AK Parti Eski Meclis Üyesi Tolga Saltık, Millet İttifakı’nın tavrı konusunda ne dedi?
10 Haziran 2020 Keşan Belediye Meclisi’nde meydana gelen söz vermeme tartışmaları ardından Millet İttifakı meclis üyelerinin meclis salonunu terke etmeleri ardından süre gelen tartışmalar devam ediyor.
Konuyla ilgili olarak geçmiş dönemde AK Parti Grup Sözcülüğü yapmış ve yine söz vermeme tartışmaları sonrasında grubuyla birlikte meclisi terk eden Tolga Saltık’ın yaşanan olayla ilgili olarak görüşlerini aldık.
Meclisin terk edilmesinden önce ve denetim raporunun okunmasından sonra olan tartışmalarda bir usülsüzlük olduğunu dile getiren Saltık, Meclis Başakanı Mustafa Helvacıoğlu’nun yanlış yapmadığını savunarak “Belediye Başkanı kendi yetkilerini kullanarak müdahale eder, bundan da kimse gocunmayacak.” dedi.

Meclisin önceki dönemde AK Parti Grup Sözcülüğü yapmış olan Tolga Saltık, Belediyeler Kanunu’na göre meclisin terk edilmesinden önce yaşanan soru-cevap bölümün usulsüz olduğunu ve bu konuşmaların ilgili komisyonun toplantısında yapılması gerektiğini belirterek şu şekilde konuştu:

“Mecliste komisyon raporu üzerinden başkana soru sormak gibi bir usül doğru ve geçerli değil”
“Bir kere millet ittifakının komisyon raporunun değerlendirilmesi, o komisyon raporunun hazırlanışı ve sonrasında da mecliste ele alınış şekliyle ilgili ciddi usul hataları yaptığı inancındayım. Bunu baştan peşinen söylemek lazım. Başkanın söz verip vermeme meselesine gelince esasında onu düzenleyen bir yönetmelik var. 5393 sayılı Belediyeler Kanunu Madde 11 bu konuyu açık bir şekilde ifade ediyor. Başkanın söz vermeme, söz kesme yetkisi var.
Başkanın rapor okunduktan sonra dönüp bu rapor hakkında söz isteyen var mı şeklinde bir soru sorma ve bununla ilgili söz verme yetkisi var bir süre sınırlaması olan. Kaldı ki sayın Mustafa Helvacıoğlu da rapor okunduktan sonra ve meclis üyesi Olcay Soran tarafından da başkana hitaben bir takım sorular sorulduktan sonra dönüp bu konuda ‘Söz almak isteyen var mı?’ diye birkaç kez; üstelik sormak suretiyle rapor üzerinde konuşulmasını istiyor önce. Söz almak isteyen almadıktan sonrada başkan kendisine sorulan soruları anlatıyor ifade ediyor vermesi gereken cevapları veriyor.

“Mecliste sorulan soruların cevabının daha önceden komisyon raporu hazırlanma aşamasında cevabının isteniyor olması lazımdı”
Bunun üzerine tekrar bir konuşma yapılıyor olması böyle bir usul yok. Yine bir başka usul hatası ise komisyon raporunun hazırlanışı sırasında her türlü birim amirliğinden, belediyenin her türlü makamından komisyon üyelerinin yazılı ya da sözlü sorularla o gün mecliste sordukları soruların cevabının daha önceden komisyon raporu hazırlanmazdan önce ya da o hazırlanma aşamasında o soruların cevabını istiyor olmaları lazımdı.
Yani ortada bir denetim komisyon raporu hazırlanmış. Daha sonrasında o raporun hazırlanışı esnasında herhangi bir belge, bilgi istemeyip mecliste sırf siyasi bir hareket yakalıyor olmak adına belediye başkanına soru soruyor olmak doğru bir stil değil. Ben de 5 yıl görev aldım. 1 yılı hariç hem denetim komisyonunda hem plan bütçe komisyonunda görev aldım. Kaldı ki bizim meclis çoğunluğumuz da yoktu. Sormak istediğimiz her şeyi yazılı ya da sözlü olmak şekliyle komisyonun çalışması esnasında sorup tatmin olurduk ya da olmazdık ama bilgiyi orada alıp daha sonra komisyon raporunda, muhalefet şerhi hazırlamak suretiyle meclise o şekilde sunardık. Mecliste komisyon raporu üzerinden başkana soru sorma gibi bir usulün doğru ve geçerli bir usul oladığını ifade etmek istiyorum.

“Bizim meclisi terk etmemizin şekli farklıydı”
Bir kere herkese çalışmak üzere bir görev verilmiş. Sizin çalışma koşullarını biz beğenmiyoruz efendim bu çalışma koşullarını beğenmiyoruz biz bu bahçede oynamayacağız işte küstük biz falan bu stil doğru bir stil değil. Evet biz bunu geçmişte yaptık. Belki hatırlayanlar vardır. Fakat bizim yaptığımızdaki en temel farklılık şuydu; meclis toplantısı bitmişti, gündem bitmişti. Dilek ve temenniler bölümü içerisinde yani bir komisyon raporu konuşulmuyordu, bir gündem maddesi konuşulmuyordu. Bir baka konuyla ilgili o zaman meclis başkanı Ercan Ersoylu idi. Onunla bir fikri münazara içerisinde olurken kendisi bir fikir söyledi biz fikrimizi söyledik. O esnada çok kaba bir uslupla ‘Tamam artık ben size söz vermek istemiyorum’ gibi bir ifadesi oldu onun üzerine biz meclisi terk ettik.

“Bize söz vermeme gayreti içerisinde olundu; ama ‘küstük oynamıyoruz’ hareket tarzı içinde olmadık.”
Bizim çok fazla sözümüz kesildi, bize karşı söz vermeme gayreti içerisinde olundu, gerek o zamanki Belediye Başkanı Mehmet Özcan, gerekse o Meclis Başkanı Ercan Ersoylu tarafından, ama hiçbir zaman biz ‘küstük oynamıyoruz’ hareket tarzı içinde olmadık. Halk size bir görev vermiş, ‘Mecliste benim adıma konuş, benim hak ve mefaatlerini gözet’ demiş. Terk eden arkadaşlar da bunu biliyorlardır mutlaka ama işim içinde isyasi bir hareket bir iş olduğunu unutmamak lazım. Bir raporun tartışılıp menfi yada müspet bir karara bağlanıyor olması lazım. Eğer siz bunun üzerinden siyasi bir şey devşirecekseniz, bunun yeri sizin ilçe başkanlığınızdır, ama çalışma alanınız belediye içinde ise, orada üzerinize düşen vecibeleri yerine getirmek durumundasınız.

“Davranış, konuşma ve usülünüzü, söz kesme ihtimalini göz önünde bulundurmak suretiyle hareket edeceksiniz”
Bunun halka nezlinde kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Eğer Millet İttifakı olarak ‘Sine-i Millet tarzı bir şey yapacaklarsa, ne orada bir sine kalır ne de onları destekleyecek bir millet kalır. Çünkü bu insanlar size çalışın diye oy verdiler. ‘Başkan bizim sözümüzü kesiyor’ diyorlar. Kesecek, yasa yetkisini vermiş. Bir usülsüzlük yapmıyor, kanuna aykırı bir iş içerisinde de değil. Açıp yönetmeliği okusunlar. Yönetmeliğin 11. Maddesinde istediği yerde istediği kadar söz vereceğini ve istediği zaman bu sözü keseceğini, başkan ve vekiline bununla ilgili bir yetki veriliyor. O yetki dahilinde pek tabi ki de bunu kullanma hakları olacaktır. Siz de davranış, konuşma ve usülünüzü, bu söz kesme ihtimalini göz önünde bulundurmak suretiyle hareket edeceksiniz. Orası sizin aynı konu üzerinde saatlerce konuşmanıza imkan verecek bir alan değil. Ona göre planlayacaksınız. Onu bir oturalım dost meclisinde, istediğimiz kadar konuşalım tarzında bir yere çekiyor olmaktan herkesin imtina ediyor olması lazım. Ben şahsen 5 yıl meclis üyeliği döneminde her türlü frenlemeyi görmüş birisi olarak, Mustafa Helvacıoğlu’nun yaptığını kesinlikle yanlış bulmuyorum.”
Bundan sonraki seyirde sürekli böyle devam etmeyecektir. Mutlaka ki ara formüller bulunacaktır. Ya Belediye Başkanı grup başkanvekillerine rica edip üzerinde bir usül belirlenmesi ile ilgili görüşecektir, ya da AK Parti’nin grup sözcüsü Nehir Gergin böyle bir adım atıyor olabilir. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Buna gerek de yok. Evet meclis çoğunluğu Millet İttifakında ama Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu. Bu dengeyi koruyup gözetmek her iki taraf için de söz konusudur; ama ‘Meclis çoğunluğu bende’ deyip de layüsel bir davranış içinde, usül ve esasları dışında olmak doğru değildir. Buna da Belediye Başkanı kendi yetkilerini kullanarak müdahale eder, bundan da kimse gocunmayacak.