Haberler

Sarıkeçe iktidara seslendi: “Özünüze dönün”

İyi Parti Keşan İlçe Başkanı Zafer Sarıkeçe açıklama yapıyor…

KEŞAN Online paylaştı: 3 Temmuz 2020 Cuma

İYİ Part Keşan İlçe Başkanı Zafer Sarıkeçe, 3 Temmuz 2020 Cuma günü, parti merkezinde gerçekleştirilen ve saat 14:00’te başlayan basın açıklamasında; İl Kongresi’nden, Keşan gündemine pek çok konu hakkında açıklamalarda bulunurken, sahiller konusunda Keşan Belediyesi’ne seslenerek “Eşkiyalık yapmayın, özünüze dönün” dedi.

İYİ Parti Edirne İl Kongresi

Edirne’de, İYİ Parti 2. Olağan Genel Kurulu’nun 5 Temmuz 2020 Pazar günü yapılacağını belirten Sarıkeçe, tüm partilileri genel kurula davet ederek şu ifaleri dile getirdi:

“Tüm milletimiz için devlet, korku ve baskı gibi görünmesin. Güven duyulan, insanlara huzur veren sorumlu bir yapı olsun istedik. İçerisinde ayrıcalık taşımayan, herkesi birleştiren, beraberlik ve benzerlikleri büyüten kapsayıcı bir yönetim anlayışıyla yönetilsin istedik.
İnsana ve topluma değer veren güçlü bir millet bağı ile sistem karşısında varlığını sürdüren, toplumda birlik, ekonomide güven, yönetimde liyakat düsturu ile çıktığımız bu kutlu dava yokunda yalnızca cesurlar ile hareket ederek 2017 yılında nice zorluklarla kurulmuş olan partimiz büyük aşamalar kaydetmiştir. İl başkanlığımızın 2. Olağan kongresi 05 Temmuz Pazar günü saat 11:00’de Edirne Olin Kavşağı Austin kafede yapılacak olup tüm hemşerilerimizi aramızda görmekten mutluluk duyacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz. Kuruluşumuzdan bu yana bizleri samimiyetle destekleyen başta kıymetli üyelerimiz, cesur insanlar başta olmak üzere tüm aziz hemşerilerimizi 05 Temmuz’daki olağan kongremize bekliyor teşriflerinin bizleri şereflendireceğini sizlerin aracılığıyla bildirmek istiyorum.”

Saygısızca o mezardan çıkartılması, alelacele poşetlere konularak kaldırılması beni üzen orada var olmamı gerektiren sebepti.

Gündemle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Zafer Sarıkeçe çeşitli konular bir çok açıklamada bulundu. Sarıkeçe söyle konuştu:

“Geçtiğimiz hafta Millet ittifakı arkadaşlarımızla birlikte Saros gezisi gerçekleştirdik. Gezi öncesinde de Amel Baba Türbesi’nin önüne gittik. Biraz baskın gibi oldu. Başkan bey sitemlerini belirtmiş ben onları davet edecektim diye. Yok biz davete icabet etmek için değil bizim derdimiz. Çok hurafelerle de ben ilgilenmiyorum. Benim için önemli olan orada 600 yıldır huzurla yatan bir mefta var. Saygısızca o mezardan çıkartılması, alelacele poşetlere konularak kaldırılması beni üzen orada var olmamı gerektiren sebepti. Bizi niye davet etmedin diye kendilerine bir sitemimiz yok. Hasbel kader kazarken bulsaydınız tamam ama böyle 600 yıldır orada var olan Keşan için ismi geçen önemli bir değeri siz apar topar yangından mal kaçırırcasına bir poşetin içerisine kemiklerini koyup kaldırmanız bilmiyorum ben bize göre değil bu. Show business görüyorum ben bunu. Ama doğru yani diriye saygısı olmayanın bence çok fazla meftaya saygısı da olmaz. Ama böyle devam etmeyin. Bir gün çıkar birileri size başka türlü hesap sorar. Yani siz insanların değerleriyle, kutsallarıyla oynamaya başlarsanız bu işin sonu başka yerlere varır.”

“Halkımızda sindirilmişlik hakim”

“Siz bunu Yunanistan’da yapabilir misiniz? Böyle bir soru geliyor aklıma. Ve ya gelişmiş çağdaş bir ülkede 600 yıllık geçmişi olan bir değere girerek ‘Ben yaptım. Oldu!’.. Sayın Hevacıoğlu‘nun birlikte çalışma modelinden bir tanesi işte ben yapacağım sizler onay vereceksiniz. İşte bizim kendisiyle anlaşamadığımız tek nokta bu. Evet o yolun genişletelim, modernleştirelim. Ama önce konuşalım. Acele etmeyelim. Böyle ben yaptım oldu mantığı benim içime sinmedi gibi sanıyorum kıymetli hemşerilerimizin içinde de içine sinmeyen insanlar vardır diye düşünüyorum.
Bir sitemim de o bölgede yaşayan insanlara. Bizlere ne oldu böyle? Bundan 20 yıl önce bu tür hareketleri yapmaya kalkan herhangi bir kişi ya da kuruma başka türlü bir tepki gösterilebilirdi. Ama maalesef son zamanlarda bazı değerlerimizin üstü çiğnense de insanlarımızdan ses çıkmıyor. Yani bunu neye yorayım bilmiyorum. Sinmişlik demeyeyim de sindirilmişlik korkutulmuşluk da demeyeyim ama böyle bir bananecilik var. Bit adam sendecilik var. Bakın yüzyıllardır burada yaşayan insanlar var. Atalar, dedeler burada yaşamış. Birtakım değerlere sahip çıkmışlar ve bugün bizlerin görmesini, bu coğrafyada yaşamın devam etmesi için ellerinden geleni yapmışlar. İyi veya kötü tartışırız o başka bir şey. Ama bizimde bundan sonra gelecek olan nesillere aktarabilmek için var olan değerlere sahip çıkmamız lazım.

Bence bu şehirde yaşayanlar şapkayı önüne koyup düşünmeli. ‘Ben bilirim’ ile olmamalı.


“Sahip çıkmaktan öte bir ‘banane’cilik, ‘adam sende’cilik var. Bunu Saros’da da yaşıyoruz. 2 tane sivri akıllı çıkıyor ben Saros’da turizm yapacağım diyor mesela o Saros’da binlerce evi olan arkadaşların da bir tanesi demiyor ki kardeşim sen ne turizmi yapacaksın, benim evimin önünü sen nasıl tel örgüyle alabilirisin demiyor. Oturuyor beyefendi balkonundan seyrediyor benim. Saros’da evim yok. Benim Saros’ta, Erikli’de hiçbir yatırımım yok. Ama ben Erikli için üzülüyorsam arkadaş sen de üzül bir tepkini koy. 300-500 milyar verip ev sahibi olup evinin önünde denize giremiyorsan abi kusura bakma sen sarı öküzü baştan vermişsin, sen daha çok sarı öküzler vereceksin. Ses çıkarmazsan bir gün oturduğun evde de git öte derler ki bunları görüyoruz İstanbul’dan gelen birileri birilerinin bahçesinde kendi yeri gibi duşunu alıyor. Daha da bu gibi örnekleri yaşayacağız. Bir gün gelecek diyecek ki aç şu odayı da senin evinde misafir olarak kalayım. İnsanlarımız artık yaşadıkları bölgeyi sadece malını mülkünü evini arabasını değil yaşadığı coğrafyayı emaneti korumalıyız. Neden Yayla’da, Erikli’de sorunlar yaşıyoruz? 1-2 kişiye bırakırsanız selayeti sonuç kahretsin ki buralara geliyor. Bence bu şehirde yaşayanlar şapkayı önüne koyup düşünmeli. ‘Ben bilirim’ ile olmamalı. Dur bakalım meclis var, ortak karar almak var denmeli. Ben bir gecede Amel Baba’yı kaldırırım, bir gecede şunu yaparım o zaman rica ediyorum yeni yapılan Keşan Devlet Hastanesinin oradaki Ferhat Ağa Köprüsü’nü de kaldır. Varsa o kadar cesaretin ki yapıyorsun görüyoruz Ferhat ağa Köprüsünü kaldır teşekkür edelim sana. Faydalı bir iş yaptın diyelim. Sonuçta senin tarihi eserlerle ilgili korkun yok! Gözünüz karaysa, yeni yol yapın tebrik edelim.”

Erikli Sahili’ndeki tel örgüler..

“Erikli’de maalesef Yunanistan-Türkiye sınırı gibi bir tel örgü var. 30 metre ilerde evi olan kişi, o tel örgüleri aşıp geçecek. Sonra da ‘Bunun sebebi Millet İttifakı’.. at çamuru izi kalır. Orada saçma sapan bir otopark işi var, kafalarına göre para toplanıyor. Gittik kendileri yoktu ama üzülüyorum meclis üyelerinin isimleri geçiyor ama başkan ‘Benim haberim yok’ diyor. Bal gibi de haberin var. Kimin ne yaptığını biliyorsun, izin alma masallarını bırakacaksın. Birileri hukuksuzca para kazanıyor, oranın derdine çare olmak için yola çıkmış adamlar, nasıl nemalanırım diye bakıyor. Dur diyeceğin yerde böyle bir cevap veriyorsun.
Orada kahve satan bir arkadaşa bir anda ‘Bu sene kahve satamazsın’ dediler. Ertesi gün ise meclis üyesi bir arkadaşın kahve aracının oraya geldiğini gördük. Ucuz hareketler bunlar. 20 liralık ekmeğinin peşine düştüyseniz yazık.

Tahmin ediyorum hepsi silahlarını bilemeye başlamışlar, sıkıntı yok aslı olmayan bir şeyi konuşmuyorum. Her türlü delili mevcut. Sizi hizmet için seçtiler, birilerinin ekmeğini elinden almak için değil. Eşkiyalıkla bu işler olmaz, bir an önce özünüze dönün.”

Danişmet’teki çöp alanı..

“Danişmet’teki çöplükle ilgili olarak orada bir doğa katliamı var. Erikli’de turizm yapacağım diyen insanların yarattığı eser. Eğer bir parça vicdanınız varsa, o çöpe normal bir insanın gözyaşı dökmesi lazım. Geçen dönem Mehmet Özcan’ın da kabahatleri olmuş, ‘Çöpü kaldıracak durumum yok’ diyememiş. Ondan sonra turizm masalı ve ardından tarımın bitmesine bile yol açacak çevre kirliliği. Çok güzel bir eser tebrik ediyorum kendisini.”

Yayla’da sağlık yetkilisi yok: ‘Nefesi kuvvetli bir hoca bulup üfletsinler’

“Yayla’daki limanın durumu kangren oldu. Yaylalılar isyan durumunda ve duyarsız değil. İyi yaşamaya ihtiyaçları var ama emekli insanlara ‘Ben senden faydalanamam, sen gereksiz bir yatırımsın!’ diye bakılıyor.
Vaktinde üreten insanlara ‘Huzurlu bir şekilde tatilini yapın’ diyemiyoruz. Çünkü rantable bulmuyoruz. Fuzuli yatırım olarak görüyoruz. Yollar çukursa ‘Kenardan atla!’ diyoruz.
Bunun yanında oradaki vatandaşlar, sağlık yetkilisinin olmamasından dem vurdular. Sağlık ve güvenlik bu işin olmazsa olmazlarından. Bir an önce yetkililer hassasiyet göstermeliler. Ama eğer Helvacıoğlu‘nun, ‘denizin talaşları kendisinin almasını! beklediği gibi bırakırlarsa, o zaman iyi ve nefesi kuvvetli bir hoca tutup oradaki vatandaşlarımıza hafta bir üflerler, sağlıklarına kavuştururlar, diye düşünüyorum.”

“Pasaklı adama takım elbise giydirilmez”

“Sinek ciddi bir problem. Sadece sahillerde değil, Keşan’da durum böyle. Her yerde sinek var. Takım elbise giydireceğiz dediler ama pasaklı adama takım elbise giydirilmez. Önce temizliğinizi yapacaksınız sonra takım elbiseden bahsedeceksiniz. Orada karasinek problemi var. Zamanında müdahale edilmediği için bu hale geldi. Artık çok geç! Zamanında ilaçlama yapılmalıydı. 2020 yılında Keşan ve sahiller sineklerle anılmamalı. Otopark ve kahve dükkanı peşinde koşacaklarına sahillerin sinekleriyle uğraşsınlar, yoksa takım elbise şık durmaz.”

“Derdiniz pazaryerine çatı yapmak mı, yoksa fantezi mi?

“Pazar yeri göreve gelir gelmez ilk yapacaklarındandı.
Sağolsun çözmeye çalışıyor ama çözemedi daha. Pazar yeriyle ilgili çok daha başka sıkıntılar oluyor aslında. Konu hala komisyonda ama rakamlar çok afaki. 25 milyondan söz ediliyor. Derdiniz pazaryerine çatı yapmak mı, yoksa fantezi mi? 25 milyon liralık çatısı olan pazar yeri görmedim ben. Derdiniz pazarcıyı düşünüp çatısını mı yapmak, yoksa elektrik üretmek mi? Hiçbir pazarcı çıkıp da ‘Niye elektrik üretmiyorsun?’ demiyor. ‘Üstümüz ne zaman kapanacak?’ diye soruyor. Fantezileri bir kenara bırakalım bir ay önce personel maaşı yüzünden Millet İttifakı üyeleri ile birbirinize girdiniz. 4.5 milyonluk yetki istediniz, 25 milyonluk çatı koymak isterseniz insanlar güler. Yapılmış olan emsallerden İpsala’da ters mantar sistemi var. Amacınız üzüm yemek mi, yoksa neyin peşindesiniz? Kararı tekrar çabuk bir şekilde vermeleri lazım. 3 ay sonra havalar soğuyacak. O çay tepsisiyle Başkanı, orada çok da fazla gezdirmezler diye düşünüyorum
Elinizdeki sermayenin 3’te birini işletmenizin çatısına gömüyor musunuz? Hayır. Şimdi elektrik üretme; insanlar bir daha yetki verirse üret.
Bırakın eğer olursa onu da kalfalık zamanında yaparsınız. Şimdi çıraklık zamanı, yapın teşekkür alın.”

“Yanyana oynamayı bilmiyoruz”

“Şarköy, Gelibolu ve Malkara’ya pazarcılarımızın gidememe durumları var. Çabuk halledilecek bir sorundu ama günden güne uzuyor. Bu işin yetkilileri kısa bir süre içinde çözüm bulsun. Biz yan yana oynamayı bilmiyoruz. Bunun için de birileri gelip elimizden ekmeğimizi alıyor. Yanyana oynamasını öğrenelim. Yüzyıllardır iç içe olduğumuz insanlar onlar. Siyasi anlamda üzerimize düşeni yapmaya hazırım.”

Patlatmalı kömür ocakları: “Ben onların bu savaşta sonuna kadar yanlarındayım”

“Geçtiğimiz hafta Karacaali Köyü’ndeydik. Sonuna kadar onların yanında olacağım. Keşke onların verdikleri tepki gibi Erikli ve Saros’ta da görsek. Onların emeklerine saygı duyalım. Çünkü onların tarım ve hayvancılıktan başka yapacak hiçbir şeyleri yok. Kömür ocakları da ‘Zarar vermeyeceğiz’ diye başlar ama hikayenin sonunda büyük tahribat olur. Ve o insanlar bunu biliyor. Vur kafasına al ekmeğini değil.. Ne söylediklerini, ne istediklerini biliyorlar. Geleceklerini korumak adına bir savaş veriyorlar ve ben onların bu savaşta sonuna kadar yanında olmak istiyorum.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu