
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, 2025 Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavında yaşanan ve soruların sınav anında sosyal medyada paylaşılmasıyla ortaya çıkan olayı sert bir dille eleştirdi. İlçe Başkanı Çakır, “Bu bir güvenlik zaafı değil, organize bir skandaldır! Olayın eğitim sistemindeki derin çöküşün ve kurumsal çürümüşlüğün apaçık kanıtı.” diyerek Milli Eğitim Bakanı başta olmak üzere tüm sorumluların derhal istifa etmesi gerektiğini vurguladı.
“Sorular nasıl dışarı çıktı, kim açıklayacak?”
İlçe Başkanı Çakır, sınav esnasında sosyal medyada yayımlanan soruların ekran görüntülerinin hangi cihazdan, hangi sınav merkezinden ve kim tarafından dışarı çıkarıldığına dair tatmin edici hiçbir açıklama yapılmadığını dile getirdi.
“Aksine geçiştirici, ezberlenmiş ve halkı kandırmaya yönelik klasik açıklamalarla yetinilmiştir” ifadelerini kullanan Çakır, şunları sordu:
- Soruları sızdıran kişi ya da kişilerle ilgili başlatılan bir adli süreç var mıdır? Varsa, neden kamuoyuyla paylaşılmamaktadır?
- Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu tür kritik sınavlar için kullandığı güvenlik ve kontrol mekanizmaları nelerdir ve neden işlemediği hâlâ açıklanmamıştır?
- Soru kitapçıkları matbaadan sınav merkezlerine giderken neden ciddi bir takip mekanizmasıyla denetlenmemiştir?
“Bu sınavdan sadece sorular değil, adaletsizlik sızmıştır!”
Anıl Çakır, yaşananların yalnızca bir güvenlik açığı olmadığını, “Siyasi bir kayıtsızlığın, liyakatsizliğin ve çürümüş yönetim anlayışının sonucudur” sözleriyle ifade etti. Çakır, “Biz bu ülkenin öğretmenleriyiz, anne babalarıyız, evlatlarıyız. Bu sorular cevapsız kalamaz! Kalmayacak!” diyerek kararlılıklarını ortaya koydu.
Çakır, “Bu sınavdan sadece sorular değil, sistemin bütün adaletsizliği ve kokuşmuşluğu sızmıştır! Bu skandal, sadece 1 milyonun üzerindeki öğrencinin kaderiyle değil, aynı zamanda onların geleceğe olan inancı, adalet duygusu ve psikolojisiyle de oynanmasıdır.” dedi
“Geçmişteki şaibeli başarılar incelendi mi?”
Çakır, geçmiş yıllarda LGS’de “Tesadüfi biçimde dereceler elde eden bazı çocukların AKP’li üst düzey yöneticilere ait olduğu kamuoyunun malumudur” hatırlatmasında bulundu. “Her sene Türkiye birinciliklerinin aynı çevreden çıkması, kamuoyunun hafızasına kazınmıştır” diyen Çakır, şu soruları yöneltti:
- “Bu çocukların başarıları kamuya açık şekilde incelendi mi?
- Bu derece sahiplerinin bağlı olduğu okullarda MEB denetimi yapıldı mı?
- Bu başarıların arkasındaki kaynaklar, özel ders sistemleri, kurum bağlantıları ve sınav performanslarının nasıl oluştuğu detaylıca incelendi mi?”
Çakır, açıklamasının devamında, “Bize göre bu sorulara verilecek cevaplar, buzdağının görünen kısmını bile anlatmakta yetersiz kalacaktır. Çünkü Türkiye’de sınavla şekillenen her süreç, birilerinin çocukları için torpilli geçiş, diğerleri için hayal kırıklığı anlamına geliyor.” dedi.
“Kimsenin koltuğunda rahatça oturacak meşruiyeti kalmamıştır!”
Anıl Çakır, yaşananlar sonrası kimsenin koltuğunda rahatça oturacak bir meşruiyetinin kalmadığını vurguladı. “Milli Eğitim Bakanı başta olmak üzere, sınav güvenliğinden ve organizasyonundan sorumlu tüm üst düzey yöneticileri istifaya davet ediyoruz!” diyerek açıkça çağrıda bulunan Çakır, bu çağrının sadece siyasi bir çağrı değil, aynı zamanda ahlaki ve vicdani bir zorunluluk olduğunu ifade etti ve ekledi: “Çocuklarımızın hayatına dair bu denli büyük bir ihlalin ardından hâlâ görevinin başında kalanlar, bu suça ortak olmayı tercih etmiş demektir.”
“Bu mesele kapanmayacak!”
İlçe Başkanı Çakır, “Bu mesele kapanmayacak!” sözleriyle kararlılıklarını dile getirdi. “Bu sorulara cevap alınana kadar, bu skandal aydınlanana kadar, çocuklarımızın hakkı teslim edilene kadar mücadelemiz sürecek.” diyen CHP Keşan İlçe Başkanı Anıl Çakır, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:
- “Bu ülkede hiçbir çocuk, sistemin adaletsizliğine kurban edilmeyecek!
- Bu ülkede hiçbir aile, evladının hakkını devlete emanet ederken bu kadar çaresiz hissetmeyecek!
- Ve bu ülkede hiç kimse, sadece iktidara yakın olduğu için sınavlardan kazançlı çıkamayacak!
Adalet istiyoruz. Eşitlik istiyoruz. Şeffaflık istiyoruz. Bu talepler sadece siyasetin değil, insanlığın gereğidir. Unutmayın: Bir toplum, çocuklarına adalet sunamıyorsa, o toplumun hiçbir geleceği yoktur.”