
CHP Edirne Milletvekili art arda gelen faiz indirimleri sonrasında yeni rekorlar kıran döviz kuru ve Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik koşullar hakkında açıklamalarda bulundu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam,’ın ‘düşük faiz’ politikasını ‘Türkiye ekonomide yeni bir şey deniyor” sözlerini, ” Deneme yanılma ile ekonomi yönetilemez” diyerek eleştiren Gaytancıoğlu, “Günübirlik devalüasyonlar yapılıyor” dedi.
Sözlerine Türkiye’de yönetilemeyen ve kontrol dışı kalmış bir ekonomi sisteminin olduğunu belirterek başlayan CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, TÜİK tarafından açıklanan rakamlardan ziyade günlük hayata daha sert bir şekilde yansıdığını ifade ederek, “Enflasyon açıklananın çok çok üzerinde, bunu temel ihtiyaç malzemelerine yapılan zamlarla birlikte anlayabiliyoruz. İktidar 1980 öncesi dönemdeki yağ ve şeker kuyruklarını dile getirir hep, o zamanlar insanlarda para vardı ve kuyruğa girip alabiliyorlardı; ama şimdi para yok ürün var. Trajikomik bir durum.” şeklinde konuştu.
“Asgari ücret 4 bin 500- 5 bin lira olmalı”
2022 yılı asgari ücret hakkında görüş belirten Gaytancıoğlu, enflasyon karşısında ülkenin büyük bir kısmının aldığı ücretin erimekte ve açlık sınırı altında kaldığını belirterek, “En düşük ücret de asgari ücret. Neredeyse ortalama ücret haline geldi. Türkiye’nin şu an yüzde 60’ı asgari ücret alıyor. Bu kötü bir gösterge. Asgari ücretten vergi alınmaması, insanca yaşanabilecek seviyede olması lazım; ama şu an açlık sınırı altında. Bu yüzden asgari ücretin bunun çok daha üzerine çıkıp en azından 4 bin 500 – 5 bin lira civarında açıklanması bugünlük koşullarda en düşük bu olması gerekir. Faturalar ve temel giderleri düşünürseniz şimdiki bunu karşılamıyor ki, daha kiralardan söz etmedim.
İşyerleri asgari ücrete zam gelecek diye işçi çıkarmaya hazırlanıyorlar. Çünkü onlar için büyük bir maliyet oluşturuyor. Biz işçiye zam verelim diyoruz; ama 10-20 kişi çalışan yerlerde bu fark ciddi rakamlara ulaşıyor. Devletin de bunu finanse etmesi lazım.” derken Ayrıca değişen enflasyon sebebiyle senelik değil 6 ayda bir olacak şekilde zam gelmesi gerektiğini dile getirdi.
“Deneme yanılma ile ekonomi yönetilemez”
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam,’ın ‘düşük faiz’ politikasını ‘Türkiye ekonomide yeni bir şey deniyor’ diyerek savunmasını eleştiren Gaytancıoğlu, “Faizleri indire çıkara bir ekonomi politikası da uygulanmaz.” diyerek şu sözleri kaydetti: “Denemek istedikleri döviz fiyatlarını serbest bırakarak, ihracatta büyümeyi ön palana çıkarmaya çalışıyorlar; ama Türkiye’deki ihracatın yüzde 85’i ithal edilen ürünlerle gerçekleştiriyor. O zaman bir büyümeden veya istihdam yaratmadan söz edilemez. Deneme yanılma ile ekonomi yönetilemez. Ekonomi sağlıklı temellere oturtulur ve alınan vergi tabana yayılır. Şu anki vergi sistemi de adaletsiz.
İç piyasadaki üreticilerden alınıp üretim odaklı ekonomi geliştirmeliyiz. İthal hammadde ile ihracat yapmak her ne kadar kısa vadede ekonomiyi büyütür gibi gözükse de, uzun vadede sorunlar yaşatır. Aynı döviz bu sefer ithalat için de kullanılıyor.”
“Günübirlik devalüasyonlar yapılıyor”
Sert yükselişler yaşanan kur piyasasındaki gelişmeleri, “Günübirlik devalüasyonlar yapılıyor.” diyerek yorumlayan Okan Gaytancıoğlu, “Doların bir günde 1-2 lira yükselmesi bile bir devalüasyondur.” diyerek; “Buna karşı da koyamıyorlar çünkü Merkez Bankası’nda böyle bir güç yok. Bir karşılığı yok. Vatandaş o kadar güvenmiyor ki, dolar artmasına rağmen var olan birikimini dolara çevirmeye çalışıyor. Vatandaşa güven veren bir sistem ve bir hukuk sistemi lazım.” şeklinde konuştu.
“Gelişmiş ülkelerde bir belirsizlik yok”
Sözlerinin sonunda AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın, “Her şeyi yönetirsiniz ama belirsizliği yönetemezsiniz. Ekonomide de belirsizlik var, enflasyon bilmeyen ülkeler enflasyonla tanıştı.” sözlerine de göndermede bulunan CHP Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, son olarak şu sözleri kaydetti: “Hiç de belirsizlik yok. Dünya ekonomilerinde varlık fonları ve yönetimleri vardır. Krizleri önceden görerek nesiller sonrasında da uygulamaya koyuyorlar. Günübirlik politikalar uygulamıyorlar. Enflasyonları tek hanelerde kaldı, bizimki gibi bazı ürünlerde yüzde yüze dayanan bir rakam gerçekleşmedi. Gelişmiş ülkelerde bir belirsizlik yok, sadece teknik bazı konularda problem görüldü. Mesela sağlık sistemi İtalya ve Almanya’da iyi değildi; Türkiye’de ise sağlık sistemi güçlü kaldı. Bu da Atatürk’ün kurduğu Sağlık Bakanlığı’nın temelleri sayesinde. En küçük ilçeye bile hizmet gitti. En iyi beyinler doktor oldu; ama şimdi ülkeyi terk etmek istiyorlar. Türkiye’nin bir an önce hukuk sistemini güçlendirip yargıya ve adalete güveni inşa etmesi gerekir. Hem içeride hem de dışarıda finans sektörünün de buna güvenerek yatırım yapması gerek. Faizlerin inip çıktığı, Merkez Bankası’nın da para olmadığı halde faiz düşürüp kamu bankalarına baskı yapmasıyla bu iş olmaz. Bu iş yapboz politikalarla, temelinde üretim olmayan politikalarla olmaz.”