Sağlık

TBB Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Özdağlı aşıda planlama hatası yapıldığına işaret etti

Koronavirüsle geçen bir yılın ardından, gelinen aşı dönemi hakkında açıklama yapan TTB (Türk Tabipler Birliği) Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Dr. Uğur Özdağlı yaşanan tereddüt ve sebeplerini anlattı. Aşılama planlamasının net olmasının gerektiğinin altını çizen Özdağlı, ortak akla vurgu yaptı.

Korona virüs salgınının ilk çıktı dönemlerde, hastalık dünyayı yavaş yavaş ele geçirirken, bilim insanları tarafından çeşitli senaryolar üzerinden yayılımı önlemek amacıyla yöntemler araştırıldığını belirten Dr. Uğur Özdağlı, “Pandeminin ilk çıktığı dönemlerde tüm dünya çözüm için 2 – 3 tane yol söyledi. Bunlardan bir tanesi virüsün mutasyon geçirerek bulaşıcılığının azalacağı ve normal yaşantımızı daha sıradan bir hale dönüştüreceği öngörülmüştü. Bir diğeri virüsün daha kötü olacağı, amansız bir noktaya gelip bulaşıcılığının ve öldürücülüğünün artma ihtimaliydi.” diyerek buradan kurtuluş için bulunan yolları da, “Buradan 3 çıkış vardı. Bir tanesi ilaç tedavisi oluşturmak. Ancak, bir-iki günde ilaç üretmek hiç kolay değil ve buna hazır olmadığımızı gördük. İkincisi bazı ülkelerin özellikle İngiltere, Norveç, İskandinav ülkelerinin sürü bağışıklama sistemiydi. Ama yolun başında geri döndüler. Vaka sayılarının artması, yoğun bakımların dolması ile sağlık sistemi tükendi ve bu sistemin yürümeyeceği anlaşıldı.” ifadeleriyle anlattı.

“Aşı bir umuttu, Türkiye’de güvensizlik haline geldi”

Tüm bu yöntemlere kıyasla en gerçekçi yolun aşı olarak öne çıktığını dile getiren Özdağlı, “Aşı bir umuttu. Bulaşıcı hastalıkların bir çoğunda bilim adamları aşılar üretti. Maalesef bugünlerde aşı tereddütü yaşıyoruz. İnsanların aşıya tereddütle yaklaşması çok üzücü. Sağlığı konuşmak siyaset üstü bir şey olmalı.” derken bu konuda akıllarda soru işaretleri oluşmaya başladığının altını çizerek, “Aşı konusunda Türkiye’de güvensizlik sorun haline geldi ve hat safhada. Bu konuda insanlar yanıltıldı. Aralık sonundan itibaren aşılama yapılacağı söylenmişti. İlk aşı partisi Ocak 3 – 4 gibi geldi. Planlama problemi var. Türkiye aslında aşı konusunda deneyimli. 80’li yıllarda verem, çiçek, çocuk felci konularında ciddi kampanyalar yapmıştı. Nasıl olduysa meslek hayatımda hiç görmediğim kadar aşı tereddütü yaşanmaya başladı. Bilinmezlik var. Aşının etkileri, yan etkileri ne olur? Korur mu, korumaz mı, yapılır mı, yapılmaz mı, o ülkenin aşısı bu ülkenin aşısı gibi sorular var. İnsanlarla yapılan çalışmaların kesin sonuçları paylaşılsaydı olumlu hale gelebilirdi. Bilime inan insanlar bile tereddüt yaşıyorlar.” şeklinde konuştu.

Dünyada adaletsizlik yaşandı, Türkiye tek firma ile anlaştı

Öte yandan tüm dünya insanlarının büyük umutlarla beklediği aşı konusunda adaletsizlik yaşandığını belirten Dr. Uğur Özdağlı, “Aşı satışını 3 – 4 firma ön anlaşmaları yaparız parası olana satarız, parası olmayan beklesin mantığı ile yürüttü. Örneğin; Kanada nüfusunun 5 – 6 kat fazlası aşıyı sipariş etti.” derken, Türkiye’nin ise bu aşı bulmak için bağlantılar konusunda hatalar yaptığının da altını çizdi ve “Dünya Sağlık Örgütü kendi altında, KOAKS adında bir aşı grubu oluşturdu. Burada, sponsorlar sayesinde aşı temininde zorlanan ülkelere aşıyı ulaştırmak için bir alt grup kurdu. Maalesef Türkiye bu gruba üye olmadı. Bir çok ülke birkaç firmadan aşı temin etmek şeklinde anlaşmalar yaptı. Türkiye tek ülkeden 1 firma ile anlaştı.” ifadelerinde bulundu.

“İnsan sağlığı üzerinden yapılan siyaset tartışmasında rahatsızız”

Pandemiden çıkışın aşı ile olacağı, ancak bu yolda Türkiye’nin geç kaldığını belirten Özdağlı, “Tek bir firmadan aşı bağlantısı yapmak doğru değil. Farklı aşıların teminini sağlamalıyız. Aşı sonuçlarını görerek doğru aşıyı bulup, aşı çalışmalarına yön verebilirdik; ama ‘En iyisini biz biliriz, her şey kontrol altında’ denilerek tek bir elden yürütülen bir sağlık yönetim var. Sağlık siyaset malzemesi yapılmamalıdır. Çok başarılı olduk bizim hanemize mi yazar, başarısız oldu muhalefete mi yazar? Bunları planlamaktan sıkıldık. Kimseye yazmasın. İnsan sağlığı üzerinden yapılan siyaset tartışmasında rahatsızız. Tartışmalar aşı terddüte yol açıyor. Nasıl planlanacağı konusunda bir ortak akıla ihtiyaç var. Tek bir merkezden bu işin yönetilemeyeceği konusunda insanlar bir ders çıkardılar böyle olmuyor. Elimizde ne kadar aşı var bilmiyoruz. Kimlere öncelikli olarak yapılacağı konusunda çokça söz üretildi. Dolayısıyla güvensizlik had safhada. Bunun polemik konusu olması bile can sıkıcı aslında.” sözleriyle de konunun siyasetten uzak kalması gerektiğine vurgu yaptı.

Planlama soru işareti

Bunun yanında aşılama konusunda yapılacak planlamaların da soru işaretlerinin olduğuna kayıt düşen Özdağlı, “Hastanelerde aşılama günün her saatinde istenildiği kadar yapılır ama; aile sağlık merkezlerinde de yapılması planlanıyor. 15-20 bin aile hekiminin hemşiresi yok. İmkanları kısıtlı, bir çok aile hekimi ortak bir alanda hizmet vermeye çalışıyor. Dolayısıyla bu işin planlama kısmı çok önemli ve onlar da sürekli olarak seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Biz insanlara ‘Evde kalın, uzaktan çözeriz’ diyoruz ama; aşı olmak için sağlık ocaklarına mı çağıracağız? Bu nasıl bir planlamadır? Soru işareti. Eve gidip aşılamak ayrı bir sıkıntı.
Bu işi yapacak, sahada çalışan sağlık çalışanlarının fikirleri alınmalı, aşı planlamasına dahil edilmesi gerekiyor. Bununla birlikte Türkiye’ye gelecek olan aşılar konusunda bir netlik sağlanmalı. şeklinde konuştu.

Tereddüttü aşmak için tek yöntem

Son olarak, aşının bir bedelinin olmaması ve herkese ait olması gerektiğinin önemle altını çizen Dr. Uğur Özdağlı, “Aşıda KDV indirimine gidildi, bu da aşı satılacak demek oluyor aslında. Pandemi döneminde hiçbir aşının parayla satılması doğru değil, buna karşı çıkmak lazım, bunun yanında aşıların tüm dünya insanlarının ortaya çıkardığı ortak değer olan aşıların tüm dünyaya ücretsiz yapılması lazım. Parası olan aşıyı bulur, bulamayan sıraya girsin mi diyeceğiz?
Aşı tereddütünü aşmak için çok net bir yöntem var: “Açık olmak, şeffaf olmak, katılımcı olmak” bir yılda yaşadığımız deneyim güvensizlik yarattı. Hiç olmazsa bundan sonraki yıkıların önüne geçmek için bir araya gelmenin yollarını bulmalıyız. ” ifadelerini kullandı.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu