Haberler

Sanayi Sitesi ustaları, mesleği öğretecek çırak bulamıyor

Türkiye’de işsizlik sorunu devam ederken, bir yandan da işçi bulma problemi yaşanıyor.
Sektörde çalışacak ara elaman bulamadıklarından yakınan sanayi sitesi esnafı, asgari ücretin üzerinde maaş vermelerine rağmen gençlerin ‘Pis iş’ diyerek gelmemeleri, gelseler bile ‘Çok ağır’ diyerek işi bırakmalarından dert yanarken; şimdiki neslin, çalışmadan para kazanmak derdinde olduklarını söylüyor.

“İnsanlar sanayiye çalışmaya gelmiyor”

Sanayi Sitesinde yaşanan ara eleman bulma ve işte tutma problemini, site esnafı Ersan Akbunar anlattı.
Henüz 8 yaşında çalışmaya başladığını ve 13 yaşına kadar da hem okuyup hem çalıştığını belirten Akbunar, sonunda kendi iş yerini açtığını söyledi. “İnsanlar sanayiye çalışmaya gelmiyor, gelen insanlar da genelde kısa süreli oluyor ve bir anda ‘İş ağır geldi, ben kendimi burada öldüremem’ diyerek çekip gidiyorlar.” diyen Ersan Akbunar, bunun sebebini şu sözlerle ifade ediyor: “Çalışmak istemiyorlar genelde. Burada çalışan işçinin haftalığını, yemeğini, çayını biz tedarik ediyoruz ama gelmiyorlar yine de. Günlük 120 lira en düşük ücret olarak başlıyor bizde bir işçinin maliyeti harcamaları ile birlikte 160 liraya maliyeti oluyor, istiyoruz gelsinler ve çalışsınlar ama yine de olmuyor. Çarşıda, şehir merkezinde insan çok ama kimse istemiyor.”

“Herkes çocuğu doktor olsun ya da masa başında işi olsun istiyor”

Bunun yanında teknik liselerden gelen öğrencilerin bile sanayide çalışmaya meyilli olmadıklarını belirten Akbunar, “Teknik liselerden öğrenciler geliyor, öğretmenler teşvik ediyorlar sağolsunlar ama kimse işe saldırmıyor, özenle çalışmıyor; içinde yok ve aklı hep çarşıda. Merak ediyorum ‘Ne var çarşıda?’ diye, bakıyorum hep kafelerde oturuyorlar.” derken bunun sebebini de ailelerin sanayiye olan yanlış bakışlarına bağladı. “Aileler, sanayi pis iş diyorlar, ağır işte öldüremem çocuğumu diyorlar ama aslında çocuklarının geleceklerini karartıyorlar.” sözlerini kaydeden Akbunar, herkesin masa başında işi olmasının teknik olarak mümkün olmadığını, “Herkes çocuğu doktor olsun ya da masa başında işi olsun istiyor; ama bu işi kim yapacak? Aynı şekilde kimse çiftçilikle de uğraşmıyor zaten, peki üretilmezse nasıl ekonomi yükselecek?” ifadeleriyle dile getirdi.

“Çocuğum hayatı burada öğrensin istiyorum”

Çalışmaya 16 yaşında ve aileden uzak olarak başladığını belirten Enver Avcu ise, “Ben hayatı da yaşayarak öğrendim.” derken aynı deneyimi kendi çocuğunun da yaşamasını istediğini “Kendi çocuğumun da böyle öğrenmesini istiyorum. Kendisi 13 yaşında, evde ders çalışıyor bitince alıp buraya getireceğim. Niye bunu yapıyorum? Çünkü istiyorum ki hayatı burada öğrensin. Çünkü hayatın şartlar zor, evde televizyon; elimde de telefon ile lüks yaşıyormuş gibi görünebilir; ama gerçekler öyle değil. Bunu gözardı edince de tökezliyorlar, sonrasında evlilik hayatlarına da yansıyor bu. Ben istiyorum ki çocuğum hayatı burada görsün, ikili ilişkilerini birebir yaşasın. Bunu anlatarak öğretemem; yaşayarak öğrenecek.” sözleriyle aktarırken, aynı şekilde diğer ailelerin de çocuklarını bu yolla eğitip; potansiyel zararlı alışkanlardan da koruyabilecekleri önerisinde bulundu.
Avcu, “Diğer ailelerden de bunu istiyorum, onların da çocukları böyle yaşasınlar, sonra yarın öbür gün çocuk kötü bir alışkanlığa tutulursa ‘Vay efendim’ demesinler. Ben sigara da içki de içmiyorum; çünkü burada gördüm ki bunun bana bir faydası yok, aynı şekilde arkadaş ortamı da bu şekilde. Ben çalışarak doğru yolu bulduğumu düşünüyorum, aynı şekilde çocuğumun da bunu deneyimlemesini istiyorum.” şeklinde konuştu.

“Bizim zamanımızda sigorta yoktu dayak vardı.”

Gelen elemanların ‘İşi öğrendim’ diyerek kazan kaldırmasından dert yanan Mustafa Servili ise “Sabah 8’de çağırırsın gelmez, akşam ‘Ben 5’te gideceğim sevgilimle buluşacağım’ der çeker gider.” diyerek daha önceden işe başlamasına vesile olduğu; ancak kısa zamanda işi bırakan kişilerin olduğunu anlattı. “Burada iş isteyen çocuklar vardı, ellerinden tutup tornacıya verdim. 3 ay kaldılar onun yanında, kaynak yapmayı öğrendiler sonrasında ustasına kafa kaldırdılar. Kaynak yapmayı öğrendikleri gibi taleplerini sıralamaya başladılar; üçü de bıraktı işi. ‘Usta olduk biz’ dediler, ama sadece işi öğrendiler, sanatını öğrenmediler ki.” şeklinde konuşurken, kendi işe başladığı zamanlar ustalarına söz söylemenin bile mümkün olmadığını “Biz haftalık isteyemiyorduk ustadan, aç karınla çalışıyorduk, sigorta da yoktu ve dayak vardı.” sözleriyle dile getirdi.
Yeni gelen çalışanlara tavsiyelerde bulunduğunu kaydeden Servili, “Şimdi gelenlere işi öğrenin diyorum, çünkü bir iş olsun ellerinde. Yarın öbür gün bir fabrikaya girerler, belki kendi iş yerlerini açarlar belli mi olur; ama yine de gelmiyorlar. Akıllar hep yukarıda, bir an önce zengin olmak, parayı bulmak istiyorlar. Yok öyle bir dünya.” şeklinde konuştu.

“Şimdiki nesil, sırtı terlemeden para kazanmak istiyor”

İşe bir süre önce başlayan ancak büyük araçlarda çalışmanın zor olduğunu, önceden başlasa daha rahat seçim yapabileceğini belirten Berkan Gergin ise, son gelen neslin çabucak ve kolay yoldan para kazanma derdinde olduğunu “Şimdiki nesil, sırtı terlemeden ve çalışmadan para kazanmanın peşinde.” sözleriyle ifade ederken, “Keşke beni küçükten buraya verip getirseydi ailem, şimdiye en azından yol alırdım, büyük araçlarla çalışıyorum; o zaman küçük araçlarla çalışırdım. Ama ‘Evladım yorulmasın, masa başında olsun’ dediler, şimdi bu sorunlarla karşılaşıyorum. Kaldı ki herkes masa başında çalışacak diye bir kaide de yok; ama insanlarımız bunu anlamıyorlar. Onu da geçtim yarın öbür gün işin bozulur, bir şeyler ters gider en azından gelir burada çalışır eve ekmek götürsün; işi en azından gelip öğrenmek gerek.” dedi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu