Bugün 13 Şubat Dünya Radyo Günü

Trafikte, evde, yolda, çalışırken ya da dinlenirken keyifli vakit geçirmemizi sağlayan radyo yayınlarının da bir günü var. UNESCO tarafından her yıl 13 Şubat, Dünya Radyo Günü olarak kutlanıyor.
Türkiye’de ilk radyo yayınının duyulduğu 1927’den günümüze evde, işte, arabada her anımıza tanıklık eden radyo, yeni iletişim teknolojilerinin eskitemediği, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmaya devam ediyor.
Tüm radyo çalışanlarının ve dinleyicilerinin 13 Şubat Dünya Radyo Günü kutlu olsun.
“Görünmez Gök İmparatorluğu” RADYO
Elimizden düşürmediğimiz telefonlarla hızlıca iletişim kuruyor, her türlü bilgiye kolayca ulaşıyor ve keyifli zaman geçirebiliyoruz belki ama bir zamanlar gazeteler dışında tek bilgi kaynağı, evlerin baş köşesinde duran radyolardı. Gelişen teknolojiye uyum sağlayan radyo, hâlâ hayatımızdaki önemini koruyor. Artık dünyanın her köşesindeki yerel radyolara bile internet üzerinden erişebiliyoruz.
Sesi kablo ya da tel olmadan, bir yerden başka bir yere elektromanyetik dalgalarla gönderen ve bu yolla insanlar için bilgi kaynağı haline gelen radyo, zamanla kitle iletişiminin vazgeçilmez aracı haline geldi. Peki, geliştiricilerinden biri olan Amerikalı mucit Lee DeForest’ın ‘Görünmez Gök İmparatorluğu’ olarak tanımladığı radyo hayatımıza nasıl girdi? Teknolojiyle birlikte nasıl evrimleşti?

Üç ‘S’ harfiyle başlayan serüven
Radyoyu kimin keşfettiğine dair net bir yanıt yok. Ama gelişimine katkıda bulunan önemli isimlerden bahsetmek mümkün. İngiliz bilim insanı James Maxwell, Alman fizikçi Heinrich Hertz ve ünlü mucit Nikola Tesla’nın ayrı ayrı yaptığı çalışmalar, bu icadın temelini attı.
Ancak radyo yayının uygulamaya ilk geçişi, 1896 yılında İtalyan fizikçi Guglielmo Marconi’nin üç adet ‘S’ harfini kablosuz telgraf aracılığıyla, bir gemiden kıyıda bekleyen yardımcısına yollamasıyla gerçekleşti. Marconi, 1901 yılında Atlas Okyanusu ötesine ilk telsiz mesajını iletti.
1906’da ise ABD’nin Massachusetts kentinden ilk defa ses ve müzik yayını gerçekleştirdi. Ardından Amerika’da amatör radyo yayını patlaması yaşandı. Radyo meraklıları kendi küçük verici setlerini kurarak yerel yayın yapmaya başladı. Amatör radyocuların hava durumu ya da müzik yayınları çok ilgi gördü.

Savaş haberlerini radyodan aldılar
II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar radyo yayıncılığı, özellikle Avrupa’da altın çağını yaşadı. Cephelerden haber almak isteyenler, radyo yoluyla gelişmelerden haberdar oldu. Bu yıllarda radyo siyasi propaganda için de kullanılıyordu. Radyo yayınlarıyla propaganda yaparak iktidara gelen Hitler, daha sonra da iktidarda kalabilmek için radyonun imkanlarını kullanmaya çalıştı.

“Alo Alo, Muhterem Sâmiîn”
Türkiye’de ilk radyo yayını Mart 1927’de Sirkeci Postanesi’nin alt katında gerçekleşti. O yıllarda evlerde radyo alıcısı olmadığı için postane kapısının üstüne yerleştirilmiş bir hoparlör aracılığıyla sokaktaki vatandaşa seslenen kişi ise ilk radyoculardan Eşref Şefik’ti. Şefik’in ilk sözleri “Alo alo muhterem samiîn” yani “Muhterem dinleyiciler” oldu.
1925 yılında kurulan İstanbul Radyosu, düzenli yayına 6 Mayıs 1927 tarihinde başladı. Ardından radyo her eve girdi. Teknoloji geliştikçe sinema, televizyon ve internet hayatımıza girdi ama radyo hayatımızdan hiç çıkmadı. Radyo, gelişen teknolojiye ayak uydurmayı her dönemde başardı. Artık parazitsiz, yüksek kalite ses yayınlayan, kanalın, programın, şarkının, sanatçının adını gösteren dijital radyo çağı başladı.
Trafikte yol arkadaşı
En çok radyo dinlenen yerlerin başında otomobiller geliyor. Araştırmalara göre her iki kişiden biri aracında radyo dinliyor. Büyükşehirlerde trafik yoğunluğu arttıkça insanlar araçlarında daha fazla radyo dinlemeye, daha fazla radyo dinlendikçe radyolar trafik yayınları yapmaya başladı.
Özellikle İstanbul’da 100’den fazla radyo istasyonu, geleneksel yöntemlerle, yani kendilerine tahsis edilen frekanslarla çeşitli radyo yayını yapıyor. Araştırmalara göre, günde ortalama 91 dakikayı trafikte geçiren İstanbullular, her zevke hitap eden radyolarla bu süreye katlanabiliyor.
Her yaştan dinleyicisi var
• Her 10 kişiden altısı radyo dinleyicisi.
• Kadınların yüzde 52.9’u, erkeklerin ise yüzde 62.6’sı radyo dinliyor.
• Ülkemizde günde ortalama radyo dinleme süresi üç saat 10 dakika.
• Araştırmalara göre radyo, yüzde 54 ile en çok araçlarda dinleniyor.
• Radyo dinleme oranları sadece hafta içi değil hafta sonunda da yüksek. Hafta sonu en sık radyo dinlenme saatleri ise 12.00 ile 15.00 arasında.
• Her yaş grubunda radyo dinleyicisi oranı yüzde 50’nin üzerinde. Ancak 25-44 yaş grubunun radyo dinleme oranı yüzde 60’tan fazla.
• Gençler daha çok internet üzerinden radyo dinliyor. 45 yaş üstü ise klasik radyo cihazlarını kullanıyor
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO 2011 yılından beri 13 Şubat’ı Dünya Radyo Günü olarak kutlamaktadır. Aynı zamanda ülkemizde radyo yayıncılığının başladığı tarih olan 6 Mayıs 1927 tarihinden 80 yıl sonra 6 Mayıs 2007’den beri radyo günü olarak kutlanmaktadır.
Radyo, dünyanın en yaygın kullanılan kitle iletişim araçlarından biridir. Radyo bizi dünyadaki olaylardan haberdar eden kitle iletişim araçlarından biridir. Ayrıca hızlı bir iletişim aracı olan radyo kısa zamanda geniş kitlelere ulaşır. Haberlerin dışında, müzik ve sanatsal radyo programları sayesinde kaliteli vakit geçirebilir, radyo dinlerken bir yandan da işlerimizle ilgilenebiliriz.
Türkiye’de ilk yayınından bu zamana kadar 95 yıl geçen radyo, her dönemde en etkili iletişim araçlarından biri olarak ilgi göreme devam ediyor. Diğer iletişim araçları arasında en kolay ulaşılabilir olmak ve daha büyük kitlelere yayılmak konusunda öncülük eden radyo için, onu yıllardır çok yakından takip edenler konuştu.
Çocukluk günlerin radyo tiyatrosu ve sonraki zamanlarda müzik ve maç yayınlarını takip eden radyo dinleyicileri, en sadık iletişim araçları olan radyoyu anlattı.