Arılarla işbirliği yapan Aybüke Göl’ün mucize lavanta balının sırrı

Yaz gelişi birlikte lavantalar çiçek açıtı ve doğa mora boyandı. Muhteşem renkleri görenler fotoğraf makinelerini kapıp poz vermek için koştuğu lavanta tarlaları da adeta açık hava stüdyolarına dönüştü. Güzel kokusu ve göz alıcı rengi ile tabiatı görsel şölene dönüştüren lavantalar her yıl olduğu gibi bu yıl da turistlerin ve fotoğraf sanatçılarının ilgi odağı olurken, tarlalar meraklı ziyaretçiler ile doldu.
Bir tarla hariç.

2019 yılından bu yana kadar lavanta yetiştiriciliği yapan girişimci Aybüke Göl, tarlasını kimseyle paylaşmıyor. Çok değerli balını üretmek için arıların çalıştığı lavanta tarlasına asla ziyaretçi almayan genç girişimci, en küçük olumsuzluktan etkilenmemesi için araç egzozundan dahi koruyor.

Keşan Halk Eğitimi Merkezi’nde katıldığı “Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Yetiştiriciliği Kursu”nu tamamladıktan sonra 10 dönümlük tarlaya lavanta eken ve KOSGEB’den aldığı teşvik ile lavanta yağı üretimi yapan, şimdilerde ise lavanta balı üretimini gerçekleştiren Aybüke Göl, ‘Her şey organik ve organik kalacak” mottosuyla lavanta bahçesini gözlerden uzak yerde seçtiğini söyledi.

Mor ve mavi birleşti
Göl, 2019 yılından bu yana lavanta yetiştiriciliği yaptığı 10 dönümlük bir alanda, aynı zamanda lavanta balı üretimi de gerçekleştirdiğini dile getirerek, “Burası halka açık bir lavanta tarlası değil. Bunun nedeni de lavantamızın ve lavantadan üretilecek balımızın kalitesinin düşmesinin önüne geçmektir. Hiçbir şekilde zirai ilaç kullanmadığımız, yabancı madde girişine izin vermediğim lavanta tarlamı oluştururken, hayalim mor ile maviyi birleştirmekti. Bu hayalimi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Kendi çabamız, emeğimiz ile hiçbir ilaç kullanmadan lavantalarımıza bakabilmek biraz zor oluyor ama bu mor ile mavinin birleşimini gördüğümde her şeye değdiğini anlıyorum.” dedi.

“Kendime inandım”
20218 yılında,”Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Yetiştiriciliği Kursu”nda başlayan serüvenin bugünlere geldiğini, hedefinin üretimi daha da büyütmek olduğunu kaydeden Aybüke Göl, “2021 yılında imalathanemi de kurmuştum. Kendi ürettiğim lavantamın yağını çıkartabiliyorum. Yine kendi imalathanemde, lavanta yağının yanı sıra bir de lavanta balı üretimine geçeceğiz. Genç girişimci olarak bu işe girdiğimde çok fazla tepki aldım; ancak yaparım dedim. Ailem ve kendim bu işe inandım ve çok şükür bu günlere geldik.” diye konuştu.

Bir mucize: lavanta balı
Lavatanın sakinleştirici etkisinin bal ile karıştığında hem antioksidan değerinin yüksek, hem bağışıklık sistemini güçlendirici bir hal aldığının altını çizen Göl, “İşçi arılarımız ile birlikte doğal ve kaliteli bir ürün çıkartmaya çalışıyoruz. Bu yüzden de bu tarlayı halka açmıyoruz. Arılar; polen, vitamin gibi kimyasalı da taşıdığı için yol kenarı olmayan, araçların sıklıkla giriş çıkış yapamayacağı, azot salınımının fazla olmayacağı, karbonmonoksit gazının karışmayacağı bir tarla seçtik. Her şey organikti ve organik olarak kalacak” şeklinde konuştu.
Kilosu bin lira
En değerli ballar arasında yer alan lavanta balı kilosunun şimdilerde bin liradan el değiştirdiğini söyleyen Göl, “Şu anda kestane balından daha değerli. Lavanta balı işlemesi de zahmetli olduğu için fiyatı da yükseliyor. Aslında uğraşı olmayan ve çok da zevkli bir iş; ama arıya alerjiniz olmayacak.