Genel

Uzman Klinik Psikolog Sönmez yanıtladı: Ruhsal sağlığımızı nasıl korumalıyız? Şiddet öğreniliyor mu?

Keşan FM’de yayınlanan “Bakış Açısı” programında bu hafta, ruhsal sağlık ve toplumsal şiddet konuları ele alındı. Onur Şapçı moderatörlüğünde canlı yayınlanan Bakış Açısı’nda bu hafta, “Ruhsal açıdan sağlıklı bir toplumun anahtarı nedir?” sorusunun cevabı aranırken, Onur Şapçı’nın konuğu Uzman Klinik Psikolog Çıdam Kumkale Sönmez neden ve sonuçlarıyla toplumsal şiddeti anlattı.

“2 haftadan da uzun sürüyorsa, destek alınmalı”

Gelişmiş ülkelerde ‘herkesin bir danışmanı olmalı’ mantığı ile devlet tarafından desteklenen bir sistem olduğunu ifade eden Çıdam Kumkale Sönmez, ülkemizde ise konunun özel ihtiyaç gibi değerlendirildiğine işaret ederek, “İnsanlar gündelik hayatlarında bir şeyler farklı gidip gitmediğine, sorumluluklarını yerine getirmekte ve rutinlerini yapmak konusunda zorlanıp zorlanmadığına bakmalı. Çaresizlik, öfke, kaygı, korku gibi şeyler yaşıyor mu? Fiziksel bulgusu olmayan fiziksel ağrılar varsa, bunlardan bir kaçını yaşıyor ve 2 haftadan da uzun sürüyorsa, destek alınması gerek.” dedi.
Rahatsızlıkların tedavi edilmediği sürece kronikleştiğini de dile getiren Sönmez, “Kimi rahatsızlıklarda 6 ay, kimilerinde de 1 yıl sonra hiç müdahale edilmediğinde kronikleşiyor. Bu zamanlarda ise terapi desteği ile birlikte ilaç tedavisine de gitmek gerekiyor. O yüzden 2 haftalık ilk süreç başladığında çözüm de bulunabilir.” diyerek tesviyede bulunurken, insanların gün geçtikçe konu hakkında daha bilinçli olduğunu kaydetti.

“Travma toplumuyuz”

Programın devamında coğrafya ve psikoloji ilişkisi ve ülke genelinde en çok görülen psikolojik sorunlar hakkında konuşan Sönmez, Türkiye’nin travma toplumu olduğunu belirterek, “Biz savaş ülkesiyiz, savaşarak aldık ve savaşlarımız bir şekilde hep devam etti. Savaş da travma demektir. Travma dediğimiz şey bütün hayatımızın kalitesini etkiler. Yoğun stres yükü ve kronik sıkıntılar var. Temelimizde travmalar olduğu için, kendimizi düzenleyecek kadar hayata hazır başlamıyoruz. Bunun yanında güneşi çok az gören ülkelerde depresyon oranı daha yüksek; çünkü güneş enerjisine ihtiyacımız var. Türkiye 4 mevsimi yaşayan bir ülke, mevsimlerle birlikte dışarı çıktığımızda gördüğümüz renkler bile değişiyor. Soğuk renkler, daha depresif renkler hayatımıza giriyor.” şeklinde konuştu.
Trakya Bölgesi’nde daha ağırlıklı olarak kronik depresyon vakalarıyla çalıştığını belirten Uzman Klinik Psikolog Çıdam Kumkale Sönmez, “Tramvayı çok fazla çalışıyorum. Kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozuklukları, mobbing gibi kökü şiddetle ilgili olan ve kişiyi tetikleyen vakalar karşımıza daha çok çıkıyor.” ifadelerini kullandı.

“Çocuklar alt ıslatmaya veya parmak emmeye kadar gerileyebilir”

Programın devamında şiddet konusu masaya yatırıldı. Program moderatörü Onur Şapçı’nın “Karşımızdaki insanlarla sorunları konuşup çözmek yerine, neden güç gösterisi içine giriyoruz?” sorusuna yanıt beren Sönmez, bu gibi sorunların temellerinin ailelerde atıldığının altını çizerek, “İl nefes aldığımız yer ve tüm dinamikleri aldığımız yer aile dinamikleri. Bunlar bizim zor durumlarla nasıl başa çıkabileceğimizi belirliyor. Biz görerek öğrenen bir canlıyız. Şiddet görerek öğrenilir, bunun fiziksel olması da gerekmez. Küçümse de bir şiddettir. Çocuk bunlarla büyür ve hele bir de fiziksel şiddete maruz kalıyorsa veya tanıklık ediyorsa; çocuk da olumsuz bir şekilde etkilenir. Çocuklar müthiş bir alıcı, radarları çok açık. En güvenli yeri yatağı olan bir çocuk, bir bağırma ile korkarak uyanıyor. Bu bir travmadır. Bu hemen tetiklenmez ama yıllar sonra okula gidince, okulda uyum problemi başlar. Çocuklar alt ıslatmaya veya parmak emmeye kadar gerileyebilir. Geçmiş travmalar bu kadar etkileyici oluyor. “

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu