Deniz; “Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu ‘Devri-i Sabık’ mı yaratıyor?”
Emekli Öğretmen, Köşe Yazarı ve Keşan FM’de Radyo Programı Yapımcısı Cavit Deniz, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu‘nun geçen hafta, Keşan Belediyesi sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı canlı yayın açıklamalarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Deniz; “Helvacıoğlu, devri-sabık mı yaratıyor?” diye sordu.
Cavit Deniz şunları söyledi:
“Keşan Belediye Başkanı Sayın Mustafa Helvacıoğlu’nun kendi tabiriyle “e-miting”, “e-toplantı” olarak tanımladığı, özünde bu tanımlamanın yanlış olduğunu söylüyorum, yaptığı bana göre e-açıklama’dır, bu şekilde değerlendirilebilir. Bu açıklamada devr-i sabık mı yaratıyor gibi bir kanaate kapıldım.
Neden?
Çünkü; ifadelerinde, geçmişe yönelik bir takım dolaylı dolaysız değerlendirmeler var.
Diyor ki; <İhalelerde onun bunun adamı olmadık>.. Bu bence geçmişe yönelik bir göndermedir. <Yol – kaldırım çalışmaları için 31 liraya taş alıyoruz, 155 liralık taş alım dönemi bitti> ifadesi de var..
Burada geçmişe bir gönderme var. Çok ciddi bir fiyat farkı ortaya koyuyor. Tam 5 katı bir fark.. Şayet böyle bir şey olmuşsa bunları daha derli toplu ortaya koyması gerekir diye düşünüyorum.
Araç konusunda da Belediye’de 90 araçtan 60’ının aktif 30’unun tamirlik olduğunu ifade ediyor. Ancak 10 ayda da 10 araç aldık diyor. Cenaze aracı konusunda da sıkıntı olduğunu söylüyor. Keşan Belediyesi bir cenaze aracı alamıyor mu?
Pazar yeri ile ilgili çok ciddi iddiaları var. <Pazaryerini yeniden düzenleyeceğiz. Pazaryerindeki yerler başkalarına kiraya veriliyor, kiraya verilemez.> diyor.. Yani Keşan’ın bugüne kadar kuralsızlıkla yönetildiğini ifade ediyor. Bu da geçmişe yönelik bir değerlendirme..
Yayla Atıksu Projesi’nin iptal olduğunu, çalışır durumda olmadığını söylüyor. Bu konuda, geçmişte görev yapmış Belediye Başkanı veya Belediye Başkanı’nın partisinin herhangi bir değerlendirme yapmamış olması da ayrıca üzerinde düşünülecek bir konudur.
Bir de bu yerli otomobil konusunda; <Siz hayır deseniz ne olur, demeseniz ne olur> diyor. Bu aynen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ı taklit eder özellikte bir yaklaşımdır. Konuşmasının içinde 6 defa Recep Tayyip Erdoğan‘ın adı geçiyor. Yerel bir açıklamada 6 kez Erdoğan‘ın adının geçmesi de, Mustafa Helvacıoğlu‘nun aldığı rüzgarı pek sağlıklı kullanamadığının işaretidir. Çünkü; <Uyuşturucu kullanan ve fuhuş yapanları bana ihbar edin> diyor.
Bu millet Belediye Başkanı mı seçti, kasabaya şerif mi seçti? Bu yaklaşım, kolluk güçlerinin görev alanına müdahale olarak değerlendirilmeli bence.. Size neden ihbar edilecek? Devletin polisi var, emniyeti var, jandarması var..
<Keşan’da alt yapı yok> diyor. Keşan’da alt yapı yok demek, geçmiş dönem Belediye Başkanı’nın <Ben yer altında yıllarca uğraştım, yer üstüne çıkmak istiyorum> sloganı ile aday olmak istemesini anımsatıyor insana.. <Alt yapı bitmiş!> derken alt yapının tamamlandığını söylemiyor, işlevsiz hale geldiğini söylüyor.
Bunlar geçmişi inkar eden, geçmişi suçlayan ciddi yaklaşımlardır. Bu konuda geçmiş Belediye Başkanı veya İlçe Örgütü’nün de üzerindeki ölü toprağını atması gerekir.
Öte yandan, Keşan’da çok ciddi sıkıntıları olan şehir içi taşımacılıkla ilgili söyledikleri var. Diyor ki; <Keşan’ın nüfusu 51 binden 63 bine çıktı, şehir içinde minibüs sayısı artmalı.>
Helvacıoğlu‘nun sıkıntısı; şehir içindeki minibüs sayısını arttırmak, insanların kaliteli taşınıp taşınmaması değil.. <Benim sorunum minibüslerle, sahipleriyle değil> diyor. Öyle ise; 70 tane aracın toplu taşımaya uygun olmadığını ifade ediyorsunuz, bu konuda 10 aydır ne yaptınız diye sormazlar mı?
Minibüsler onların hatlar benim diyorsunuz, bugün hat satışı veya hat sahipliği Türkiye’de bir realite. Nereye giderseniz gidin, toplu taşıma araçları hatlarıyla birlikte satılır. Zaten insanların, hatlar pirim yapacak diye bunları aldıklarını da biliyoruz.
Bir de taslak proje olarak ifade ettiği ‘Taksi Dolmuş‘lar var. Bu düşünceyi ortaya koyuyor ama sanıyorum minibüsçülere böyle söyleyerek, aba altından sopa gösteriyor.
Bir de bu konu yaşandığı gün bir minibüs esnafının söylediği bir söz üzerinden konu bence bilinçli olarak gölgelendi, gündemden düşürüldü. Bu sözü kötü niyetli olarak değerlendirmemek lazım.
Ayrıca o gün grevde değiliz diyen minibüsçüler de bal gibi grevdeydiler.
Ben bu konuda köklü bir çözümün olacağını sanıyorum.
Helvacıoğlu, yönetmelik konusunda haklıdır. Ancak şehiriçi minibüslerin sayısını arttırmak konusunda haksızdır.”