GenelSiyaset

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Edirne’de konuştu

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “CHP bünyesinde görev yapan pek çok siyasetçi arkadaşımız televizyonlara çıkıyorlar ve 15 milletvekili mevzusunu söyleye söyleye geziyorlar, biz bunun eğer ödemesi varsa, İstanbul ve Ankara’yı hediye ederek kendilerine ödedik. Halen alacaklıyız.” dedi.

Akşener, kentteki bir tesiste düzenlenen Trakya Teşkilat Buluşması’nda parti olarak ittifak sisteminden vazgeçtiklerini söyledi.

İttifak sistemini reddettiklerini ve bu sistemle yol yürümeyeceklerini belirten Akşener, “Sadece bugün değil, 2028’de de kendimiz rahmetli Ebulfez Elçibey’in söylediği gibi ‘özü başımıza’ yerel seçimlere gireceğiz.” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün Edirne’ye gelerek partisinin İl Başkanlığı’nı ziyaret etti; ardından, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale il ve ilçe teşkilatlarının ortak istişare toplantısına katıldı.
Akşener, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından ittifak ortağı olmayı bıraktıklarını belirterek, “Ben masa falan yıkmadım, o seçim kazanılabilsin diye zehir içtim ve kalktım.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Trakya bölgesi teşkilat toplantısında yaptığı konuşmada, partinin kuruluş sürecinden başlayıp, 2018 ve 2023 seçimlerinde Millet İttifakı olarak yaşananları anlattı. 14 ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçiminin ardından, partinin Genel İdare Kurulu (GİK) kararıyla ittifak yapmayı bırakma kararı aldıklarını ifade eden Akşener, seçimlere tek başlarına gireceklerini vurguladı.

“Ben kendini Trakyalı sayan muhacir kızıyım”

Meral Akşener, yerel seçim çalışmalarına neden Edirne’den başladıklarını da şöyle ifade etti: “Niye Edirne’den başladık? Ben kendini Trakyalı sayan muhacir kızıyım, onun için buradan başladık. Atatürk’ün hemşerisiyiz o yüzden buradan başladık. Son zamanlarda sığınmacılarla eş tutulduğumuz için ona dikkat çekmek için buradan başladık. En önemlisi Atatürk’ü sevse dahi bizlere ‘Balkan kökenli kardeşlerimiz’ diyen var, biz Türkoğlu Türk’üz. Balkanları Müslümanlaştırmak, Türkleştirmek için yani ecdadımız tarafından kültürüne, töresine hakim sürgün olmayan, sığınmacı olmayan ülkesini terk etmeyen, Devlete hizmet etmek için Anadolu’nun çeşitli yerlerinden Rumeli’ne, Balkanlara gönderilen Yörük ve Türkmenleriz biz.”

“15 milletvekili mevzusunu söyleye söyleye geziyorlar”

Akşener, seçimlerde İstanbul’u alanın Türkiye’yi alamayacağını da gördüklerini ifade etti.

CHP’nin iç işlerine karışmayı kendisine hakaret saydığını dile getiren Akşener, şöyle devam etti:

“Bir siyasi partinin iç işlerine karışmak dünyanın en ayıp işidir. Böyle bir işi ne ben ne arkadaşlarım asla yapmaz. Bunu söyleyecek kadar kendinden geçmiş insanlar var. Bunun adı zavallılıktır. CHP bünyesinde görev yapan pek çok siyasetçi arkadaşımız televizyonlara çıkıyorlar ve 15 milletvekili mevzusunu söyleye söyleye geziyorlar, biz bunun eğer ödemesi varsa, İstanbul ve Ankara’yı hediye ederek kendilerine ödedik. Halen alacaklıyız.”

Akşener, yerel seçimlerde tüm siyasi partilerin seçmenlerinden oy isteyecekleri belirtti.

“Cumhurbaşkanlığı sistemi ülkeyi kutuplaştırdı”

Esnafın kendilerinin gözünde Türkiye ekonomisinin bel kemiği, tüketiciyle üreticiyi buluşturan bir ara durak olduğunu dile getiren İYİ Parti Genel Başkanı, “Esnafımızın dükkanlarında çok şey öğrendik. Her bir dert sahibinin temsilcisini de milletin kürsüsü diye TBMM’de kürsüye çıkarttık, sadece dertlerini anlatıp çarelerini talep ettiler. Biz de onlara çözüm bulduk. İYİ Parti kadar Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları anlayan, anlatan başka bir siyasi parti yoktur. Bunun amacı seçmen velinimeti tekrar canlandırmaktı. Maalesef derin bir kutuplaşma oldu, komşu komşunun karşısına dikildi. Birbirine selam vermeyen komşuluk sistemine geçtik. Bu bizi sosyal olarak paramparça etti, ekonomik olarak da yerin dibine soktu. Bunları engelleyebilelim diye çok gayret ettik.” dedi ve bu kutuplaştırma siyasetinin önüne neden geçilemediğini, Cumhurbaşkanlığı sistemini eleştirerek anlattı:
“Çünkü 2017’de referanduma sunulan partili Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye’yi ittifaklara mecbur bıraktı ve iki kutuplu bir dünya haline getirdi. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye’yi ittifaklara mecbur bıraktı ve iki kutuplu bir dünya haline getirdi ve o iki kutuplu dünyanın içerisindeki her siyasi görüşten insanlar belki şu salondaki dava arkadaşlarımı, o Cumhur İttifakı’nın içerisindeki seçmenle akrabalığı var, ama bunu dile getirme imkanı ortadan kalktı. Belki Cumhur İttifakı’nı tercih eden seçmenin hem bizim içimizde, hem Millet İttifakı’nın içerisindeki seçmenle o siyasi partilerin insanlarıyla dostluğu arkadaşlığı var ama katiyen siyaseti konuşabilir bir hale gelemedi bu insanlar, bu ittifak sistemi içinde.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu