EkonomiGündem

Esnaf Odası Başkanı Kocaman: “Her kısıtlama döneminde neden hep biz mağdur ediliyoruz?”

Keşan Tuhafiye ve Manifaturacılar Esnaf Odası Başkanı Hasan Kocaman, yayınlanan son ‘Pazaryeri genelgesi’ ile ilgili konuştu. Son genelge ile saf dışı bırakıldıklarını belirten Kocaman, “2. sınıf insan muamelesi görmekten bıktık, varlığımızdan haberdar olun” dedi.

“Birine analık birine babalık olmaz, yasak neden sadece bize?”

Tam kapanma ile ilgili sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Kocaman, “Her kısıtlama döneminde neden hep bizler mağdur oluyoruz? Bu hastalığı sadece bizim temsil ettiğimiz oda üyelerimiz mi yayıyor? Diğer meslek gruplarının tamamı bizim ve berberler dışında muaf. Tamam, sağlık her şeyden önce gelir, kapanmaya da itirazımız yok, olacaksa herkese eşit davranılmalı. Kapatılırken insanlarımızın mağduriyetleri de giderilmeli. Bu insanlar bayramı hesap ederek ürün aldılar. Kıyafet satan yerler, terziler, ayakkabıcılar, bayram alışverişi yaptılar. İnsanlara satma hesabı, bayramdan sonra da karşı tarafa ödeme hesabı yaptılar. Krediler kullandılar. Bu esnafımız borcunu nasıl ödeyecek? Bu gibi kararlar alınırken yetkililer lütfen dikkatli davransınlar. Birine analık, birine babalık olmaz. Sebzeci, gıdacı ürünün satıyor, aşağı yukarı aynı ürünleri satıyor aynı marketlerden alışveriş yapıyoruz, bu yasak neden sadece bize?” dedi

“Krediyi alabilecek ve kritere uyabilecek bir tek esnafımız bile yok”

Açıklanan faizsiz kredi destek paketlerine de değinen Kocaman, sözlerine şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yıl bizim gibi esnafa 25 bin TL faizli bir kredi verildi. Şimdiki yeni pakette 30 bin ve 75 bin arası 3 yıl ödemesiz faizsiz kredi paketi açıklandı. Bizim sektörümüzde bu krediyi alabilecek ve bu kritere uyabilecek bir tek esnafımız bile yok. Bu krediyi alabilecek olan kimlerdir, kime verdiler merak ediyoruz. Burada sadece mikro ve küçük işletmeler mi zarar etti. Benim tuhafiyecim, konfeksiyoncum, ayakkabıcım zarar etmedi mi? Niye bize faizli diğerlerine faizsiz kredi veriliyor? Bildiğim kadarıyla bu kredi sadece Türkiye genelinde 10 milyon esnafın içinden 130 bin kişiye verilecek. Bunu neden daha geniş bir çerçevede bakmıyorlar? Neden 130 bin kişi ile sınırlanıyor? Bu değerlendirmeleri yapanlar nasıl, neye bakarak karar veriyorlar? Bu sorun gittikçe büyüyecek. Sadece tuhafiyeci ve manifaturacılar esnaf odası adına iki üç günde açıklama yapmak zorunda kalıyorum. Benim gibi esnaf temsilcilerini televizyonlarda her gün görebilirsiniz. Sıkıntılar dile getiriliyor ama nedense göz ardı ediliyor. Biz küçük esnaf olduğumuz için mi göz ardı ediliyor? Oysa biz ekonominin bel kemiğiyiz. Hizmete ve icraata geldikten sonra da bir kenara itiliyoruz. Kimse bizi dikkate almıyor.”

“İkinci üçüncü sınıf insan muamelesi görmekten bıktık”

Kocaman, açıklamasının devamında, aşılama sırasında esnaf olarak öncelikli grupta olmaları gerektiğini hatırlatarak, “Aşıda belli gruplara öncelikler tanınıyor. Bizlerin de esnaf olarak bu öncelikli gruplara dahil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sahada olan en çok esnaf vatandaşımız. Para alışverişi yapıyoruz, bu lanet virüsün en çok paradan bulaştığı biliniyor. Bu durum göz önünde bulundurularak bize de öncelik verilemez mi? Her seferinde vurguluyoruz, kararlar alınırken bizler ikinci üçüncü sınıf insan muamelesi görmekten bıktık. Türkiye’yi yönetenler bizim varlığımızdan da haberdar olsunlar. Bizleri de göz ardı etmesinler” ifadelerini kullandı.

“Saf dışı bırakıldık”

Geçtiğimiz gün yayınlanan market tedbirleri ve pazaryeri genelgesi ile ilgili konuşan Kocaman, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Açıklanan son genelgede yine saf dışı bırakıldık. Haftada bir gün pazarın açılacağı haberini aldık. Bu heves ile tüm üyelerime bilgi notu paylaştım. Cumartesi günü saat 10.00 ile 17.00 arası pazarların açık olacağını söyledim. Herkesin çalışmasını yapıp önlemini almasını söyledim. Akşamki yayınlanan genelgeye bakıyorum, sebze, meyve, gıda ürünü ve temizlik ürünü satan yerler açacak, bizler bunun dışındayız. Kendimize sormadan edemiyorum da, virüsü biz mi üretiyoruz? Üyelerime ne cevap vereceğime şaşırdım. İnsanlara artık cevap veremez duruma geldik. Bu virüsü bizler mi üretiyoruz, gıda ürünü satan insanlar bundan hiç mi etkilenmiyor? Kurulacak semt pazarlarında bizler yine yer alamıyoruz. Farkımız ne? Pazar aynı sadece satılan ürün farklı. Bizi neden ayırıyorlar, hala anlamış değilim. Tam kapama dönemine kadar çarşı esnafı açıktı ama gelen müşteri sayısı da çok azdı. İnsanların cebinde para kalmadı. İnsanlar sadece gıda ve temel ihtiyaç karşılamak için para bulunduruyor üzerinde. Bunlar göz önünde bulundurulup da bizler de hayatımızı idame ettirecek uzun vadeli, ödemesiz, sıfır vadeli kredi talep ediyoruz. Herkese veriliyorsa biz de bundan yararlanmak istiyoruz. Bize daha önce verilen krediler faizliydi. Bize üvey evlat muamelesi yapılmaya devam ediliyor. Çifte standart uygulamasından oldukça rahatsızız. İlgililer ve devlet yetkililerinden bu kararlar alınırken daha dikkatli olunmasını ve adil davranılmasını bekliyoruz.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu