GündemÖZEL HABERSiyaset

“Söylediklerim rahatsız edebilir!” diyen İBB’nin CHP’li Meclis Üyesi Çakır’la yerel ve genel siyaset üzerine

İstanbul Belediye Meclisi’nin Keşanlı üyesi CHP’li Orhan Çakır, kesanonline.com’un sorularını yanıtladı. İBB ve Keşan Belediyesi arasındaki ilişkilerden, CHP’nin Edirne ve Keşan’daki durumuna; uzun yıllar ardından Keşan’ın AK Parti’ye kaptırılmasının ardında yatan sebeplere kadar dobra açıklamalar yapan Çakır, sık sık yaptığı Keşan ve bölge ziyaretlerinden bazı kesimlerin rahatsız olduğunu da söyleyerek, “Küçük olsun benim olsun’ anlayışı, başarı getirmez” dedi.

“Keşan’daki hayatı çok yakından takip ediyorum”

Sözlerine Keşan’a olan ziyaretleri ve bu ziyaretlerin sıklığı hakkında konuşarak başlayan Orhan Çakır, Keşan’ın konumu nedeniyle İstanbul’a ulaşımda avantajlarından da bahsederek, “Ben Keşanlı’yım. Keşanlı olduğum için de doğal olarak hem memleketimizi hem evimizi, hem de büyüklerimizi ziyaret etme adına bu bölgede bulunuyorum. İstanbul’da görev yapıyor olmam ve bölgemizin de İstanbul’a uzak olmaması da bir avantaj, Keşan’a her zaman günübirlik bile olsa gelmez şansını veriyor.” dedi ve Keşan’daki gelişmelerden haberdar olduğunu, gündemini de yakından takip ettiğini belirterek, “2014 yılında İstanbul’daki CHP üyeliğimi Keşan’a getirmiştim. Dolayısıyla, hem ticaret hem de siyaset faaliyetler adına çok iyi bağlarım var. Tabi şartlar ve günün koşulları derken bir anda kendimi İstanbul’da farklı bir görevde buldum. Keşan’daki hayatı çok yakından takip ediyorum. Bir yandan da içindeyim.” ifadelerini kullandı.

“Bir çok şeye de şahit oldum”

Röportajın devamında konu Cumhuriyet Halk Partisi’nin 25 yıl aradan sonra İstanbul’da kazanıp, 30 yıldan sonra Keşan’da kaybettiği yerel seçimlere geldi. İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı iptal edildikten sonra tekrar seçimi kazanmasının Türkiye’de bir ivme yarattığına vurgu yapan Çakır, iki belediyenin de başkanlık ve meclis yapılarının birbirlerine benzediğini söyleyerek, “İBB’de biz başkanlığı kazandık ama meclis çoğunluğu AK Parti’de. Oradaki yapının da aynısı Keşan’da yaşandı, Keşanlılar meclisi CHP’ye verdi ve belediyeyi de bir dönem denemek istediler. Ama bunun altında başka sebeplerin de yattığını hissediyorum.” derken Keşan’daki belediye başkanlığı sebebinin olası sebeplerini şu ifadelerle dile getirdi: “2014’ten bu yana örgütün çok içinde oldum ve yapıyı gördüm, bir çok şeye de şahit oldum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin burada birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Geçtiğimiz dönem, uzun yıllar belediye başkanlığı yapmış olan değerli başkanımız Mehmet Özcan, 3 dönem sonra halkın gösterdiği tepkiler sebebiyle yıpranmış olabilir; CHP’nin içindeki küçük gruplaşmalar başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere her partiye zarar veren bir yapılanma şeklidir. Halbuki bütün dargınlıkların bir kenara itilip başarı için odaklanılması gerekirdi. Sanırım belediye başkanı adayının atanması sürecinde, diğer belediye başkanı adayları arasındaki ilgi ve alaka sıkıntıya girdi. Bunlar bize belediyeyi kaybettirmiş olabilir. Bunlar sokaktan aldığımız bilgiler. Kimseyi kişisel olarak değerlendirmek istemiyorum; ama örgüt içindeki bu tür söylentileri kesmek ve birlik, beraberliği oluşturmak lazım.”

Taşıma oy söylentileri

Yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi Keşan’da galip gelse, şimdiki İBB’den aynı partili olmanın avantajını kullanarak daha farklı hizmet alacağına da dikkat çeken Çakır, Beyendik Beldesi örneğini verdi ve seçimi CHP’nin kazandığı yerleri işaret ederek şu ifadeleri kullandı: “O günlerde Beyendik ve Enez’e taşıma ile üye yaptırılıp orada oy kullandırarak seçimin kazandırılması söylentileri çıkmıştı, bugün gelinen noktada Keşan’da çok küçük ve komik rakamlarla CHP burada seçimi kaybetti. Ama bu Cumhuriyet Halk Partisi örgütünün kendini toplaması ve başarıyı yeniden yakalaması için çok büyük bir tecrübe olmuştur. Partimizin önümüzdeki seçimlerde, bir önceki seçimlerdeki gibi az farkla değil, binler ile ölçülecek büyük bir farkla iktidar olacağına inanıyorum.”

“Küçük olsun benim olsun’ anlayışı, başarı getirmez”

Sözlerine, CHP içinde bulunan çekişmelere göndermeler yaparak devam eden Çakır, kendi deneyimlerinden yola çıkarak, “Ben kendi adıma zaman zaman sıkıntılar yaşadım. Bunları söylememiz gerekiyor, bunlar bizim gerçeklerimiz. Hiçbir siyasetçi yeni gelen yada siyaset yapmak adına partisine üye olan hiçbir arkadaşımızı ötelememesi lazım. Oyun dışı bırakmanın hesaplarını yapmaması lazım, sonuçta herkes CHP için çalışıyor. ‘Küçük olsun benim olsun’ anlayışını sürdürürsek, bu başarıyı getirmez; aksine Keşan’da yaşadığımız sonuçları da alabiliriz. Biz Keşan’ı, Havza’yı kaybettik. ‘Başarılıyız’ dersek yanlış yapmış oluruz. Doğrularla yüzleşmemiz gerekiyor.” derken öz eleştiri yapma zamanının gelindiğini belirterek, ‘Biz nerede yanlış yaptık’ diye yola çıkarsak, sokakta herkese dokunan bir anlayış içinde Edirne’nin tüm ilçelerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin kazanacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

“Hedefiniz yoksa ailenizle, torununuzla uğraşın”

Röportajın devamında sık sık geldiği Keşan’da bulunması sebebiyle parti içindeki gruplar tarafından rahatsızlıkların dile getirildiğini de duyduğunu dile getiren Orhan Çakır, “2018 yılında milletvekilliği aday adaylığı sürecim oldu; ama maalesef benim Keşanlılığım tartışıldı. Keşanlı olmadığım söylendi.” derken, “Çok üzüldüğüm günler oldu. Haklılık payları olabilir, talep açma noktasında erken talep açmış gibi bir algı yaratılabilir; ama siyasette bir hedefiniz yoksa hiç boşuna uğraşmayın. Ailenizle, işiniz ve torunuzla uğraşmanız daha doğru olur.” sözlerini kaydetti.

“Kimse bizim çalışmamızdan rahatsız olmamalı”

Orhan Çakır, röportajın ilerleyen dakikalarında CHP’nin daha çok sahada olması, küskünleri geri getirmesi ve her kesime dokunması gerekliliğinin altını sık sık çizdi. Bir oyun seçim sonucunu değiştirdiği Keşan’daki örnekten yola çıkarak CHP için ders alması gerektiğini ve bir kişinin parti için çalışırken diğer partililerin eleştirmek yerine motive olmaları gerektiğini belirten Çakır, “Velinin de bir oyu var, delinin de bir oyu var, çok zengin olup oy kullanmıyor olabilirsiniz; yada çok fakir ve eğitimsiz olduğu için küçük gördüğümüz insanlar da oy kullanıyor. Çok gözümüzde büyüttüğümüz insanlar da bir oy kullanıyor. Bizim herkese dokunup sokağa inmemiz gerekiyor. Biz İstanbul’da kapı kapı dolaşarak bize oy vermeyen insanların mahallelerine giderek başarıyı kazandık. Aynı performansın Edirne ve Keşan’daki örgütlerimizin de faydalanarak yapılacağını ve bunun seçim sonuçlarına yansıtılacağından şüphem yok. Eleştirilerim bazı arkadaşlarımı üzebilir, bazıları rahatsız olabilir ama ben CHP’nin başarılı olması için bunları söylüyorum. Eğer bir Orhan Çakır, İstanbul’da çalışmalarını yapıp gerektiğinde başkanımızın verdiği talimatları şehir ve ülke dışında da yapıyorken, memleketime gelip burada da katkıda bulunmaya çalışıyorsam bence herkes bizim gibi düşünmeli. Kimse bizim çalışmamızdan rahatsız olmamalı.” derken siyasete başka bir gözle baktığını belirterek, “Benim partim bana görev verseydi, en başka bir yerde de görev alırım. Siyaseti profesyonel bir iş olarak görüyorum.” dedi.

“Propanda ile adayımıza oy kaybettirildi”

Anadolu’da CHP’nin oylarının arttığını ancak Edirne ve çevresinde giderek azaldığını sözlerine ekleyen Orhan Çakır, “CHP’deki oy kaybının sebebini, parti içindeki ötekileştirme politikası ve sokağa çıkmamaktan mı ileri geldiği sorusuna ‘Bunlar bizim gerçeklerimiz, bu sözlerim sonrasında belki çok eleştiri alabilirim, birileri bundan rahatsız olabilir’ diyerek cevap veren Çakır sözlerine şu cümlelerle devam etti: “Hangi arkadaşımız seçilir veya atanırsa, bütün örgütün bu arkadaşımızın arkasında olması lazım. Bu maalesef Keşan’da yaşanmadı. Burada belediye başkanı adayı olarak atanan arkadaşımıza, sonradan bazı arkadaşlarımız tarafından bir takım tepkiler geldi. Atanan arkadaşımızın da ‘Biz bu seçimi rahat alırız’ diyerek rehavete çöküp çökmediğini de anlamaya çalışıyorum. Yoksa bu kadar farkın kapanıp küçük bir farkla kaybetmemiz bizim için hayal kırıklığı oldu. Bundan sonraki seçimde de örgüt içindeki arkadaşların çok iyi düşünmesi lazım. Orhan Bey’in burada ne işi var diye dışladığınız zaman, sadece Orhan Bey’i değil; onunla birlikte olan insanları da dışlıyorsunuz. Herkesi kucaklayarak hedeflerinizi ortaya koyun ve yapacaklarınızı anlatın. Kırgınlık ve dargınlıkları bir kenara bırakın. Atanan arkadaşımıza sahip çıkmamız lazım, farklı bir propaganda ve yapıyla adaya oy kaybettirildiğinin de yaşandığını görüyorum. Bence bu çok yanlış bir davranıştı.”

Bir sonraki bölümde:

  • “Mustafa Helvacıoğlu’nun İmamoğlu ile randevu talebi oldu”
  • 2014 sürecinde yaşadığım sıkıntıları yaşamak istemiyorum”
  • Kaldığım yerden Edirne’de görevime devam etmek istiyorum


,

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu