“Saros hasta!” diyen Mustafa Altunhan’dan Saros Körfezi için birlik olma çağrısı
Saros Köfrezi’nde yaptığı çevre konulu sosyal medya paylaşımları ile bilenen ve her geçen gün daha büyük kitlelere ulaşarak Saros Körfezi’ni gündemde tutan Mustafa Altunhan, Saros’un büyük tehlike altında olduğunu söyledi. Kendi kendisini temizleyebilen sayılı denizlerden biri olan Saros’u ‘Hasta’ olarak tanımlayan Altunhan, bir an önce körfez için herkesin içinde olacağı bir cemiyet kurulmasını isterken, bölgeyi iyi bilen kişilerden danışmanlık alınması gerektiğini söyledi.
“Saros Körfezi’ne bir şeyler oluyor”
Başta Saros Körfezi olmak üzere doğa ve çevreye karşı uzun yıllardır duyarlılığı ile bilinen Mustafa Altunhan, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarla insanlara bir şeyler söyleyip çevreyi korumak amaçlı farkındalık uyandırmayı amaçladığını söyledi. Adilhan kıyısında çektiği, berrak deniz suyunun üzerinden 25 metrelik görüş mesafesi ile göz kamaştıran videonun 1 milyon 200 binden fazla kişi tarafından izlendiğini ve büyük beğeni topladığını belirten Altunhan, “Son yıllarda isteyerek yada istemeyerek zarar veriliyor” diyerek, şu sözleri kaydetti. “Saros Körfezi’ne bir şeyler oluyor. Zannediyorum gelişen bazı olaylar verilen ani kararlar ile bilinçsiz bir şekilde meydana geliyor, bunlar da benim tepkimi çekiyor. Eskinden 30 sene önce ben de duyarsızdım, elimdekini denize atardım; bunları düşündükçe şimdi vicdan azabı çekiyorum. Ne zaman çocuklarım ve torunlarım oldu, o zaman farkına vardım. Onlar çok kıymetli, o kadar kıymetliler ki, onlar bizim geleceğimiz. Çocuklara ne kadar önem verdiğimi herkes bilir, işletmemde onlar oynasın diye kar amacı gütmeden salıncaklar ve kaydıraklar yaptım, sırf onlar eğlensinler diye.”
“Sonra da ‘Vay vay’ deyip duracağız”
Saros çok nadide bir körfez olduğunu ve bu güzelliğin korunması için büyük bir işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu belirten Mustafa Altunhan, “En çok istediğim şey Saros için bir cemiyet kurulması. O cemiyet de Saros’u laf olsun diye değil, gönülden sahip çıkmalı. 25 metre derinliği ben çıplak gözle seyrediyordum, inanmıyorlarsa 2 dalgıç bulsunlar ve gitsinler, şimdi 2 metre derinliği bile göremiyoruz. Saros hasta. İyileştirmek elimizde bunda sıkıntı yok, sahip çıkarsak iyileştiririz; ama sahip çıkmazsak ve onun daha çok üzerine gidersek yarın Marmara Denizi’nden hiçbir farkı kalmaz. Marmara Denizi çok alarm verdi. Sonra denizin altı doldu ve üstüne çıktı. Bizim Saros Körfezi’mizde denizin altı bir gün olacak ve üzerine çıkacak. Sonra da ‘Vay vay’ deyip duracağız.” diyerek oluşturulacak konsensusun bir an önce kurulmasını istedi.
“Seneye daha kötü olacak”
Sözlerine “Ben kimseye serzenişte bulunmuyorum, kimseye kötü bir şey söylemek istemiyorum.” diyerek devam eden Altunhan, “Kimsenin de bile bile buraya zarar verdiğini zannetmiyorum. Bazı kurumlarda tecrübesiz arkadaşlar var. Saros Körfezi’ni korumak üzere en az 4-5 danışmanın olması lazım. Ne yapılabilir bunu sormak lazım. Asla mütevazı olmayacağım, Saros’jun altını da üstünü de en iyi bilen benim. Nerede taş var, kaya var, kum var bilirim. Her yerinde daldım, her yerinde yüzdüm, her yerinde tekne ile gezdim. Ben yetkililerden Saros’a özen göstermelerini isterim. Dediğim gibi ‘Saros hasta’ ve en önemli problem de bu. Şu an belki temiz ama seneye biraz daha kötü olacak, ondan sonra daha kötü olacak. Bunun için yetkililer ilgilenirlerse Saros’a faydası olur.” diyerek bölgeyi çok iyi bilen kişilerin Saros için yaptığı değerlendirmelere kulak verilmesi gerektiğini söyledi.
“Saros’un ekmeğini yemeyen iş adamı yok”
Belediye başkanlarından oda başkanlarına kadar herkesin kurulacak cemiyetin içinde bulunması gerektiğine ısrarla değinen Altunhan, bölge iş adamlarına da çağrı yaptı. “Saros’un ekmeğini yemeyen iş adamı yoktur’ diye Altunhan, “Doğrudan veya dolaylı şekilde herkes faydalanır, ille de sahile şezlongtan ve şemsiyeden para kazanılmıyor. Kimi pirinç satar kazanır, kimi soğan satar kazanır, taşımacılık yapan kazanır. Saros’a İstanbul’dan ve farklı şehirlerden gelen herkesin iş adamlarına çok fazla katkısı var. Turizm diyoruz ama; Bodrum ve Marmaris’in sadece adı var. Şehirden 2 saatte denize varılıyor; ama buraya 2-3 saatte İstanbul’dan gelinebiliyor.” derken Saros’un daha Kıymetli olduğunu ancak maalesef hiçbir kurumun gereken önemi vermediğini söylerek, “Ben buraya büyük bir tesis kurdum; ama elektrik hizmeti alamıyorum. 2 tane kocaman jeneratör aldım. Ben bu kadar yatırım yaptım, devletin bana elektrik getirememiş olmasından dolayı küsmez miyim? Ben yine de küsmüyorum; ama buradaki iş adamlarına ve esnafa da devletin yol gösterici olması lazım. Devlet bir yardım ederse, yüz tane faydasını görür.” diye konuştu.