Şükrü Akıllı, Saros sahillerinde kiralama yapan “MUÇEV”i sordu..
Bir süre önce gündeme gelen ve kamuoyunda oldukça geniş yer bulan Erikli, Mecidiye ve Yayla sahillerindeki 11 bölgenin MUÇEV (Muğla Turizm Çevre Vakfı – Turizm ve Ticaret Limited Şirketi) tarafından kiralanması ile ilgili, kapanan S.S. Erikli Sahili Turizm Geliştirme Kooperatifi’nin eski İkinci Başkanı ve eski Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Akıllı açıklamalarda bulundu.
Sahillerin kiralanmasını “rant kapısı” olarak değerlendiren Akıllı, ” MUÇEV’in faaliyet alanı Muğla ili, ama nedense Çevre Bakanlığı ona başka bölgelerde de kiralama alanları açıyor. Paravan olarak mı kullanılıyor, yoksa sahiller bu şirkete peşkeş mi çekiliyor?” dedi.
Şükrü Akıllı tarafından kaleme alınan yazıda şu ifadelere yer verildi:
“Edirne Milletvekilimiz Sayın Okan Gaytancıoğlu‘nun 11 Ekim 2019’da Çevre ve Şehircilik Bakanı’na verdiği soru önergesine 71 gün sonra verilen cevap ile Saros sahillerindeki 11 alanda MUÇEV’e kiralama yapıldığını basından öğrenmiş bulunuyoruz. MUÇEV yetkililerinin de alt kiracı bulmak için Keşan’da çalışmalar yaptığı bilgileri de yerel basında yer aldı. Parsellenen yerlerde dönümüne 120 – 150 bin civarında istiyorlarmış. Tabii ki onlar sağlanacak rantın peşine düşeceklerdir.
Bugünkü siyasi iktidarın ilk yıllarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca; tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde bulunan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin idaresi hakkında bir yönetmelik yayınlanmış Resmi Gazete’de.. Bu yönetmelik kapsamında ülkemizde Ege ve Akdeniz sahillerinde çok sayıda kiralamaların halkın tepkisine, yargının kararlarına rağmen yapıldığını biliyoruz. Bölgemizde ise bu tip uygulamalar 16 yıl sonra kendini gösterdi.

Gelin şu kiralama işine bir bakalım:
Erikli kumsalında, 3 – 4 km’lik sahil şeridinde asgari 1,5 dönümlük 8 alan, Mecidiyede Kale(İtalyan) Koyu, Danişment Köyü’nde Özel İdare alanı, Yayla kumsalında da vaziyet planındaki bir alan büfe, şezlong ve şemsiye kullanım amaçlı olarak Muğla Valiliği ve Çevre Şehircilik Bakanlığı ortak kuruluşu MUÇEV’e 10 yıllığına, 1.8 Milyon + KDV bedelle Bakanlık tarafından ihale yapılmadan pazarlık usulü ile veriliyor.
Kiralama konusunda günlerdir araştırma yapıyorum.
Öncelikle ifade edeyim:
Muğla yöresinde gerek halk, gerek basın, gerekse STK’lar bu kuruluşu biliyorlar. Araştırmalarımı biraz daha derinleştirmeye devam ettim.
MUÇEV nedir? ..ilk defa duyduk çünkü.
Açılımını (Muğla Turizm Çevre Vakfı – Turizm ve Ticaret Limited Şirketi) şeklinde yorumlayanlar oldu.
Şirket mi? Vakıf mı? ..kafam karıştı!

İşin doğrusunu öğrenirim düşüncesi ile MUÇEV’i iki defa telefonla aradım. Sekreterin bağladığı kişi, iki müdürden veya 7 yetkiliden biriydi herhalde. Bilgi vermeden bilgilerimi sorguladı. Size döneriz denildi. Gün boyu bekledim ama dönen olmadı.
Ticaret sicil kayıtlarına göre MUÇEV Turizm Ticaret Limited Şirketi.
Muğla çevresinde kiraladıkları yerlerin çoğunu da alt kiracılarla işletmişler veya işletiyorlarmış.
MUÇEV’in faaliyet alanı Muğla ili, ama nedense Çevre Bakanlığı ona başka bölgelerde de kiralama alanları açıyor.
Paravan olarak mı kullanılıyor, yoksa sahiller bu şirkete peşkeş mi çekiliyor? ..Düşündürücü!

Muğla’ya bağlı dünyaca ünlü çok sayıdaki sahillerin özelleştirmeye açılması ile bu şirkete kiralanması, o bölgelerde halkın, sivil toplum kuruluşlarının, turizmcilerin tepkilerine, direnişlerine rağmen bir şey değişmemiş. Konu yargıya taşınmış.
Örneğin; geçtiğimiz yıllarda Muğla – Ortaca İlçesi’ndeki İztuzu kumsalının kiralanması konusunda Muğla 2. İdare mahkemesi, MUÇEV’in protokol imzalama yetkisi bulunmadığını vurgulayarak; doğrudan doğruya kiralama, kullanma izni, işletme hakkı verebilecek kurum, kuruluş ve kişiler arasında yer almadığı için, ihalesiz olarak doğrudan doğruya işletme protokolü imzalayamayacağı, telafisi güç veya imkansız zararların oluşumuna sebebiyet verileceği, hukuka ve mevzuata uygun olmadığı gerekçesi ile kiralama işleminin yürütmesini durdurmuş.
Danıştay da bu şirketin kamu yararına faaliyet gösteren vakıf veya dernek statüsünde olmadığından İdare Mahkemesi kararlarını onamış ve yönetmeliğin 65 maddesini de iptal etmiş.

Burada yine sormak gerekiyor.
Halka rağmen, yargı kararlarına rağmen neden bu şirkete kıyak yapılıyor?
Rant kapıları neden açılıyor?
Muğla’da yaşananlar, şimdi de önümüzdeki günlerde Edirne’de yaşanacaktır. Yakın zamanda Erikli kumsalında gözlemlediğimiz şemsiye – şezlong mafyacılığı oynayanlar, bir başka güç vasıtasıyla devam edecekler gibi görünüyor.
Devletçe 2006 yılında koruma bölgesi ilan edilen, 1. ve 3. derece doğal sit alanlarının korunması gerekirken, halkın serbest kullanımına açık tutma yükümlülüğüne rağmen, Bakanlık çareyi kiraya vermekte bulmuştur..
Kiralama yapılan alanlar kıyı kanunun 13. Maddesi kapsamında Keşan Belediyesi’nin sorumluluk ve hizmet alanındadır. Kaldı ki sahil şeridinin ilk 50 metresinin kiralanması da yasaya aykırıdır.
İktidar partisinin Belediye Başkanı Sayın Helvacıoğlu, bu durumda sahillere sahip çıkabilecek midir?
Bu kiralamaya itiraz edebilecek midir?
Yargı yoluna gidebilecek midir?
Ancak inanıyorum ki bu hukuksuzluğa <dur> diyecek bir sivil toplum kuruluşu çıkacaktır.
Bunları göreceğiz!“