Ahmet Yörük, bölge tarımı hakkında önemli tespitlerde bulundu: “Alışılmışın dışına çıkarak mısır ve sebze-meyve de üretelim”
Keşanlı işadamı Ahmet Yörük, kurak geçen ve verimsiz biten bu seneki tarım sezonu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Aynı zamanda bölge tarımında bazı radikal kararlar alınmasının gerekliliğine dikkat çeken Yörük, “Fark yaratacak işlere imza atmamız lazım. İşimizi severek ve farklı projeler üreterek bölgemize ve ülkemize katkı sağlayabiliriz.” dedi.
Yaşanılan şiddetli kuraklığın ardından gelinen ve çiftçileri hayalkırıklığına uğratan hasat dönemi hakkında değerlendirmede bulunun Keşanlı İşadamı Ahmet Yörük, tarım ürünlerindeki verim düşüklüğüne işaret etti.
Hem verim hem de fiyatlar konusunda yorum yapan Yörük şu ifadeleri dile getirdi: “Bu sene buğdayda geçen yıla göre %25 – %30 verim düşüklüğü var. Buğday fiyatları düşük başladı ve sonrasında hızla yükseldi. 150 – 160 kuruştan başlayan fiyatlar 180 – 190 kuruşa geldi. Aynı şey ayçiçeği için de geçerli. Ayçiçeği fiyatları 2.90 TL – 3 TL ile başladı çok hızlı bir şekilde 3.50 – 3.75 – 4.00 – 4.25 TL gibi rakamlara yükseldi. Ayçiçeğinde de %30 civarında bir eksiklik var.”
“Fiyatlardaki artış, hükümetin alacağı tedbirlere bağlı”
Dünya piyasalarında fiyatlarda meydana gelen değişimi anlatan Yörük, : “Buğdayda ve ayçiçeğinde yaşanan verim eksikliği dünya piyasalarını da etkiledi. Yakın bölgemizde bulunan Ukrayna ve Rusya‘da da ürün fiyatları hızlı bir şekilde arttı. Aşağı yukarı 1,5 – 2 ayda ayçiçeği ve buğdayda %25-30 arasında fiyat artışı yaşandı. Artış hem ithal ürünlerde hem de iç piyasadaki yerli ürünlerde yaşandı.” ifadelerini kullanırken, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu artış nereye kadar devam eder, derseniz bu tamamen hükumetimizin alacağı tedbirlere bağlı. Yağ, un gibi temel madde ürünlerin üzerinde TMO zaman zaman ithalat yaparak piyasaları dengelemeye çalışıyor. Zaman zaman zararına piyasalara buğday veriyorlar. Bu sene ayçiçeğinde fon ve vergiler çok yüksek. Herhalde bu fon ve vergilerle oynayarak yağ fiyatlarını dengede tutmaya çalışacaklar. İnşallah bölgemizin ürünü çeltikte biraz daha istikrarlı ve tutarlı piyasalar oluşur.”

“Yapılması gereken ithalat ve ihracatı dengelemek”
Yurtiçi ve yurtdışı fiyatlardaki yükseliş hakkında, “Hem bizdeki ürün fiyatlarının yükselmesi hem de yurt dışındaki ürünlerin fiyatlarının dolar bazında yükselmesi bizim iç piyasamıza olumsuz yansıyor.” şeklinde konuşan Ahmet Yörük, gelinen durumu ve muhtemel çıkış yollarını şu sözlerle ifade etti: “Hem TL bazında fiyatlarımız yükseliyor hem de yurt dışından dolar bazında ürün alıp TL’ye çevirdiğimiz zaman katlama fiyat artışları yaşanıyor. Burada tek yapılacak şey, hazinemizin daha önceki yıllarda yaptığı gibi temel gıda maddelerinde ithalat ile fiyatları dengelemek. Fiyat artışlarını dengelemek ve önüne geçmek gibi büyük bir sorumlulukları var. İnşallah bu doğru bir şekilde yapılır ve piyasalar yönlendirilir. Ama son günlerdeki gidişat oldukça sıkıntılı. İhracatın karşılığını dolar olarak aldığımız için çok fazla sıkıntı yok. İhracatta sistemimizi Ukrayna ve Rusya üzerinden kurduğumuz için ve o ülkelerde de fiyatlar arttığı için sıkıntı yaşıyoruz. İhracatta alım – satımı dolar ile gerçekleştirdiğimiz için sıkıntı yaşanmıyor. Ham madde fiyatları yükselirse ve büyük taahhütlere girdiysen sorun yaşarsın. Ama ihracat yapan arkadaşlar hesabı kitabı yapıp denge kuruyorlar. Önce ithalatı yapıp sonra ihracat yaparsan sorun yaşamıyorsun.”

“Yeterince çeltik ekimi var, fark yaratacak işlere imza atmamız lazım”
Son olarak bölge tarımı hakkında çok önemli tespitlerde bulunan İşadamı Ahmet Yörük, sulama yönünden elverişli Hamzadere Bölgesi‘nde artık yeterli miktarda çektik ekildiğini ve alışılmış ürünlerin dışına çıkılması gerektiğini belirterek, “Bölgemiz için şunun hep ön plana çıkmasını istiyorum. Bizler dedelerimizden öğrendiğimiz gibi 1 sene buğday bir sene ayçiçeği ekiyoruz. Bizim önümüzdeki yıllarda ve uzun vadeli olarak gerçekleştireceğimiz çok güzel bir projemiz var. Hamzadere Barajı projesi sonunda gerçekleşecek ama ben çok daha hızlı gerçekleşmesini arzu ediyorum. Bölgemizde artık buğday ve ayçiçeği ekiminden biraz uzaklaşıp sebzecilik, meyvecilik ve sulu tarıma yönelmemiz ve hatta buğday ve ayçiçeği ekiyorsak da bunları da sulamamız lazım. Ana kanallar ve kapalı sulama sistemlerinin bir kısmı bitti. Bir kısmının da yapımına devam ediliyor. Artık bölgemizin Hamzadere Barajı gibi bir şansı var. Ama bizim bölgemizde bir çeltik ekme alışkanlığı var. Şu an kapalı devre sulama sistemi ile tepelik ya da çukur olan yerleri bile makinelerle düzelterek çeltik ekim alnı haline getirmek istiyorlar ve çeltik ekimine hazırlıyorlar. Bence oralarda çeltik yeteri kadar ekiliyor. Mısır ki bana göre bölgemizin ve ülkemizin en büyük ihtiyaçlarında bir tanesi. Hem insan hem de hayvan gıdası olarak kullanılıyor. Bir kaç yıl içerisinde sulanabilir yerlere mısır ekmemiz lazım. Biz de önümüzdeki yıllarda bir mısır kurutma tesisi kurmayı düşünüyoruz. Bölgede mısır ekilmesi lazım. Hatta ilk yıllarda teşvik için alım garantisi de verilebilir. Bana göre bölgemizde yapılması gereken en önemli işlerden bir tanesi emek yoğunluğu fazla olan sebze ve meyvelerden üretmektir. Bir yıl buğday bir yıl ayçiçeği ekerek bir yere kadar gidebiliriz. İşi sevmeyen insanlar üretim yapınca yeterli verimi de almak zorlaşıyor. Fark yaratacak işlere imza atmamız lazım. İşimizi severek ve farklı projeler üreterek bölgemize ve ülkemize katkı sağlayabiliriz.” dedi.