Genel

Yunanistan sınırında 19 düzensiz göçmenin donarak ölmesine tepkiler sürüyor

İpsala’da Paşaköy Köyü Mandakoru mevkiinde, Yunanistan sınır ekipleri tarafından geri itilen 22 göçmenden 19’unun yaşamını kaybetmesiyle ilgili tepkiler devam devam ediyor.

19 göçmenin hayatını kaybettiği İpsala ilçesi Paşaköy Köyü Mandakoru mevkiinde, önceki gün düzenlenen basın açıklamasında yaşanan insanlık dışı olayı kınandı.

Açıklamaya; DİSK Yönetim Kurulu Üyesi (Mülteciler Dairesi Başkanı) ve Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Seyit Aslan, GAR-Göç Araştırmaları Derneği Kurucu Başkanı Didem Danış, CHP İpsala İlçe Başkanı Avukat Ahmet Uybaş, CHP Edirne İl Genel Meclis Üyesi İsmail Aliş, Emek Partisi Keşan İlçe Başkanı Erdal Aydemir, Eğitim Sen Keşan Temsilcilik Başkanı Vedat Bulut, akademisyenler ve hukukçulardan oluşan heyet katıldı.

“Hukuksuz uygulamalar göçmenlerin hayatını almaya devam ediyor!”

Yunanistan sınır ekipleri tarafından önce alıkonulan daha sonra işkence ve kötü muamelenin ardından Meriç Nehri’ne itilen göçmenlerin 19’unun donarak yaşamını yitirdiğini hatırlatan Aslan, uluslararası Koruma Kanununa ve geri gönderme ilkesine aykırılık teşkil eden hukuksuz uygulamalar göçmenlerin hayatını almaya devam ettiğini söyledi.

“Göçmenlerin ölüme terk edilmesini şiddetle kınıyoruz”

AB ve Türkiye hükümeti arasındaki, göçmenleri siyasi destek ve ekonomik pazarlık konusu yapan anlaşmaların bu geri itmelere meşruiyet oluşturduğunu kaydeden Seyit Aslan, “Ülkemizi siyasi pazarlıklarla bir göçmen idare merkezi haline getiren bu anlaşmalar iptal edilmelidir. Başta Yunanistan hükümeti olmak üzere, kamu otoriteleri göçmenlere yönelik saldırgan politikalarını derhal durdurmalıdır. Göçmen hareketliliğinin AB tarafından insanlık dışı yollarla engellenmesini, göçmenlerin ölüme terk edilmesini şiddetle kınıyoruz. Dayanışmamız gitmek ve kalmak sarmalında ölüme terk edilen, sömürülen göçmenlerledir.” dedi.

“Geri kabul anlaşması iptal edilmeli”

Onlarca göçmenin hayatını kaybetmesi ve ülkeler arasında göçmenlerin siyasi koz olarak kullanılması hem Türkiye hem AB ülkeleri açısından utanç verici bir durum olduğuna işaret eden Aslan, “Göçmenlerin koz olarak kullanılması ve onların ölümlerinin üzerinden politikalar yapılması iktidarın ya da devletin geleneksel bir politikası haline geliyor. Sanki iktidar ve devlet tüm görevlerini yerine getirmiş gibi davranıp, Avrupa ülkelerini eleştirmesi durumu kurtarmaz. Bunların sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Göçmenlerin güvenlikli şekilde sınırları aşabilmesinin yollarını açmak gerekiyor. Geri kabul anlaşmasının iptal edilmesi gerekiyor. Türkiye’deki demokrasi güçlerinin göçmenlerle dayanışmasını ileri bir aşamaya taşıması gerekiyor.”

“İnsanlık dramı”

Yaşananların insanlık dramı olduğuna dikkat çeken Seyit Aslan, sözlerini “Savaşları bu insanlar çıkarmadı ve kendi ülkelerinden yoksulluk, savaş ya da başka nedenlerden göç etmek zorunda kaldılar.” diyerek tamamladı.

GAR-Göç Araştırmaları Derneği Kurucu Başkanı Didem Danış’ta, Türkiye’deki göç alanındaki sivil toplum kuruluşlarının, uluslararası çalışan bir çok aktörün yaşananlar konusunda duyarlılığını artırması gerektiğine belirtti.

İnsan hayatının en temel haklarından birinin yaşam olduğunu kayıt düşen Danış, “Devletlerin  sorumluluklarını acilen dikkate ve ciddiye alıp, gerekli adımları atması gerekiyor.” dedi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu