YÖK Başkanı Erol Özvar, “Önümüzdeki dönemden itibaren tüm devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarına kontenjan tanımlanmadı. Programlar dönüştürülürken devlet ve vakıf üniversitelerindeki toplam kontenjan korundu.” dedi.
Mimarlık, eczacılık, psikoloji, beslenme-diyetetik ve temel bilimlere özgü bazı programlarda da kontenjan düşürme yoluna gidildi.
Devlet üniversitelerinde öğrencilerin akşam saatlerinde eğitim almasına imkan sağlayan 2. öğretim programları dönemi, açıklanan bu kararla beraber kapanmış oldu.
Devletin yükseköğretime büyük yatırımları ve YÖK’ün çalışmaları neticesinde üniversitelerde kontenjanın 1 milyonu aştığını ifade eden Özvar, bu yıl ilk kez Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) logosunun Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda yer alacağını hatırlattı.
Şu an 109 üniversitenin 898 programının bu logoyu kullanma hakkına sahip olduğu bilgisini veren Özvar, logoya sahip olunmasının diplomaların yurt dışında daha hızlı tanınması, istihdam imkanlarının artması, yatay ve dikey öğrenci hareketliliğinde kolaylık gibi avantajlar sağladığını anlattı.
Özvar, logoya sahip yükseköğretim kurumlarının sayısını artırmak istediklerini belirtti.
“İstihdamla bağı azalan programların kontenjanlarını azaltıyoruz”
“İstihdama duyarlılığın” gelecek dönem için belirledikleri önemli başlıklardan olduğunu belirten Özvar, “İstihdamla bağı azalan programların kontenjanlarını kademeli olarak azaltıyoruz.” ifadesini kullandı.
Yükseköğretim Yürütme Kurulunca alınan karar doğrultusunda, gelecek akademik yıldan itibaren çocuk gelişimi, felsefe, sosyoloji, tarih ve Türk dili edebiyatı açık öğretim programlarına ikinci üniversite kapsamında sadece 35 yaş üstündeki öğrencilerin kayıt yaptırabileceğini anlatan Özvar, şunları kaydetti:
“Başta öğretmenlik mesleği olmak üzere ülkemizin istihdam dengesini yakından gözeterek bu kararları alıyoruz. Nitekim, farklı ön lisans ve lisans programlarında öğrenim gören öğrencimizin öğretmenliğe geçiş fırsatı yakalamak adına 35 yaş sınırı getirdiğimiz programlara ikinci üniversite kapsamında yoğun bir şekilde yöneldikleri görülmektedir. Aldığımız karar, bu durumu kontrol altına almayı ve sürdürülebilirliği sağlamayı amaçlamaktadır.”
İstihdam odaklı kontenjan
Beşeri sermaye dahil olmak üzere ülkenin kaynaklarının etkin kullanımı konusunda çok hassas davrandıklarını ifade eden Özvar, şöyle devam etti:
“Bir taraftan istihdam odaklı yeni programlarla üniversitelerimize ilave kontenjanlar verilirken diğer taraftan da mimarlık, eczacılık, psikoloji, beslenme-diyetetik ve temel bilimlere özgü bazı programlardaki eğitim-öğretim kalitesini yükseltmek amacıyla, piyasa beklentilerinin üzerinde mezuniyete yol açan kontenjanlarda ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda yeni düzenlemeler yapılmış ve öğretim elemanları sayısı, derslik ve benzeri kapasite dikkate alınarak düşürülme yoluna gidilmiştir.
Bu dönem üniversitelerimizdeki program kalitesini artırmaya yönelik belki de en önemli çalışmamız devlet üniversitelerimizdeki ikinci öğretim programlarının kapatılması olmuştur. Önümüzdeki dönemden itibaren tüm devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarına kontenjan tanımlanmadı. Programlar dönüştürülürken devlet ve vakıf üniversitelerindeki toplam kontenjan korundu. Kapatılan programların kontenjanları açılan istihdam odaklı yeni programlara tanımlanarak yaklaşık bir milyon kontenjanın tamamı muhafaza edildi. Sonuç olarak geçen yıla göre toplam kontenjan sayısında herhangi bir düşüş olmadı. Vakıf üniversitelerinde, devlette olduğu gibi, ikinci öğretim programları yerine istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine uygun programlara dönüştürülmesi temin edilecektir. Vakıf üniversitelerimizin de gelecek yıla yönelik planlamalarını buna göre yapmalarını bekliyoruz.”
Devlet üniversitelerine gösterdikleri kolaylıkları vakıf üniversitelerine de göstermeye devam edeceklerini vurgulayan Özvar, adalet programındaki benzer uygulamaları burada da yapacaklarını kaydetti.