31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde, AK Parti Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu karşısında, CHP’den Keşan Belediye Başkan Adayı olan Şenol Yalı, 6 Nisan Perşembe günü kesanonline’ın canlı yayın konuğu oldu.
Cavit Deniz’in moderatörlüğünde saat 13.00’te başlayan programda Şenol Yalı, Helvacıoğlu’nun, Belediye Meclisi’nde CHP’li Meclis üyelerine karşı dile getirdiği ifadeleri, Meclis’te yaşanan tartışmaları ve 17 Mart 2023 tarihinde Keşan FM’de canlı yayınlanan “Bunu Konuşalım” programında isminin bir kez daha gündeme gelişini işaret ederek, söz hakkını kullanmak üzere yayına katıldığını belirtti.
Kesanonline ve Keşan FM’in sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanan programda, Keşan’ın öne çıkan gündem başlıklarını değerlendiren Mimar Şenol Yalı, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, Keşan’ın depreme hazırlığı noktasında eksiklerini, yapılan ve yapılması gereken çalışmaları anlattı.
Cavit Deniz, programa başlarken, “Neden Şenol Yalı konuğumuz?” açıklamasını yapmak istediğini belirterek, şunları söyledi:
“17 Mart 2023 günü Keşan FM’de, Keşan Belediye Başkanı Sayın Mustafa Helvacıoğlu’nun, canlı yayınlanan Bunu Konuşalım programındaki açıklamaları ve değerlendirmelerine ilişkin Sayın Yalı’dan cevap hakkını kullanma talebi geldi. Tabii biz de, o programda da belirttiğimiz gibi, doğal olarak Şenol Yalı’nın cevap hakkını kullanabilmesi için bugün bu yayınla karşınızdayız.”
“Beni Keşan halkıyla tekrar buluşturduğumuz için teşekkür ediyorum.” ifadeleriyle sözlerine başlayan Yalı, sadece cevap hakkını kullanmak üzere değil, son günlerde siyaseten yaşanan bir takım gelişmeleri de değerlendirmek üzere konuşacağını bildirdi.
Yalı’nın ardından konuşmasını sürdüren Deniz, radyo programı sırasında Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun CHP’li ve İYİ Partili millet ittifakı belediye meclisi üyelerinden yakınmaları olduğunu, bu yakınmalarını dile getirirken, telaffuz etmek istemediği, bazı sıfatları, sözcükleri kullandığını belirterek, Yalı’ya; “Sizin adınız da burada geçti. Eski arkadaşınızdan ‘Şenol’un 5 dakikalık meclisi’ şeklinde bir değerlendirme geldi. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bugün de Belediye Meclisi Toplantısı var. Belediye meclisi toplantısı sonrası, ertesi gün yayınlanan yerel gazetelerde ve haber portallarında, belediye meclisinde konuşulan konular gündem olmuyor da gerilimleri ile belediye meclisi kendisi gündem oluyor. Neden?
Bu konuyu içtenlikle, enine boyuna, nedenleriyle ortaya koyabilir misiniz?” dedi.
“Siyaset dili keskinleşti”
Bu sorunun ardından sözlerine, Ramazan Ayı’nın Türkiye’ye, Keşan’da yaşayan tüm insanlara dostluk ve huzur, sofralara bereket getirmesini dileyerek başlayan Yalı, “Malum bu hoşgörü ayında maalesef siyaset dili ilçemizde olduğu gibi genel anlamda da, ülke genelinde de sivrileşti, keskinleşti. Önümüzdeki seçimler bunun nedenlerinden biri. Genel seçimlere gideceğiz. Yerelde de yaklaşık bir yıl sonra seçim olacak. Bu yüksek tonla konuşmanın en önemli sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.
Acilen bu iklimden kurtulmamız lazım. Özellikle temsil görevi bulunan herkesin, siyasiler başta olmak üzere, söyledikleri sözlerde, konuşmalarında çok daha dikkatli olmalılar.
“5 dakikalık meclis” söylemi
Helvacıoğlu’nun kendisini hedef alan “5 dakikalık meclis” söylemini değerlendiren Yalı,
“Bunu ilk defa söylemiyor. Ben bununla ilgili daha önce de bir takım açıklamalarda bulundum. Kullandığı çok kaba bir dil.
‘5 dakikada meclis işte bu kadar olur’ ifadesi daha da ileriye giderek meclis üyesi, Millet İttifakı’nda olan arkadaşlarımızı, ‘Hayır demekle Keşan’a ihanet ediyorlar’ ya da ‘Hayır dizisi çekeceğim’ gibi sözleriyle rencide ediyor.
Ben de meclis üyeliği görevi yaptım. Belediye meclis üyeliği karşılıksız yapılan bir görev. Herkesin sonuçta bir ailesi var, işi var.. Keşan ufak bir yer. Sokakta yüz yüze bakıyoruz, bakacağız. Birbirimizin yüzüne baktığımızda rahatsız olmamız gerekiyor. Daha dikkatli konuşmamız lazım.
Ben daha önce de bu konuyu açtım ama anlamadı ya da anlamak istemiyor. Bir kez daha anlatayım.” diyerek, Helvacıoğlu’nun mecliste ve meclis dışı sergilediğini öne sürdüğü agresif tutum ve söylemlerinin, yaklaşan yerel seçimlerde, Millet İttifakı’nın meclisteki sayısal üstünlüğünü, başarısızlığının bir gerekçesi olarak ortaya koyma çabacı olduğuna söyledi.
Yalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Seçim meydanlarında ‘5 dakikalık meclis’ söylemini sıkça dile getirdim. Çünkü; söz konusu Keşan’sa, gerisi teferruattır dedik. İYİ Parti olsun, Cumhuriyet Halk Partisi olsun, o dönem ilçe başkanlarımız, bir araya geldik. Kimlerle temsil edilecek? Cumhuriyet Halk Partisi listesiyle girildi biliyorsunuz. Ve gecikti süreç, ocak ayı sonuna kadar sürdü. Tabii Helvacıoğlu ekim ayı gibi aday olarak başladı çalışmaya. Fakat bizim süreç uzadığı için pek fazla oyalanmayalım, bir an önce meydana çıkalım dedik. O süreçte bir araya geldiğiniz son toplantımız 5 dakika sürmedi. İYİ Parti 5 kişiyle temsil edildi. İlçe başkanlarımız da orada iken 25 kişilik listemizi yaptık. Fotoğraf çekimlerinden sonra listemizi yaptık. Yola çıktık. Burada asıl önemli olan bir an önce yola çıkmamızdı.”
Helvacıoğlu’nun, Belediye Başkanı adayı olana kadar siyasetin içerisinde bulunmadığını, örgütlerden gelmediği için emek noktasında hiç olmadığını dile getiren Yalı, “O süreçlerin nasıl ilerlediğini bilmiyor. Zannediyor ki; Şenol Yalı oturdu, tek başına aldı kağıt kalemi hemen 5 dakikada listeyi Verdi, liste ilçe seçim kuruluna çıktı, böyle bir olay yok. Yani bunların daha öncesinde değerlendirmeleri yapıldı. Ama bilinçli olarak yapıyor.” şeklinde konuştu.
“Fikirlerini “proje” olarak gündeme taşımaya çalışıyor”
Helvacıoğlu’nun fikirlerini “proje” olarak gündeme taşımaya çalıştığını dile getiren Yalı, “Böyle olmaz. Hayali projeler olmaması lazım. Ben bunu muhalefet mensuplarına da söylüyorum. Ama inanıyorum ki, gündem oluştururken yanında bulunan kendi meclis üyelerinin de bu projelerden haberi yok.
Bakın bugün de bir meclis toplantısı var. İlk 3 madde, hani diyor ya ‘Hayır dizisi çekeceğim’ hayır vermek için oluşturulmuş maddeler. Daha önce de gündeme gelmiş konular. Onlara proje diyorlar, proje değil aslında.” dedi.
“Gösterdikleri proje değil”
Helvacıoğlu’nun proje tanımlamasının doğru olmadığını kaydeden Yalı, “Projenin tanımını doğru yapmak lazım bence orada kendisi yanlıyor. Proje bir ihtiyaçtan doğar ve bir maliyeti vardır ve bir ihtiyaçtır. Gösterdikleri, hazırlattıkları proje değil, fikir önerileri çünkü maliyetler yok yanısıra finansmanıyla ilgili de çözdüğü bir şey yok. Gündeme getiriyor, diyor ki ‘Buna ne diyeceksiniz? Evet mi. Hayır mı?”
Cavit Deniz’in, “Cumhuriyet Halk Partisi ilçe Başkanlığı’nın, Belediye Meclisi üyelerine sahip çıktığına inanıyor musunuz?” sorusu üzerine Şenol Yalı, CHP’deki işleyişten bahsederek; son olağanüstü meclis toplantısında, Erikli’nin dava konusu olan gündem maddesiyle ilgili oylamanın açık kaldığını, oylama yapılmadığını, kameralar kapandıktan sonra Helvacıoğlu’nun makam odasına doğru gidişi sırasında CHP’li meclis üyelerinin ‘Gel bitirelim bu maddeyi” dediğinde, onlara karşı kullandığı kelimelerin çok yakışıksız olduğunu kaydetti.
Yalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zaman zaman ‘Hayır’lardan dizi çekeceğim diyor. Sizin programda da söyledi. 29 tane hayır var diyor. Aslında o diziyi çeksin, onda da başarılı olacağına ben inanıyorum. Çünkü kendisi rol yapma o konularda becerikli bir arkadaş. Söylediği gibi 29 tane hayır çıkarabileceğine de inanmıyorum.”
Meclis’in nisan ayı gündemine alınan ve “Erikli sahilinde Su ve Kanalizasyon Müdürlüğü’nün Erikli Sahili İçme Suyu Terfi ve Şehir Şebeke Hattı Yapım İşi kapsamında bozulan yol ve kaldırımlarında gerekli yenileme çalışmalarının yapılmasında kullanılmak üzere İller Bankası’ndan 20.000.000 (Yirmi milyon) TL. kredi kullanılmasına yönelik Helvacıoğlu’na yetki verilmesi” konusunu değerlendiren Yalı;
“Sizin programınızda ne dedi? ‘Erikli’nin yol ve kaldırımlarını sıfırdan yapmayacağım, asfalt ya da yama yapacağım’ dedi. Zaten Erikli’nin yollarını gerçek anlamda, standartlara uygun bir şekilde yapamaz. Çünkü orada alt yapı çalışmaları son derece sıkıntılı. Her yerinden patlıyor. Yapsa bile devamlı kazılması gerekir. Bu durumda soruyorum; bu 20 milyon TL bedel nereye harcanacak? Daha önemlisi, bu 20 milyon TL’lik bedeli kim ödeyecek?
Keşan halkı mı ödeyecek? Peki neden Keşan halkı ödesin? İçme suyunu Erikli sakinleri verdi çünkü kullanıyorlar. Keşan halkı niye bu bedeli ödesin?” şeklinde konuştu.
2. derece deprem bölgesi Keşan’da neler yapılıyor?
Keşan Belediyesi’nin 9 Mart 2023’te bir deprem çalıştayı yaptığını hatırlatan Deniz’in, hem çalıştayı hem de 2. derece deprem bölgesinde bulunan Keşan’ın durumunu değerlendirmesini istemesi üzerine Yalı, şunları söyledi:
“Çalıştayın devamında ÇOMÜ ile işbirliği yaparak Keşan’ın zemin raporunun çıkarılmasıyla ilgili bir takım görüşmeler yaptığını biliyorum. Bununla birlikte Yeni Mahalle’de inşa edilecek Doğal Afet ve Acil Yönetim Merkezi ihalesi yapıldı. Burada dikkatimi çeken şu; bu işlerin zamanlaması çok manidar. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremde maalesef ki resmi rakamlara göre 50 binden fazla insanımızı kaybettik. Bunun öncesinde neler yapıldı ona bakmak lazım. Mesleğim mimarlık olduğu için söylüyorum; 4 yıl boyunca hiçbir şey yapılmadı. Hiçbir şey yapılmadığı gibi daha büyük sıkıntılar var.
Biz ülke olarak enkazın altında kaldık. Depremin öncesinde de sonrasında da çok yetersiz kaldık. Kızılay sık sık kan bağışı kampanyaları yapıyor. Bu depremde 150 yıllık geçmişi olan bir kurumun aslında sadece bir yardım kuruluşu olmadığını, şirketleştiğini, çadır sattığını öğrendik.
Keşan’da ne yapıyoruz? Özellikle Saros Körfezi’nde bulunan mücavir alanlarımız birinci derece deprem bölgesinde kalıyor. Belediyenin yaptığı son çalışmalar güzel ama uygulamalar maalesef bu yönde değil. Depremden sonra apar topar boşaltılan okullarımız var. Veliler endişeli.”
99 depreminden sonra yeni mühendislik standartlarının çıktığını, yapı denetim işinin sektöre dahil olduğunu ifade eden Yalı, kendisine “Ne yapalım?” diye soranlara, binaların güçlendirilmesini ve bina yaşı daha genç olan yapıların tercih edilmesini tavsiye ettiğini vurguladı.
“Keşan Belediye Başkanı 4 yıldır ne yaptı?” diye soran Yalı, şöyle devam etti:
“Erikli’de, Yayla ve Danişment’te yaklaşık 4 – 4 buçuk senedir inşaat ruhsatı verilmiyor. Orada bir plan revizyonu yapılıyor. Doğal sınırıyla ilgili bir takım değişiklikler var. İlave imarla ilgili. Sonuç itibariyle biz mühendisler, mimarlar bu işten ekmeğimizi yiyoruz. O bölgelerden hiçbir projemiz falan gelmiyor, onaylanmıyor. Çünkü belediye ruhsat vermiyor, imar durumu da vermiyor. Tadilat ruhsatı da vermiyor. Fakat her ne hikmetse özellikle Erikli’de sıfırdan ya da eski bir bina yıkılmış, yerine yeni bir bina yapılıyor.”
Sahillerde inşaat ruhsatı verilmediğini, ruhsatsız inşaatlar yapıldığını öne süren Yalı, son imar barışının 2018 yılında çıktığını ve 31.12.2017 tarihine kadar olan kaçak binaları kapsadığını belirterek, “Şu anda Erikli’de 200 – 300 civarında zabıt yıkım kararı almış yapı var. Belediye bunlara göz mü yumuyor ya da al gülüm ver gülüm mü oluyor? 6 Şubat depremi olmasaydı bugün yeni bir imar barışı çıkmıştı. Hesaplar hep yeni bir imar barışı çıkması üzerine yapıldı. Peki soru şu; ‘Şimdi imar barışı çıkmayacak, ne yapacağız?’” dedi.
Gökçetepe’de, denize sıfır, kıyı kenar çizgisi içerisinde büyük bir temel atıldığını, orada devam eden inşaat için kiminin market kiminin AVM yapıldığını öne sürdüğünü kaydeden Yalı, “Orada birinci derece deprem bölgesinde koca bir inşaat yapılıyor.” dedi.
Erikli sahilinde kaçak yapılarda mühürlerin bozulduğunu söyleyen Yalı, “Orada imar mevzuatına göre mühür bozma var. Peki Erikli’nin en kıymetli yerlerinde bu mühürler bozulurken, Keşan Belediyesi oralara hiç gitmedi mi?” diye sordu.
Yalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mühür bozma cezası, mühür fekki denir. Türk Ceza Kanunu madde 203. Bununla ilgili suç duyurusunda bulundunuz mu? Ki aslında zabıtan var senin yani zabıtana da bu görevi verebilirsin. Burada bir bit yeniği var. Daha da öte, yıkım kararını belediye olarak uygulayamıyorsunuz. Türkiye’nin her yerinde olan sıkıntılar bunlar. 21.07.2021’de, yani yaklaşık 2 yıl önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü belediyelere bir yazı yolluyor. Sadece bir kısmını okuyacağım bu yıkımla ilgili: ‘Ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir. Yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir ay içerisinde yapı sahibi tarafından yapının ruhsata uygun hale getirilmediğinin veya ruhsat alınmadığının ilgili idaresince tespit edilmesine rağmen 2 ay içinde hakkında yıkım kararı alınmayan yapılar ile hakkında yıkım kararı alınmış olmasına rağmen 6 ay içinde ilgili idaresince yıkılmayan yapılar, yıkım maliyetleri döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanmak üzere bakanlıkça yıktırılabilir veya yıkılabilir, yıkım maliyetleri %100 fazlasıyla ilgili idareden yani belediyeden tahsil edilir.’ Diyor ki ‘Belediye olarak sen buna hani diyorsun ya ihaleye çıktım, giren olmadı, bilmem ne, sen bunu yapmıyorsan ben bakanlık olarak bunu yapacağım ve bana maliyetini de %100 fazlasıyla senden tahsil edeceğim. Şimdi burda iki tane suçlu çıkıyor o zaman: Bir belediyeler, iki bakanlık. Şimdi merak ediyorum, sonuç ne olacak? Yani dilerim ki Saros Körfezi’nde yaşayacağımız deprem kış aylarına denk gelir. Yapılacak başka bir şey yok. Deprem konusunu kapamış olduk burada.” dedi.
“Pazaryeri ile ilgili eski ve yeni söylemleri tutmuyor“
Cavit Deniz’in, bu konunun ardından “pazaryeri” konusunu sorması üzerine, Şenol Yalı, pazaryeri konusunun ilginç bir hale geldiğini, Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun “ucube pazar yeri, ucube pazar yeri” diye tekrarladığını hatırlatarak, “Yani ucube diyor ama önceden ne diyordu, ona bakmak lazım. Mustafa Bey’in bir dediklerine, bir öncekilere bakalım. Yani her konuda böyle git gelleri var. Mesela, 28.10.2016 tarihinde belediyeyi ziyaret ediyor. Yani pazar yerinin açılışından bir iki ay önce. Bitmiş, açılışı olacak artık. Yanında da o zamanki Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı, şu anki bizim belediye meclisi üyemiz Yüksel Alioğlu da var. Birlikte Mehmet Bey’i (Özcan) ziyarete gidiyorlar. Bunu Medya Gazetesi’nden ya da diğer basın kuruluşlarından alırsınız. Görselleri de var. Ben sadece bir Metin okuyacağım buradan. 28.10.2016 tarihindeki belediye ziyareti. Diyor ki, ‘Keşan Belediyemizin büyük çabaları, emekleri, özverileri ile 3 tane projenin İstanbul’da yapılan ödül töreninde Keşan isminin 3 kere kürsüye çıkarak ödül almasına sebep olan sayın başkanımızın şahsında belediyemizi ve ekibinizi tebrik ediyoruz.’ Helvacıoğlu, bunu Mehmet Özcan’a söylüyor ve devam ediyor: ‘Bir STK olarak, iş dünyası olarak bununla da gurur duyduğumuzun altını çiziyorum. Yapay Resif’le Çok Amaçlı Pazaryeri Projesinin hayata geçirilmesi, Keşan’da bir memnuniyet yarattı. Açılış öncesi ödülün kazanılması da size bir gurur kaynağı oldu. Siz derken, hepimizi temsil ettiğiniz için size diyorum. Etrafının düzenlemeleriyle beraber bugünlerde oralarda yüzler gülüyor. Türkiye’de ve şehrimizin diğer noktalarında ekonomik kriz yaşanırken, bu kış nasıl geçecek konuları gündeme gelirken, o semtte ve o semtin etrafında umut var. Sabah da gezdim, orada insanların o yüzündeki umudu ve mutluluğu gördüm. 10 yıldır yapılmayı bekleyen bir proje ama bu haliyle en iyi şekilde verimliliğe dönüştürmek ve size destek olmak için her zaman size görüş ve düşüncelerimizi belirtmeyi hazırız. Bu konuda size teşekkür ediyor ve tebrik ediyorum. Her zaman yanınızdayız.’ Mustafa Helvacıoğlu, bunu açılıştan birkaç ay önceki belediye ziyaretinde söylüyor.” diye konuştu.
Projenin eksik tarafları bulunduğu görüşüne kendisinin de katıldığını dile getiren Mimar Şenol Yalı, “Bu projenin başlangıç aşamasında ben varım. Çünkü beni de birazcık yapıştırmaya çalıştı. Şöyle söyleyeyim, mesela 27 Aralık 2012 tarihinde ihale sözleşmesi imzalanıyor. İşte inşaata başladı müteahhitler, başlangıç aşamasında arsa yer sahipleriyle olan etüt ve projeler aşamasında ben varım. Sonrasında yokum. Kendimce bir takım eksiklikler gördüğüm için uzak durdum. Açılışı da Mayıs 2017 tarihinde yapıldı. Bugün için ise yeni pazaryeri yapmayla ilgili bir takım şeyler söyledi (Mustafa Helvacıoğlu) size, sizin programınızda.” dedi.
Deniz’in, Helvacıoğlu’nun pazaryerini “şehir dışına çıkarmayı” dile getirdiğini hatırlatması üzerine Yalı şöyle devam etti: “Şehir dışına, sanıyorum Özgün Yapı’nın arkasına. Askeriyeden de bir alan alındı sanıyorum. Ama bugün meclis gündemine baktığımızda yine şaşırıyorum. Bakalım; ‘Üçüncü madde: İlçemiz Çok Amaçlı Pazaryeri Kompleksinin üzerinin kapatılması için belediyemiz İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce hazırlanan uygulama projesinin finansmanında kullanılmak üzere…’ diyor. Ne kadarlık bir finansman bu? Proje ya bu? Bir, o yok. ‘İki: Mülkiyeti belediyemize ait İstasyon Mahallesinde’ yani eski Migros’un arkasında Ticaret Borsasının satışını yaptığı bir şahsa… diye devam ediyor. Orada imar uygulaması aşamasında belediye kendine 10 dönüm bir yer yaptı, iyi de yaptı. Onun satışını istiyor şimdi arkadaş. İkide birde diyor ya hani 94 tane mülkü sattılar, şey yaptılar ama bu mülkleri de ortaya çıkaranlar yine bu 30 yıllık çalışmanın ürünü bunlar. Şimdi arkadaş onlara gözünü dikmiş. Yani geçmişi hem eleştiriyorsun diyorsun ki sattılar ettiler, sen de aynı şeylerin peşindesin. Yani seçim meydanlarında böyle demiyordu. Yani dün gibi hatırlıyorum, siz de hatırlayacaksınız işte ‘Keşan’a olmuyor, üst ayrı pantolon ayrı, ceket ayrı olmuyor, takım elbise giydireceğiz buna. Ne yapacağız? İşte ‘iktidar nimetlerinden faydalandıracağım ben. Ankara’ya gideceğim, bakanlıklar önüne iki seksen uzanacağım. Tuttuğumu koparacağım, getireceğim.’… Şimdi bakıyoruz, ‘arsaları satalım’. Bakıyoruz, bankaların önüne iki seksen uzanıyor, işte krediler şunlar bunlar. Nerede kaldı bu iktidarın nimetleri? Yani bunları da sormadan edemeyeceğiz.”
Belediye Meclisi gündeminin ikinci maddesinde de yine “Eski itfaiye alanımızın bulunduğu yerdeki Keşan Belediyesi Kapalı Pazaryeri ve Otopark Projesi” ifadelerinin kullanıldığını hatırlatan Şenol Yalı, “Yine proje değil. Sizin yanınızda programa getirdiği o görseller var ya, onlar proje değil.” dedi.
Cavit Deniz’in, “Görseller nereden peki? Hazırlanmış ki gösteriyor onu?” sorusunu da yanıtlayan Yalı, “Tridimax dediğimiz bir program var. 3 boyutlu. Onları birkaç saatte hazırlatabilirsiniz.” diye cevap verdi.
“Meydan projesinin ne olduğunu
kendi mensupları da dahil bittikten sonra görecekler“
Deniz, “Sağlık kompleksi projesi de vardı herhalde bir ara?” deyince Mimar Şenol Yalı şöyle devam etti: “Var galiba. Yani devamlı onun elinde koltuk altında gezdiriyor onları. Bir de şöyle, seçim meydanlarında şunu da dedi mesela, bizden yaklaşık 40-45 tane mimar var Keşan’da sadece. Bir o kadar belki inşaat mühendisi var. Burada bitti, yani Keşan’da bu işten ekmek yiyen insanlar bitti; Tekirdağ’larda İstanbul’larda bu şekilde projeleri hazırlatıyorsun. Bununla ilgili bir soru soruldu, yine bahsettiğim Ticaret Odası toplantısında bir meslektaşımız sordu, ‘E ne yapayım ben, ulaşamıyorum işte oda başkanınıza, şudur budur gibi gerekçeler, böyle komik komik şeyler. Birlikte yönetecektik ya Keşan’ı? Birlikte karar verecektik bir takım şeylere?” Cavit Deniz’in, “Yani İstanbul’dan mimar mühendislerle proje yürütmesi acaba kendisinin özgür hareket edemediğini mi gösteriyor? Parti mi bağlıyor bunu?” sorusunu yanıtlayan Yalı, “Hiç sanmıyorum hocam. Yani bunu sen zaten ilk önce gel imar komisyonunda bir tartış. Orada meslektaşlar da var. Özlem (Uybaş) hanım var, kendi partisinden Selim (Aras) arkadaş var, yani onlar da yardımcı olurlar ona ama birlikte beraber pişirmek lazım. Sen şimdi başka yerde mutfakta pişirtiyorsun bunu, meclise geliyorsun önüne koyuyorsun bugün olduğu gibi, ‘Gelin buna evet verin.’ Hayır verince ‘Hayır dizisi çekeceğim.’ Öyle bir şey olur mu ya? Yani bir ihtiyaç, programı birlikte uygulaman lazım. Sonra ‘yeni pazaryerini aşağıya kuracağım’ diyorsun. Özgün Yapı’nın arkasına. Burada odalar var, paylaştı mı onlarla? Esnaf var. Mesela bir şey söyledi, sanki anketten bahsetti, yapsın bir anket bakalım yeni pazaryerinin nerede olmasını istiyor bu Keşan halkı? Mesela Cumhuriyet Meydanı ile ilgili diyor ki ‘Mehmet Özcan AVM yapacaktı oraya.’ Hatırlıyorum ben de ki hakikaten üçünde de bir ticari şey vardı ama orada güzel olan bir şey daha vardı, anket yaptı sosyal medya üzerinden. Bir, iki, üç… 3 tane seçenek vardı. Mesela ben şahsen üçüne de onay vermezdim ayrı bir şey ama en azından sorma cüretinde bulunuyor. Diyor ki yani ‘Keşan halkı kullanacak burasını, o karar versin, en azından hangisi?’ Şu anda Cumhuriyet Meydanında bir proje yapılıyor. İddia ediyorum, kendi mensup üyeleri de dahil olmak üzere bittikten sonra görecekler ne olduğunu. Bakanlığın paket projesi herhalde tamam ama bize giydirilecek o. Bakanlık yapsın. Yani bizim fikrimizin olmaması mı gerekiyor? Bakanlık ‘Alın, maliyetini ben yaptım size, burası meydan, kullanın burasını.’ Böyle mi olacak bu iş yani? Böyle mi olmalı sizce?” Mesela Çevre ve Şehircilik Bakanı geldi buraya, Murat Kurum. Sanıyorum bir 3 yıl önce falandı, pandemi falan da vardı sanırım. O esnada bakanın önüne bir proje sunmamız lazım. Ne yaptık biliyor musunuz? Belediyenin yeni binasının olduğu yerde biliyorsun, önceden bir triportör dağıtılmıştı, eksik kaldı. Bakana söylediğimiz ‘40 tane triportör daha istiyoruz’. Bakar mısın, vizyona bakar mısınız? Yani bir belediye başkanının, hele hele ilçe belediye başkanının 5 yıllık görev süresince sadece bir kere gelir ya da hiç gelmez o Çevre Şehircilik. Sizinle ilgili olan bir bakanlık. Sunduğunuz şeye bakın, projeye bakın.” şeklinde konuştu.
“Yaptıkları proje değil, operasyon”
Cavit Deniz, programa şu soruyla devam etti: “Evet, bunun ötesinde Şenol kardeşim, başkan yine hizmetlerin engellenmesinden yakınıyor. Sana göre, proje ile gelinse ve talep edilen kredinin faiz miktarı, ödeme yöntemleri ortaya konsa muhalefet farklı mı düşünür?”
Şenol Yalı bu soruyu da şöyle cevapladı: “Kesinlikle hocam. Bir kere şu var, seçim sözleri söylemleri var ortada: ‘Hizmetin tam zamanı 2019-2024 Keşan Projeleri’… Bir kere projenin tanımını yapmaya gereklilik duyuyorum. Proje; belirli bir yerde belirli bir süre içerisinde belirli bir bütçe ile net olarak tanımlanan, eksikliğin ve amaçların gerçekleştirilmesine yönelik planlanan faaliyetlerin bütünüdür proje. Bunların çoğu proje değil. Bunlar sadece bir fikir. Operasyon deriz biz bunlara. Mesela şöyle izah edeyim; bahçeli bir eviniz var, bahçenize bir köpeğinize kulübe yapacaksınız. Bu yapacağınız kulübe bir projedir. Fakat aynı bahçenizde her ay biçeceğiniz çimler yani rutin olarak yapacağınız işler, bunlar proje değildir. Bunlar operasyondur. Yani şimdi bir de şöyle bir şey dağıttı biliyorsunuz 3 yıl sonra ‘Nereden nereye’ gibi. Bunun içerisinde çöp tenekelerinden şeylerekadar her şey var, proje diye bunları yaptık, bunlar operasyon. Şimdi bir park düzenlemesini yapıyorsunuz. Bunun belli bir süresi var. Birkaç yıl sonra bu eskiyecek, yenisi tekrar yapılacak. Rutin işlerdir bunlar ama Keşan’ın daha elzem eksiklikleri var. Mesela kendisi dillendirdi: Su. Değil mi? Şu anda bir iklim krizi var.
“Arabesk bir meydan düzenlemesi”
Şu anda bakıyorum ben, Endüstri Meslek Lisesi kavşağı yapıldı. Geçmenizi isterim. Hocam, yapay plastikten çiçekler konuyor artık. İnanıyorum ki ona şunu diyecektir: ‘Suyumuz yok. Onun için sulamayalım. Onun için plastikten çiçek koyuyoruz.’ Renkleri de bir görmenizi isterim. Yani diyor ya işte ‘Keşan’ın çehresini değiştiriyoruz’ diye, aman değiştirmeyin! Yani o renkler o bir ara kazındı o boya tekrar yeniden boyandı falan böyle, tek güzel olan bir şey var ki 150 yıllık belki de bir zeytin ağacı var orada, maalesef hiç yakışmıyor altında yapılan düzenlemeler. Neon ışıklar falan, arabesk bir meydan düzenlemesi.”
“Su sorunu Çokal’la çözülebilir”
Su krizi nedeniyle insanlara “Halı yıkamayın, araba yıkamayın” şeklinde uyarılarda bulunulduğunu hatırlatan Şenol Yalı, asıl belediyeciliğin, vizyonun, iklim krizi nedeniyle bir su problemi yaşanacağını öngörmek olduğunu vurgulayarak, “Erikli’de kuyu açmakla Erikli suyunu hallettik diyorlar ama olası bir depremde, çok büyük bir depreme gerek yok, kuyuların hepsi pert olacak. Eğer ki iktidar nimeti diyorsanız, işte Çokal Barajından Malkara da dahil olmak üzere Bolayırı falan herkes su alıyor ki çok yüksek kotta olan bir baraj. Erikli’nin de bana göre Keşan’ın da kurtuluşu orası olması lazım. Ama o oraya hiç yönelmedik, biz sadece buralarda makyajlarla uğraştık.” dedi.
Çokal Barajından gelen hattan, Paşayiğit’te kurulacağı söylenen organize sanayi bölgesine de su verilmesinin düşünüldüğünü, 5.000 kişiye de iş vaadinde bulunulduğunu hatırlatan Cavit Deniz’in sözleri üzerine, Yalı, OSB’de meyve suyu fabrikası gibi fabrikalar için suyun elzem olacağını, ancak Paşayiğit’te arazinin engebeli olması nedeniyle altyapının büyük maliyet tutacağını, bu yüzden işin daha da uzayacağını dile getirdi. Seçim meydanında bilboardlarda “5.000 kişiye istihdam” yazıldığını da hatırlatan Şenol Yalı, “Kendisi ‘dizi çekeceğim’ diyor ya, bizler de o billboardları tekrardan yayınlayacağız, yani vaatlerini.” diye konuştu.
Cavit Deniz de şu değerlendirmeyi yaptı: “Proje anlamındaki değerlendirmenize katılıyorum. Bir örnekle somutlamak isterim. Kent Ormanı adı altında 600 dönümlük bir alandan bahsetti. Kent ormanı mesire yeri yapılacaktı. Bunu da anlatırken Cennet Bahçesinin işte 10 kat 20 kat büyüğü olarak lanse etti. Ardından burası 174 dönüme düştü, derken dağ fare doğurdu. Orada valiler, milletvekilleri, kaymakamlar fotoğraf çekildi, tanıtım yapıldı, dağ fare doğurdu. Demek proje değilmiş ki, millet bahçesi denilen şey gele gele şehrin içindeki kent meydanına geldi. Yani o proje konusundaki saptamanız yerinde.”
“Elinde belge varsa gereğini yapması lazım”
Belediye Meclisi toplantılarına da değinen Mimar Şenol Yalı, meclis toplantılarının bir şov alanına dönüştüğünü, Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun mecliste çok tehlikeli söylemlerde bulunduğunu ve geçmiş dönemle ilgili ağır ithamlarda bulunduğunu dile getirerek, “Mesela, ‘Yeni Mahallede arsalar belediyeden alacağına karşılık müteahhitlere, kılıflarına uydurularak verildi’ tarzında bir şey… Sanki ihale yapılmamış gibi falan dillendiriyor. Yine geçmiş dönem doğrudan temin yöntemini kullanarak belediyeye fahiş fiyatlarla 5 katı fiyatlarla ki ‘faturalar elimde’ diyor, ‘malzeme almışsınız, faturalar şu anda elimde’ diyor. Yine belediyeye alınan uzman çavuşlar, işte ‘80 tane uzman çavuş belediyeye almışsınız, bunlardan bedel almışsınız, belediyeye değil, şahıslara’ tarzında söylemler. Şimdi bunlarla ilgili elinde belli ki bir evrak var, bir şeyler var ya da yoksa da söylemeyi bırakması lazım. Eğer varsa da gereğini yapması lazım. Ki ben birazcık kendisini tanıyorum, sanıyorum bunları yerel seçim öncesine bırakıyor. Ama orada bir suç işliyor. Şu anda bunları gelecek olan müfettişe ya da müfettişi de beklemesine gerek yok, eğer ki doğruysa bunlar, gereğini yapması lazım. Farkına varmadan suç işliyor arkadaş. Şu anda onu da söyleyeyim.” dedi.
“Borç, bütçenin yüzde 87’si”
Deniz’in, “Peki bu belediye borçlarını neden ödemiyor? Ayrıca Keşan Belediyesi’nin borcu azaldı diyor?” sorusu üzerine, Helvacıoğlu’nun bu konuda bir açıklama yaptığını, borçların, bütçenin %30’larına 20’lerine denk geldiğini anlattığını ama bunun gerçekleri yansıtmadığını savunan Şenol Yalı, 31 Aralık 2022 itibariyle belediyenin 237 milyon 198 bin TL borcu olduğunu, gerçekleşen bütçenin ise 270 bin 645 TL olması nedeniyle borç miktarının bütçenin %87’sine tekabül ettiğini açıkladı.
“Ring yolu hep konuşuldu, hep rafta kaldı”
Keşan’ın trafik gündeminin değerlendirilerek, Keşan’ın ve Küçük Sanayi Sitesi yollarının 100 gün içinde yapılacağı vaadi üzerinde de konuşulan programda, Şenol Yalı, gelinen noktada Sanayi Sitesinde sadece 3 tane ana yolun, o da son zamanda yapıldığını, oysa Helvacıoğlu’nun bloklar arasındaki yolları da yapacağını söylediğini belirterek, “Asıl daha büyük vaadi ring yolu. Yani bizim Keşan imar planlarımızda çevre yolu var zaten. 25 metrelik çevre yolumuz var. Eğer ki iktidar nimetini kullanmak ise buna kullan. Hani diyor ya ‘işte ben bakıyorum belediyenin 5 yıllık bütçesine tekabül ediyor bu’. İşte o zaman diyorum ki ben de bunlar proje değil. Bunlar hayal mahsulü şeyler. O çıkıyor ortaya. ‘Etaplar halinde yapacağım’ dedi, 1 m dahi bir şey yapılmadı.”
Cavit Deniz de konuyla ilgili olarak şunları dile getirdi: “Ring yolu konusunda gazetecilerin asfalt sözleşmesinin yapıldığı programdaki sorusuna yıllar önce şu cevabı veriyor (Helvacıoğlu): ‘O devletin işi, bizim bütçemizi aşıyor ama biz pratik olarak stabilize yapabilir miyizi’ değerlendiriyoruz türünden açıklaması var. O günden bugüne hiçbir şey olmadı. Neden şimdi Şenol, bu konular Keşan’da hep konuşuluyor da sonuç alınmıyor? Ring yolu rahmetli Mehmet Gemici’nin projesiydi ve hatta hiç unutmam, kendisine saygılarımı sunuyorum, Sayın Feyzullah Aktan abimiz ‘Ya şu yolu yaptır da oraya senin adın verilsin, orası Mehmet Gemici Bulvarı olsun’ diye yazı yazmıştı. Bakın işte 89-90’dan beri 30 yıldır bu ring yolu konuşuluyor konuşuluyor ama hep taca atılıyor, rafta. Yani takım elbiseyi giydik, gene olmadı. Ne giyeceğiz de olacak şimdi bu ring yolu?”
Ring yolu konusunun yanısıra, yeni Keşan Devlet Hastanesi’ne yakın oturan vatandaşların, minibüs maliyetleri nedeniyle hastaneye yürüyerek gittiğini, tretuvar ve kaldırım bulunmayan yolda iki aracın yanyana geçemediği köprüyü de geçmek zorunda kaldıklarına dikkat çeken Şenol Yalı, tescilli olduğu iddiasıyla genişletilmesine izin verilmeyen Ferhat Ağa Köprüsü’ne alternatif geçiş yapılabileceğini, bunun çok zor bir iş olmadığını dile getirdi. Bunun üzerine Cavit Deniz de Belediye Başkanı Helvacıoğlu’na şu çağrıda bulundu: “O zaman sayın başkana şuradan bir çağrı yapalım. Her yıl değiştirdiği makam aracı var ya… Her sabah bir çocuğu bir ilkokula bırakıyor arabasıyla ve paylaşıyor sosyal medyada ya… Vatandaşları Hastaneye taşısın.”
Mustafa Helvacıoğlu’nun 2019-2024 arasında yapacağı proje vaatleri içinde sağlıkla ilgili olanlara da değinen Yalı, “’Keşan sağlık kampusü tüm bölge bölgeye hizmet verecek, içinde huzurevi, rehabilitasyon merkezi, palyatif ve alzheimer merkezi’ yazıyor, burada da bir görsel var. Bu görsel, Ankara Etlik Şehir Hastanesi hocam. Hani ben seçim meydanında diyordum ya ‘kopyala yapıştır yapıyor arkadaş’. Bunun bir tanesi de bu. Bunu inceledim, 2022’nin Ekim ayında Cumhurbaşkanımız açılışını yaptı. 1 milyon 145 bin metrekare inşaat alanı olan ve yaklaşık 400 milyon Dolar maliyeti olan bir proje bu. Bunu bize arkadaş sağlık kampusü huzurevi falan diye sunuyor.” şeklinde konuştu.
“Eski DSİ binası huzurevi olabilirdi”
“Huzurevi demişken, içim kan ağlıyor” diyen Yalı, eski DSİ’nin, daha sonra Çokal Baraj Mühendisliği’nin kullandığı ve şu sıralarda restorasyondan geçirilmekte olan binanın Orman’a verildiğini, oysa huzurevi olması gerektiğini ve bunun Keşan’ın çok acil sıkıntısı olduğunu vurguladı. Kendi seçim bildirgesinde de bu konunun yeraldığını ekleyen Şenol Yalı, “Hani tekrar tekrar söylüyoruz, eğer iktidar nimetiyse iktidar nimeti bu işte. Yani önceden DSİ de bir kamu kurumu, orman da bir kamu kurumu ama Keşan Belediyesi de bir kamu kurumu hocam. Niye istekli olmadık biz orada, niye yapmadık? Devlet Hastanesi iki adım yerde, altyapı her şeyiyle hazır. Ne şehir içinde ne dışındasın, o yeşillik, o ağaçlar falan. Hepimiz yaş alıyoruz, yaşlılarımız var. Uzunköprü’de 2 tane huzurevi var, Edirne’ye gidiyor insanlar. Yani burada hep biz bize, yani yaşlılarımız eski günleri yad edecekleri şeyleri paylaşmak istemezler miydi Diyor ki, ‘özel bir kişi geldi falanca yeri istedi bizden, huzurevi yapacaktı oraya’. Belediye olarak yapsak? ‘Hayır’lardan bir tanesi oymuş.”
Bunun üzerine, Helvacıoğlu’nun “her mahalleye kreş” vaadi de olduğunu ancak gazeteciler sorduğunda “belediye yasal olarak yapamaz” dediğini dile getiren Cavit Deniz, “Edirne Belediyesi, Uzunköprü Belediyesi kreş çalıştırıyor, yasal olarak engel yok, Keşan Belediyesi iktidar partisi mensubu bir belediye başkanı var. Yani bu ipe un sermek bana göre.” diye konuştu.
“Keşan Müzesi, güzel bir proje”
Yalı, güzel projeler de bulunduğunu, Eski Devlet Hastanesi’ndeki restorasyon ve Keşan Müzesi Projesi’nin güzel bir proje olduğunu, kendisinin de babasının memuriyetten kalma daktilosunu buraya bağışlamayı düşündüğünü söyledi.
Programın sonlarına doğru Cavit Deniz, Şenol Yalı’ya “Son olarak kısaca başlıklar halinde neler söylemek istersin?” diye sordu.
Şenol Yalı, özetle şunları sıraladı.
“Bu en son meclise gelen Erikli’yle ilgili dava süreci. Orada kimilerine göre dava sonuçlandı, temyize gitti, temyizden de hazine lehine neticelendi. Kimilerine göre tekrardan bir şansımız var. Bununla ilgili meclis gündemine alındı. Mesela orada Mustafa Helvacıoğlu 4 yıldır belediye olarak elini taşın altına koydu diyoruz ya o noktada şimdiye kadar bir şey yapmadı ama bu süreçte illaki o komisyonu kurmak için meclis kararı almasına gerek yok. Yani der ki ‘Cavit Deniz sizi görevlendirdim. Şenol Yalı sizi görevlendirdim, hukukçu bu arkadaşı görevlendirdim’ diyerek meclisten de bir kaç arkadaşla bir komisyon kurup sadece o konuyla ilgileneceği bir komisyon kurup bu işe el atabilir, buna hala şansı var.”
“Erikli’nin en büyük problemlerinden birisi yine atık su arıtma tesisi. Erikli gölü adeta büyük bir fosseptik haline dönüştü. Burada da Helvacıoğlu’nun payı var, onu da söyleyeyim size. Diyeceksin ki ne alakası var, adam geldi 4 sene önce ama öncesinde Ticaret ve Sanayi Odası başkanıydı. Biliyorsunuz turizm fuarları yapılıyordu, EMITT fuarları. O dönem gittiler, Erikli’yi Saros Körfezi’ni tanıtmak için hıncahınç bir şey yaptılar, yani tanıtımına katkıda bulundular diyelim. Fakat şurada bir şey atladık biz. Erikli, Yayla ve Danişment konut bölgesi, yani imar planında turizm yazmıyor. Bir kaç tane sayılı otel var. Yani yatak sayımız yeterli değil. Bu neyi doğurdu? Bu, insanların evlerini ev pansiyonculuğuna yönlendirdi. Fakat bir imar planı olan yerde su yani alt yapı hizmetleri, kanalizasyon, yol, otopark, yeşil alan neyse nüfusa oranla yapılır. Şimdi bir konutta 3 kişi üzerinden bir hesap yapıyorsanız ve sonradan burasını pansiyona dönüştürdüğünüzde 3 kişi yerine 13 kişi kalıyorsa işte bu sorunlar ortaya çıkıyor. Yani dolayısıyla şunu demek istiyorum, konut bölgesi olan yerde turizm yapmanın hiçbir mantığı yok.”
“Ayrıca beni rahatsız eden bir konu: Helvacıoğlu, eski başkanların parti ismiyle anılmadıklarını şahıs olarak anıldıklarını, dolayısıyla kendisinin de Mustafa Helvacıoğlu olarak anılacağını ve kimsenin partisini anmayacağını söylüyor ama geçmiş 30 yılı anarken CHP’yi sayıyor. CHP’yi karalamayacak o zaman, isimleri sayacak.”
“Şu anda iyi gitmiyor. Pek bir süre de kalmadı. Yani şov belediyeciliği yaparak bir tribün oyuncusu gibi davranıyor kendisi. Evlerde çocukların doğum günlerine, hanımların altın günlerine giderek yönetilmiyor. Yani gerçek sıkıntıları görüyoruz. Su sıkıntısıysa trafikse bunlara bir çözüm bulmak lazım. Kalan sürede yine de kendisine başarılar diliyorum.”
Cavit Deniz’in manşeti: “Sayın Helvacıoğlu’nun projesi yok”
Programın sonunda, moderatör Cavit Deniz, Şenol Yalı’nın, Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun “Bunu Konuşalım” programındaki eleştirilerine yanıt hakkınu kullandığını vurgulayarak, Yalı’nın program boyunca dile getirdiklerini başlıklar halinde özetledi.
Şenol Yalı’ya ve Keşan Online takipçi ve izleyicilerine de teşekkür eden Deniz, “Bence günün manşeti şu olmalı: “Sayın Helvacıoğlu’nun Projesi Yok” diyerek sözlerini bitirdi.