Bamya üreticisinin ekmek için bir karış toprağı olmadığını, bu konuda yalnız bırakıldığını ve gerekli desteği göremediğini öne süren Keşan Siğilli Köyü Bamya Üreticileri Derneği Başkanı Kadir Gözeri: “Bizim çok zor şartlarda ürettiğimiz, Türkiye’de ve dünyada markalaşan bamyamızla övünmeyin” diye konuştu.
Bamya bu yıl neden pahalı?
Bamya Keşan’da ve çevre pazarlarda kilosu 120 ila 130 TL’den satışa sunuluyor. Pazara çıkan vatandaş ise bamya fiyatlarını yüksek bulduğunu dile getirerek bunun nedenini soruyor.
Hem üretim maliyetleri hem de kuraklığın etkileriyle bu yıl bamya fiyatlarının yüksek seyretmesinin üreticiyi de tatmin etmediğini ifade eden Kadir Gözeri: “Üreticiler açısından geçim sıkıntısı hat safhada. Çünkü bu yıl bamyada aşırı derecede verim düşük. Bölgemize yağış düşmediği için şu anda bamyadan istediğimiz randımanı alamadık, hatta beklediğimizden çok daha kötü bir durumla karşılaştık.” dedi.
Üreticinin kiraladığı topraklarda üretim yapmaya çalıştığını vurgulayan Gözeri: “Bamyanın ekildiği yerler kira, tamamen üreticinin değil. Çiftçilik giderlerine bunlar da eklenince masraflar ikiye katlanıyor. Bu nedenle çok az bir üretimin elde edilmesi ve maliyetlerin de 3’e veya 5’e katlanması pazarlara yansıyor. Bu bamyaya alışmış ve yıllardır lezzetiyle yorulmuş tüketiciler de illa ‘Siğilli Bamyası’ olsun diyorlar. Fiyatlar yüksek ve birçok eşe ve dostumuza da siparişleri veremiyoruz. Onlara da mahcup olduk.” ifadelerini kullandı.
“Üretimde insan sağlığını ön planda tutuyoruz”
Keşan dışında yakın bölgelerde de bamya ekimi yapıldığını belirten Gözeri, Siğilli Bamyası’nı diğer bamyalardan ayıran özellikler konusunda şunları söyledi:
“Ekim yapılan diğer bölgelerde verimi artırıcı ilaç ve gübre kullanıldığını duyuyoruz. Bunun da özellikle pandemi döneminde insan sağlığı açısından ne kadar sıkıntılı olduğunu yetkililer kadar tüketiciler de gördü. Bizler insan sağlığını ön planda tutuyoruz ve bu nedenle bamyamızı doğal koşullarda yetiştiriyoruz. İlaç kullanmayarak az verim alsak da sağlıklı ve kaliteli bamya üretmek için mücadele veriyoruz. Bir dönümden 50 kilo bamya çıkaran ile dönümünden 7 veya 8 kilo ürün alan bir üreticinin fiyatı tabii farklı olacak. Bizler sağlıklı ürün elde edip piyasaya sürmek için fedakarlık yapıyorsak bunun karşılığı olarak fiyatlar da biraz yüksek olacak. Tüketiciye karşı olan bu sorumluluğumuz ve bize duyulan güveni sürekli kılmak için mücadelemiz yıllardan beri sürüyor.”
– “Yalnız bırakıldık!”
“Bamya ekecek bir karış toprağımızın olmadığını yıllardır anlatmaya çalışıyoruz”
Toprak konusunda yalnız bırakıldıklarını öne süren Kadir Gözeri: “Devlette bizi bu konuda yalnız bıraktı ve biz bu toprak konularında yalnızlaştık. Şu an buradaki hazine yerleri tamamen hak eden üreticiye verilmedi. Bu konuyla ilgili de hiçbir girişim yapılmadı. Dernek olarak yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Bölgede şöhret yapıp, Türkiye ve Avrupa’ya ismini duyuran ve bundan dolayı övündüğümüz bu bamyayı biz ekiyoruz ama bamya ekecek bir karış toprağımızın olmadığını en yukarıdan en aşağı tüm yöneticilere anlatmaya çalıştık. Hazine yerlerinin bize verilmesi hem üretime katkı hem de üretim konusunda bizim elimizi güçlendirecekti. Bizler de lezzet ve sağlık bakımından çok iyi olan bamyamızı kat kat üstüne koyarak tüketiciye ulaştıracaktık. Maalesef bizim hak ettiğimiz topraklar çok güçlü kişilerin eline verildi. Açık yüreklikle söyleyebilirim ki; bu topraklar bilerek verildi. Çünkü az topraklı insanlara verilecek diye bir kanun çıkartıldı ama bizler o kanunu burada göremedik. Devlet topraksız kişiler önceliklidir diye açıklama yaptığında bizler çok heyecanlanmıştık. Çıkan bu kanundan Siğilli’deki topraksız vatandaşların neden faydalanamadığını sormak lazım. O zaman bu kanunlar neye dayanarak açıklandı.? 700 ila 800 dönüm hazine yerinin kimlere verilip ekildiğini, gelsinler yerinde tespit etsinler. Günahı da sevabı da onların. Gelsinler, ben anlatırım. 400 dönüm tapulu tarlası olup, kendi çapında iş adamı olan ve çeltik eken birine şu an 5 ila 6 parça hazine yeri bağlanmış. Evde uyuyabilirsen sana aferin ama uyuyamazsın! Çünkü ‘5 ila 6 parça yeri verdiğimiz adama bak’ dersin. Ben burada vicdanlara sesleniyorum” ifadelerini kullandı.
“Bize bunu reva görenlere ‘vicdanınızla baş başa kalın’ diyorum”
Son olarak yöneticilere seslenen Gözeri, şunları kaydetti:
“Hak ve adalet aranırken önce oturacaksın ve kendine bakarak ben ne kadar doğruyum diyeceksin. Gelip bu üreticinin halini yerinde görürsen o zaman ‘biz burada hata yapmışız’ dersin. Buradaki üretici şu anda bitmiş durumda.. 20 gün sonra köyümüzü terk edip Çanakkale’ye geçiyoruz. Kundaktaki çocuklarımızla beraber orada ahırlara yerleşip o rutubetli evlere girmek zorundayız.
Hani insan değeri nerede kaldı?
Biz Çanakkale’de maruz kaldığımız şartlardan dolayı sağlık konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Buna rağmen mücadele veriyoruz. Bugün bunları bize reva görenlere ‘vicdanınızla baş başa kalın’ diyorum. Bizim çok zor şartlarda ürettiğimiz, Türkiye’de ve dünyada markalaşan bamyamızla övünmeyin! Çünkü siz bu övünmeyi hak etmiyorsunuz! Hak etmek için ne yaptınız?“