“Serebral Palsi” hastası Busem ve annesi Özlem hemşireden sosyal medyada dayanışma çağrısı
Kimsenin konuşamaz, yürüyemez dediği serebral palsi hastası 10 yaşındaki Busem Belinay, tüm zorluklara meydan okuyor.
İlkokul birinci sınıfa giden küçük Busem, derslerini daha rahat işleyebileceği materyaller ve bir de kendisi gibi olan arkadaşları için park istiyor.
“Yürüyemez dediler, yürüdü”
Busem Belinay Yaman, 2011 yılında henüz 25 haftalık olarak dünyaya geldi. Prematüre olarak hayata gözlerini açan Busem‘e doktorlar kas aktivitesi ve vücut duruşundaki sorunlar sebebiyle serebral palsi teşhisi koydu. O zor günleri anlatan anne Özlem Zambak Yaman, “Gözleri hiç göremeyecek, yürüyemeyecek, konuşamayacak ve asla iletişiminin olmayacağını bize söylendi.” derken, yine de pes etmediklerini belirterek hastalık hakkında neredeyse hiç bir şey bilmeden çıktıkları yolu ve verdikleri mücadeleyi şu sözlerle anlattı:
“Eğitimler ve destekler ile oldukça önemli bir mesafe kat ettik ama o uzun süreç oldukça zor ve engebeli geçti. Bilgisizdik, hemşireyim evet ama sağlıkçı bir anne olarak bir şey bilmediğimi fark ettim. Serebral palsi ne demek bilmiyorduk, görmeyen bir çocuğa nasıl hitap edeceğiz, nasıl eğiteceğiz bilmiyorduk. Birisinin yönlendirmesine ihyacımız varmış, bunu gördük. Sürekli dokunarak öğretilmesi, bir kelimeyi bin kere tekrar etmek gerekiyordu, bilmiyorduk.”
“Kardeşiyle dünyaya geldikten sonra onunla birlikte konuşmaya başladı”
Busem‘e en basit kelimeyi öğretmek, hayatı tanımasını sağlamak için bir şeyi yüzlerce kez tekrar etmenin gerektiği o zor zamanlarda, Busem‘den iki yaş küçük olan kız kardeşinin dünyaya gelişi, Busem‘in eğitiminde ve gelişiminde önemli bir fark yarattı.
Kardeşine öğretilmeye çalışılan ‘mama’ ve ‘su’ gibi kelimeleri bir yandan kendisi de takip eden Busem‘in konuşmaya başladığını söyleyen Yaman, “Kardeşine kelimeleri sürekli tekrar ettikçe Busem de onunla birlikte konuşmaya başladı.” dedi.
“Sınıf açıldı, ders için materyal yok”
Busem Belinay, bu zorlu süreçle birlikte büyüdü ve okul çağına geldi. Keşan’da özel bir anaokuluna giden Busem, daha sonra ilkokul birinci sınıfa geçecekti ancak Keşan’da onun ihtiyacını karşılayacak bir okul olmadığı anlaşıldı.
“Busem’i, ‘Normal bir okula verelim onların yanında kaynaştırma olsun’ diye bir öneri geldi; ama dokunarak öğrenmesi gerekiyordu, bu şekilde öğrenemeyeceğiz belliydi.” diyen anne Yaman, sonrasında şehirler arası mekik dokumakla geçen zamanı “O yüzden biz de kendi imkanlarımızla Gelibolu’ya gidip gelmeye başladık, eşim o süreçte işi bırakmak zorunda kaldı.” sözleriyle belirtirken, şimdiki okullarını ise “Aradan geçen bir süre sonra Milletvekilimiz ve Belediye Başkanımız bize yardımcı oldu ve sınıf açıldı. Öğretmenimiz bir özel eğitim öğretmeni değil; ama bizimle beraber zaman geçirip 3 kat daha fazla çalışıyor.” şeklinde konuştu.
Busem‘e bir derslik açılsa da yetersiz kalan sınıfı için, “Dersliğimizde yalnızca bir masamız var, hiçbir materyalimiz yok. Fen dersi yapacaklar, İngilizce dersi işleyecekler hep havada kalıyor. Konu bir sınıf açmak değil, biz açılan sınıfta materyal istiyoruz.” sözleriyle yetkililere seslendi.
“Yalnız değiliz!”
Çok uzun bir süre yalnız olduğunu düşünen anne Özlem Zambak Yaman, şimdi ise kendisi gibi olan annelerin de yalnız olmadığını göstermek ve dayanışma sağlamak için Youtube üzerinden bir kanal oluşturdu. Bu kanal ile büyük bir aile olma yolunda ilk adımı atan Yaman, “Benim gibi çok sayıda anne var ve seslerini duyuramıyorlar. Youtube üzerinden Özel Çocuklar ve Yaşamları adından bir kanal açtım. Bu kanalda sesimizin duyulmasını istiyorum, benim gibi olan annelerle konuşmak istiyorum. Tek başımıza olmadığımızı gösterip, onlarla birlikte özel çocukların anneleri olarak çok büyük bir aile olacağımızı düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Vebalı gibi bakıyorlar”
Son olarak gerek serebral palsi, gerek otizmli özel çocuklara, diğer insanlar tarafından iyi bakılmadığını ve hastalık sahibi bireyler olarak görülmelerinden dolayı oldukça üzgün olduğunu belirten anne Yaman,
“Biz dışarı çıktığımızda, bize vebalı gibi bakıyorlar. Bu yüzden çocuklarımızı parka götüremiyoruz. Zarar verir korkusuyla diğer ebeveynler çocuklarını çekiyorlar ve bizim çocuklarımızın arkadaşları olmuyor. Benim kızıma ‘Arkadaşın var mı?’ diye sorduklarında ‘Evet kardeşim’ diye cevap veriyor. Bir tane arkadaşı yok.” derken, “Biz bu yüzden, yalnızca bizim çocuklarımıza özel bir park istiyoruz. Görme engelli çocuklar gibi rahatça zaman geçirebilecekleri bir park istiyoruz. Umarım Keşan Belediye Başkanımız Mustafa Helvacıoğlu da destekçi olur ve güzel bir yer açılır.” sözleriyle de park önerisinde bulundu.
“Sesimi duyun”
Annesinin bu sözlerinin ardından Busem Belinay ise, aslında diğer insanların kendisinden farklı olmadığını, kendisinin de onlardan biri olarak görülmesini istediğini belirterek, “Benim sesimi duyun ve yardımcı olun, ben de sizden farklı değilim. Göremesem de kulaklarımla duyabiliyorum ve görebileceğime inanıyorum.” diyerek tüm insanlığa seslendi.