Haberler

Karagöz, BOTAŞ’ın Saros Körfezi’nde diktiği ağaçların ‘sus payı’ olduğunu öne sürdü

Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz, Sazlıdere Köyü Sahili’nde inşaatı devam eden FSRU Doğalgaz Limanı ve Kara Boru Hattı projesi için kesilen ağaçlara karşılık çevre köylere dikilen zeytin fidanları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Uygulamanın köylere dağıtılan rüşvet ve sus payı olarak algılandığını belirten Karagöz, deniz çayırlarını sordu.


Geçtiğimiz günlerde Saros Körfezi’nde BOTAŞ tarafından ‘Saros FSRU Projesi’ kapsamında 100 bin zeytin fidanı dikilmiş, programa Edirne Vali Yardımcısı Ali Uysal, Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz ve BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Abdulvahit Fidan katılmıştı. Konuyla ilgili konuşan Hasan Karagöz, fidan dağıtımına karşı olmadıklarını belirterek, uygulamanın sadece bölgenin değil; bütün Keşan köylerini kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması gerektiğini söyleyerek; fidan dikiminin FSRU Limanı ile ilgili gelen tepkileri azaltmaya yönelik bir çalışma olduğunu kaydetti.

“Sus payı verilmek isteniyor”

Hasan Karagöz, projenin hayata geçmesi halinde Saros Körfezi’nin ölü deniz olacağını vurgulayarak, “Burada yaratılan tahribata karşı çıkılmasın, tepki gösterilmesin diye sanki sus payı veriliyor, rüşvet dağıtılıyormuş gibi bir görüntü veriyor. BOTAŞ yetkililerine şunu soruyoruz; 350-400 metre boyunda, 100 bin tonluk LNG gemileri Saros Körfezi?nin sığ sularına girdiğinde Saros Körfezi?ne verilecek tahribatı nasıl gidereceksiniz? Burası akvaryum konumunda olan bir yer. Sualtı çayırlarını taşıdık diyorlar. Nereye taşıdıkları belirsiz. Taşıdıkları yerde tuttu mu tutmadı mı bu da belli değil. Zeytin fidanlarını dikerken gösterdikleri fotoğraf karelerini deniz çayırları için de görmek istiyoruz. Nereye taşımışlar ve ne durumda bu deniz çayırları? Burada 145 çeşit balık ve 30 çeşit sünger var. Çayırlar bu canlıların eviydi. Şimdi bunların evi dağıtıldı, yıkıldı.” dedi ve Proje kapsamında sualtı çayırlarının da yerinin değiştirildiğini belirterek çayırların nereye taşındığını da sordu.

“Tahribatın geri dönüşü olmayacak”

Saros Körfezi’nin doğal akvaryum olduğunu vurgulayan Karagöz, çıkacak yargı kararından umutlu oldukları dile getirdi. Yargının bugüne kadar birkaç ara karar verdiğini, ek süreler tanındığını kaydeden Karagöz: “Bir an önce yürütmeyi durdurmanın çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü yürütmeyi durdurma telafisi imkânsız zarar açma olasılığı olan durumlarda verilir. Sonuçta oradaki denge bozuluyor, bir tahribat oluşuyor ve bir daha geri dönüşü olmayacak. Önümüzde ki günlerde yürütmeyi durdurma ve iptal çıkacağına inanıyoruz. 3 ayrı bilirkişinin raporları açık. Daha önce aynı idarenin verdiği iptal kararı ortada. Burada değişen hiçbir şey olmadığı için daha önce verilen kararın aksi bir karar beklemiyoruz. Kararın bir an önce verilmesini de istiyoruz. Bu konuda adalete güvenimiz tam.” şeklinde konuştu.

“Keşan ve çevresinde 100 bin ağaç için arazi yok”


BOTAŞ’ın daha öncede !85 bin ağacı Şubat ayında toprakla buluşturduk’ şeklinde açıklamaları olduğunu kaydeden Hasan Karagöz sözlerine şöyle devam etti: “Mart ayının ilk haftasına kadar da 100 bine tamamlayacağız şeklinde bir duyuruları vardı. Bu konuda Orman genel Müdürlüğü’ne 100 bin ağacın karşılığı olan bir bağış yaptıkları söyleniyor ama bunun da dekontu paylaşılmadı. Orman genel Müdürlüğü’nden de Keşan Orman İşletme Müdürlüğü’ne aktarıldığı söyleniyor ama belge yok, sadece duyum var.Ne kadar gerçek olduğunu bilmiyoruz ama şunu çok net biliyoruz, 100 bin ağacın dikilebilmesi arazi anlamında gerekli olan yer 250-300 hektar arası. Keşan ve çevresinde de böyle bir arazi yok.”

“Saros’a verilecek zarar gizleniyor”


Tartışmaların sadece yolun ve boru hattının yarattığı tahribat üzerinden yapıldığını söyleyen Hasan Karagöz: “Denizin içine, Sarsos Körfezi’nin doğal güzelliğine, akvaryum özelliğine koca koca gemilerin vereceği zarar burada gizleniyor. Asıl tartışılması gereken konu bu. O gemiler körfeze girmeye başladığında Körfez bütün özelliğini kaybedecek ve Enez’den Günyeli’ye kadar Saros bize göre ölü deniz haline gelecek. İzmit Körfezi’nden çok farklı olmayacak. BOTAŞ bu konuda doğru söylemiyor, kendi raporlarına ters düşüyorlar. Hazırladıkları ÇED raporunda yılda asgari 50 azami 100 gemi gelecek diyorlar. Bu haftada bir veya iki gemi gelecek demek. Bu gemilerin su altında kalan kısımları 25 metre ve 15 metre çaplı pervaneleri var. Bu pervaneler hareketleriyle 50-60 metreyi yerinden söküyor. Okyanuslardan gelmeleri de ayrı bir handikap. Gemilerin Saros Körfezi’ne girişi, limana yanaşması, boşaltım yapması ve geri dönmesi 36 saat diye tarif ediliyor. Gemi Saros Körfezi’ne girdiğinde Sahil Güvenlik önlem alacak ve denize hiçbir şey açılmayacak. Bu da kendi raporlarında yazıyor. Haftada iki gemi gelirse ne balıkçısı ne sandalcısı ne sahilcisi herhangi bir etkinlik yapamayacak demektir. Bunların da tartışılır hale gelmesi gerekiyor ama yargının bir an önce karar vereceğini, önümüzdeki hafta nokta koyup, bu işi kapatacağını düşünüyoruz, umudumuz tam. Tansiyonu düşürme anlamında verilen fidanlara karşı çıkmıyoruz. Güzel bir şey. Bunun Keşan’ın diğer köylerini de kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmasını öneriyoruz kendilerine.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu