Genel

Fırıncılar artan maliyetler karşısında çaresiz

Keşan Fırıncılar Derneği Başkanı Ayhan Gevrek, artan maliyetler karşısında ekmeğe zam istemekten utanır hale geldiklerini ancak, zam istemeye mecbur kaldıklarını belirtti. Üretiminden, tüketiciye ulaştırma noktasına kadar çok farklı kalemlerde zorluk yaşadıklarını ve yaşamaya devam edeceklerini belirten Gevrek, “Çoğumuz artık fırıncılığı bırakmayı düşünüyoruz. Bu sene denizler, bol bol ekmeği bulamayacak.” dedi.

Buğday fiyatları nasıl yansıyacak?”

Sözlerinin başında açıklanan buğday taban fiyatlarını hatırlatan Gevrek, “Bu ekmeğe nasıl yansır? Tabi her açıklanan fiyat ekmeğe una fark getiriyor. Biz de sıkıntıya düşüyoruz. Uncu hemen zammını yapıyor ama biz ekmeğe istediğimiz zaman zam yapamıyoruz. Sadece bu tek undan da kaynaklanmıyor. Doğal gaza, elektriğe, akaryakıta zam geliyor. Daha birkaç gün önce mazota 2 TL zam geldi. Artık, fırıncılar olarak arabayla ekmek getiremeyecek durumlara giriyoruz. Bugün mazotun litresi 30-35 TL’ye çıkacak deniyor.”

“Denize veya köylere ekmek nasıl götüreceğiz?”

Her kaleme gelen fiyat artışından en büyük darbeyi ekmeği fırından müşteriye ulaştıracak olan araçların yakıtlarının aldığını söyleyerek sözlerini sürdüren Ayhan Gevrek, “Artan maliyet karşısında buradan denize veya köylere ekmek nasıl götüreceğiz? Bugün denizlere gittiğimizde aracımız 350 TL yakıyor. 1000 tane ekmek koysan tanesine 35 kuruş mazottan yansıyor. Nasıl gidecek, nasıl geleceksin? Un fiyatları ne oldu. Buğday 7 TL olduğu gibi TMO’nun bizlere verdiği un eskiden 185 TL idi, şimdi o un 350 TL oldu. TMO’nun desteklemediği un 475-500 TL arası oldu. Bu ne oluyor fırıncıyı sıkıntıya sokuyor.

“Çoğumuz artık fırıncılığı bırakmayı düşünüyoruz”

“Biz zam alana kadar aradan 1-2 ay geçiyor. 2 ayda da dünya kadar zarar ediyoruz. Kimi arkadaşımız evini satıyor kimi arkadaşımız arabasını satıyor. Çekle un satışı da kalktı, şimdi hepsi peşin paraya döndü. Ama biz kurumsal işletmelerden 3 ayda bir ödeme alıyoruz. 1 ay ekmek veriyoruz, 2 ay sonra parasını alıyoruz. Zaten 3 ay sonra un 500 TL ise, oluyor 700 TL. Eskiden 90 gün çekle un alıyorduk. Un almak istediğimizde parayı yatırdıktan sonra unumuz geliyordu. Vade kalktı her şey peşine döndü. Biz peşin alamıyoruz. Ben bu yıl denize ekmek getirmeyi bırakıyorum. Neden bırakıyorum, ekmeği bugün vereceğim Eylül ve Ekim de parasını alacağım. Nasıl o zamana kadar un alacağım. Benim denizlere gitmem için 500-600 bin TL’lik un almam lazım. Ondan sonra denizlere gidebileyim.”

“Tezgah satışlarına dönebiliriz”

Ticaret yapmanın her geçen gün zorlaştığını belirten Gevrek bu sene sahil kesimlerinin ekmek bulmak konusunda güçlük yaşayacağını da sözlerine ekleyerek, “Birçok arkadaşımızın da denizleri bırakacağını düşünüyorum.” derken; şu ifadeleri kaydetti: “Şartlardan dolayı ekmek üretmek zorlaştı. Belki yeri gelecek bakkallara da çıkmayacağız. Tezgah satışlarına dönebiliriz. Bu ekonomik şartlardan dolayı inanın ki, zam istemeye bıktık. Müşteride zannediyor zammı biz yapıyoruz. Aslında herkes biliyor bütün maliyetlerin ne olduğunu.” şeklinde konuştu.

“Ekmeğe zam için talepte bulunduk”

Son olarak ekmeğe zam için talepte bulunduklarını dile getiren Ayhan Gevrek, sözlerini şöyle tamamladı: “Fiyatın 4 TL olması için talepte bulunduk ama daha çıkmıyor. Zam bugün verilse zammın uygulamaya geçmesi 1 ayı buluyor. Zam talepleri; şirket olanlar Ticaret ve Sanayi Odası’na veriyor, şahıs olanlar Keşan Lokantacı Kahveci ve Lokantacılar Odası’na veriliyor. Orada komisyonlar kuruluyor, 6 kişiden oluşan komisyon toplanarak karar çıkıyor. Önceden 2 yılda bir zam istiyorduk. Ama şimdi bulsak her ay zam isteyeceğiz. Zam istemeye utanıyoruz artık. Ama işin içinden çıkamıyoruz ve mecbursun zam istemeye. Bu şartlar altında bu kadar fırıncı nasıl dayanacak ve ayakta kalacak? Ya kapayacak, ya üretimi azaltacak. En azından hizmet vermeyi kesecek.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu