip Keşan’a taşınan tesis konusunun, kulaktan kulağa yayıldığını ve basında çıkan bazı haberlerden dolayı da bir bilgi kirliliği olduğunu sözlerinde belirten Ünsal, “Halkımızın daha doğru bilgiye ulaşabilmesi ve gerçekleri ilk ağızdan öğrenebilmesi için bu basın açıklamasını yapma gereği duydum. Yoksa fotojenik yakışıklı başkan kardeşim Hakan Bey’e cevap vermek isteseydik 2 satır yazılı açıklama yeter ve artardı bile.” diyerek sözlerine başladı.
Konuşmasından önce İpsala Belediyesi İmar İşleri Müdürü Neslihan Onuş’tan konunun resmi boyutlarını ve bu zamana kadar geçilen süreci kayıtlara geçmesini isteyen Ünsal, daha sonra “Bizlerden istenen hukuksuz ve kanunsuz işlerin bizim iktidarımızda hiçbir şekilde karşılığı olmadığını ve olmayacağını siz değerli hemşehrilerimize seçim döneminde söz vermiştik.” diyerek şu ifadeleri dile getirdi.

“Sonradan hallederiz diyerek yapılmış yer ilk denetlemesinde takıldı”
Tesisin faaliyetlerine devam ettiği alanın ruhsat değişikliği istenmesinin sebebinin Avrupa Birliği’nden şirketi denetlemek için gelen denetçilerin yapmış oldukları incelemeler sonunda çıktığını belirten Başkan Ünsal, “Konunun bizimle bir ilgisi yoktur. Alınan iş yeri ruhsatı 490 metrekare, burada da bir oyun var. 409 metrekare inşaat alanı var, benden önceki belediye buraya 490 metrekare için ruhsat vermiş. Hadi yanlışlık oldu diyelim ‘0’ ve ‘9’ un yerleri değişti. Denetçilerin ölçtüğü yer 836 metrekare olarak çıkıyor. Yine bizim olmadığımız dönemde oraya yeni binalar ve ilaveler yapılıyor. Buraların herhangi bir inşaat ruhsatı da yok. ‘İmalathane’ olması gereken yer, sosyal tesis alanı olarak lejantta görülüyor. Bizi orası durdurdu. 2 tane farklı yer gösterdik, olmadı; elimizden gelen tüm çabaları gösterdik ama olmadı. Sonra çıkıp gazetelerde 80-100 kişinin gideceği yönünde yetkililer tarafından açıklama yapıldı. Keşan’da kiralanan yer 15 bin liraya kiralanıyor; bizim sosyal tesisimizin ilk kiralandığı zaman 1.400 lira ödüyorlardı. Hemen arkasında 2 bin 200 liraya bakkal dükkanı çalışıyor şu an ve alanı 50 metrekareyi geçmez. Her yere bir deve resmi lazım, başkasına ‘boynun neden eğri’ diye sorduğunda önce kendisine bakacak neresi doğru?” diye konuştu. Sözlerine devam eden Ünsal, “Sonradan hallederiz diyerek yapılmış bir yer ve ilk denetlemesinde takıldı. Sonradan biz arkadan toplarız, diye bir sistem yok. Bu sistemin geldiği nokta işte budur. Her yerde her şey yapıldı; ama arkasında ruhsatları yok, inşaat izinleri yok. Bir sonraki yönetim çözebilirse çözsün, çözemezse gitsin demek olmaz. Avrupa bizim yasal olmamızı istiyor. İbrahim Bey bize ‘İlle de yasalara uymamız gerekiyor mu?’ diye soruyor.” dedi.

“‘Her iş kanuna uygun olmak zorunda değildir’ gibi bir yaklaşımı asla kabul edemeyiz ve etmeyeceğiz”
“İşin hukuki ve resmi boyutu ve bu konunun çözülebilmesi için yaptığımız samimi mücadele gözler önündedir. Şimdi Ve hiçbir rant çalışmasına ortak olmayacağımız yönündeki sözümüzün arkasındayız Hukuki ve kanuni boyutu olan her konuda halkımızın taleplerini gerçekleştirmek için samimiyetle mücadele edeceğimizi de belirtmek isterim.
Bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinde işlerin gerçekleşmesi için hukuki ve kanuni altyapısının olması gerekmektedir. İbrahim Bey’in belirttiği gibi ‘Her iş kanuna uygun olmak zorunda değildir’ gibi bir yaklaşımı asla kabul edemeyiz ve etmeyeceğiz. Şimdi ilk olarak İbrahim Bey’den talebim şudur: İpsala’dan kaçırıldığını ve Keşan’ın kendisine kucak açtığını belirten İbrahim Bey Keşan Belediyesi’nden de Roman Vatandaşlarımızın Sosyal ve Kültür alanı olarak kullandığı alanı aylık çok düşük bir ücret ile kiralık olarak istemiş midir? Yoksa Her yönüyle kurallara uygun aylık kirası 15 bin lira olan bir yer bulup Keşan Belediyesi’nden ruhsat mı talep etmiştir?
Konunn çözümü için elde kısıtlı olanaklar olmasına rağmen, özveriyle çalışmaya devam ettiklerini belirten Abdullah Naci Ünsal, “Oradaki lejantı kaldıracaksanız, en az 500 metre mesafede başka bir alan daha göstermeniz lazım. Milli Emlak’a ait olan bir arazi için kendilerine başvurduk, bize ‘Biz orayı kültür alanı yaparsak değer kaybederiz’ dedi. İşim ilginç tarafı, bu tür yerlerin belediyelere tahsis edilmesi çok kolay; ama biz iktidar partisi olmadığımız için bize verilmesi zor. Bahane veriliyor. Kendi yerlerimizi vermemizi istediler, peki size gelen denetçiler bize gelmeyecek mi?” diyerek konunun siyasi düzeleme çekildiğini İYİ Parti’li İpsala Belediyesi’nin zora düşürüldüğünü kaydetti.

“İpsala’mızın kazanması için bir zorluk çıkartmayarak elimizden gelen her türlü kolaylığı sağladık”
“İpsala’da bu şartlara uygun Her şeyiyle hukuki ve kanuni altyapısı olan bir yer buldu da, biz mi yardımcı olmadık? İpsala’da da bu tarz bir yer bulup tüm şartlarını yerine getirseydi biz de kanunun bize verdiği yetkiler çerçevesinde ruhsatını güle oynaya verirdik. Ayrıca İbrahim Bey’in açıklamasında belirttiği gibi burası eski bir yapı değildir. Burasının imar düzenlemesi İmteks Tekstil fabrikası faaliyetteyken yapılmıştır. Bu tarz bir sıkıntı varsa neden İbrahim Bey İmar düzenlemesi sırasında burasını düzeltmemiştir.
İbrahim Bey ‘Bürokrasi dosdoğru olmamalı’ diyerek talihsiz bir açıklama yapmıştır. Bugün ülkemizin hali ortadadır. Bu tarz işler ayyuka çıkmış ve yolsuzluk almış başını gitmiş durumdadır. Ben yaptım oldu zihniyetinin ülkemizi nelere sürüklediğini her gün televizyonda, sosyal medya ve yazılı basında üzülerek izlemekteyiz. Bizler hem yerelde hem de genelde bunun için iktidara talibiz. Kanunsuz ve usulsüz iş yapmak bizim fıtratımızda yoktur. İbrahim Bey’in içinde bulunduğu usulsüz durum ile ilgili biz yine de İpsala’mızın kazanması için bir zorluk çıkartmayarak elimizden gelen her türlü kolaylığı sağladık. Firmanın kendi çalıştığı Avrupa’daki işveren deneticileri durumun bu noktaya gelmesini zorlamışlardır.
“Kursa biz ön ayak olduk, faturalarını biz ödüyoruz”
İbrahim Bey’in bir diğer tahlisiz açıklaması da şu olmuştur. İbrahim Bey İpsala’da kurulan İpsala Kaymakamlığı, İpsala Belediye Başkanlığımız ve Halk eğitim müdürlüğünce koordine edilen ve istihdama destek konusu kapsamında açılan tekstil fabrikaları için dikiş kurslarının kendilerince organize edildiğini belirtmiştir. Sözü geçen projeyle ilgili Belediyemiz olarak 3 tane dükkanı Halk eğitim müdürlüğüne tahsis ettik, dükkanların elektrik giderleri, doğalgaz aboneliklerini ve doğalgaz faturalarını biz ödüyoruz. Bu projenin yürütülebilmesi ve hemşerilerimizin bir an önce iş ve ekmek kazanabilmesi için en büyük desteği sağlayan kurumumuz yaptığımız destek İbrahim Bey’in verdiği bir kutu iplik, bir kutu da paçavra bezden daha kıymetlidir. Bununda kamuoyunca ayrıca bilinmesini isterim.

“Taşın altına elini koysa yeterli”
Sözlerinin devamında AK Parti İpsala İlçe Başkanı Hakan İlkdoğmuş’ seslenen Başkan Ünsal, “Hakan Bey’den talebimizdir.” diyerek şu ifadeleri kullandı: “Değerli AKP İlçe başkanı Hakan kardeşimin, bizim Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile yaptığımız yazışmalarda konu ile ilgili tarafımıza verilmeyen lejant değişikliği ile ilgili izni alabiliyorsa, almasını ve bu sorunu ortadan kaldırmasını talep ediyorum. Biz de bu konu ile ilgili gereği neyse yapmaya söz veriyoruz ve hatta aynı konudan muzdarip bir tane daha tekstil fabrikamız bulunmaktadır. Biz iki fabrika ile de ilgili ilçemiz adına gereken mücadeleyi verdik ancak aldığımız sonuçlar olumsuz olmuştur. Hakan Kardeşimizi bu konuda taşın altına kendini deyimiyle başını değil elini koymasının yeterli olacağını düşünmekteyiz”
“Rant uğruna peşkeş çekinden alanı vatandaşların hizmetine sunun”
Ayrıca Sosyal Yardımlaşma Vakfı’na da seslenen Abdullah Naci Ünsal, “Geçmiş dönem cebren işgal edilip rant uğruna İbrahim Bey’e peşkeş çekilen sosyal ve kültür alanının tekrar düzenlenerek o bölgede yaşayan 300 haneye yakın Roman Kardeşimizin hizmetine sunulmasıdır. Burada yaşayan roman kardeşlerimizin böyle bir alana ihtiyaçları olduğunu ve bu konuda talepkar olduklarını da bizlere defalarca iletmişlerdir. İbrahim Bey’in buradan taşınarak gitmesinden sonra bu alanın İbrahim Bey’de kalmasının hiçbir mantıklı açıklaması yoktur. Roman Vatandaşlarımızın hizmetine sunulacak bu alanla ilgili yapılacak düzenlemeler konusunda da yardımlarımızı esirgemeyeceğimizi önemle belirtirim.”
“Veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yok”
İpsala halkına da “Bizlerin Yönetim olarak İstihdam konusundaki hassasiyetini tüm İpsala halkı bilmektedir” diyerek seslenen Ünsal, “Bu konu ile ilgili ne İbrahim Bey’den veya ne de bir iş fırsatı olduğunda ilk önce karısını, abisini, kardeşini işe sokan zihniyetten alınacak bir dersimiz yoktur.” derken, “İstihdam ile ilgili yaptığımız samimi mücadele halkımızın vicdanında yer bulmuştur. Ayrıca belediye yönetimine geldiğimiz günden bu yana hiç kimseyi ötekileştirmediğimiz ve siyasi parti ayrımı yapmadığımız tüm kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Tüm halkımızdan ricam şudur ki bilgi kirliliklerine ve yapılan spekülatif haberlere kulak asmamaları. Yönetim olarak şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim tarzı ile belediyemizi yönetmekteyiz. Halkımıza her zaman kapımız açıktır. Veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yoktur. Halkımıza ve kamuoyuna saygıyla belirtirim.” şeklinde konuştu.
“İşin bir şovu olsun diye Mustafa Ağabey’i kullandılar”
Fabrikanın Keşan’a taşınmasını ve buradan ruhsatlandırılmasını ‘siyasi bir manevra olarak’ tanımlayan Ünsal, “Mustafa Ağabey’i ben çok severim, o da reklamı çok sever. Bu işi de siyasi reklam amacıyla kullanıyor; ama bu fabrikanın herhangi bir ruhsat alamama gibi bir durumu yok. Konu buradaki gibi değil. Yeniceçiflik Keşan’ın mahallesi değil, köyü. Bu şartlar altında zaten ruhsat da İl Özel İdaresi’nden verilecek. İşin bir şovu olsun, karalaması olsun diye Mustafa Ağabey’i kullandılar” derken 400 kişilik istihdam için ise bir önceki yeri işaret ederek, “Oradaki tesiste 80-90 kişi çalışıyor. Buradan gidecek olan sayı bu kadar; ama orada 400 kişiye çıkabilecekler mi o ayrı bir konu.