Pandemi bitti mi? Dr. Yıldırım: “İnsanlar ölür, virüsler ölmez!”
Koronavirüs salgını ile günlük hayatımıza giren maske kullanımı yaklaşık 2 yıldır zorunluydu. Geçtiğimiz haftalarda açık alanlarla zorunluluğu kaldırılan maskelerin son Bilim Kurulu toplantısı ile güncellendi ve kapalı alanlarla da maske uygulaması şartı kaldırıldı. Özel Keşan Hastanesi Başhekimi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzman Dr. Ali Haydar Yıldırım sorularımızı cevapladı.
510 milyon hasta, 6 milyondan fazla can kaybı
Koronavirüsün 2 yıllık seyrini özetleyen Yıldırım, “Antartika hariç dünyadaki bütün kıtaları dolaştı. Toplumda ekonomik, sosyal ve tıbbi olarak derin izler bırakan bir pandemi oluştu, arkasında ölümler bırakarak da devam etti. Bu süreç iki sene boyunca ivme yakalayarak sürdü; ancak zamanla toplumsal tedbirlerin alınması ve aşının da bulunmasıyla birlikte bu hız yavaşlamaya geçti. Şimdi ise hemen hemen durma notasına geldi.” derken, rakamlara yansıyan istatistik bilgileri ise, “Hastalık dünya üzerinde 510 milyona takın insana bulaştı ve 6 milyon 246 bin hayatını kaybetti. Ölüm oranı yüzde 1.2 olarak kayıtlara geçti; bu rakam influenza virüsüne yakın bir rakam. Türkiye’de ise vaka sayısı 15 milyon civarında ölüm ise 98 bin civarında oran olarak ülkemizde daha düşük gözüküyor; ama bizde rakamlar gerçeği yansıtmadığı için bunun bir misli daha fazla olduğunu düşünüyoruz.” sözleriyle anlattı.
“İnsanlar ölür virüsler ölmez”
Sağlık Bakanlığı’nın verdiği maske kararının ardından milyonlarca kişinin aklında ‘Pandemi bitti mi?’ soruları oluşurken, henüz koronavirüs sayfasının kapanmadığını belirten Uzm. Dr. Ali Haydar Yıldırım, yürürlüğe giren maske kararnamesinin yerinde bir uygulama olduğunu belirterek, “Benim kanaatime göre bu doğru bir karardır, hatta ben keşke başından bu yana koronavirüs doğal bağışıklığa bırakılsaydı da bu kadar ekonomik yıkımlar yaşanmasaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum.” derken, “Bu aşamadan sonra pandemi bitmedi.” sözleriyle devam etti: “Virüsler hiçbir zaman bitmez, insanlar ölür; ama virüsler ölmez. Şimdi olduğu gibi virüsler zaman zaman pandemi yapıyor ve genomlarını değiştirerek yeni şekilde insanların karşısına çıkıyor, bu şekilde varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar. Koronavirüs de bu şekilde, yeni bir virüs değil, 1950 yılında tespit edilmiş bir virüs. Yine varlığını sürdürecek; ama bugünkü gibi devam etmeyecek. Benim kanaatimce insanoğlu ona karşı aşı buldu ve virülansını düşürdü, o varlığını sürdürürken biz de tedbirler ile varlığımızı sürdürmeye devam edeceğiz.”
Bundan sonra ne olacak?
Peki toplumsal bir bağışıklık kazandık mı? Bu soruya cevap veren . Dr. Yıldırım, bağışıklığın virüse bağlı olarak değişebileceğini söyleyerek, “Mesela kızamık virüsünde aşı ömür boyu bağışıklığı korur. Hepatitte aşılama 5 yıl ila ömür boşu arasında sürebiliyor. İnfluenza için senede bir kez aşı öneriyoruz, koronavirüs için ise bu daha kısa. Aşıların yarattığı bağışıklık süresi 3-6 ay arasında, dolayısıyla hatırlatma aşılarının yapılması gerekiyor diye düşünüyorum. Bu mücadele bu şekilde sürmesi gerekir. ” derken alınan maske kararının yerinde olduğunu ifade ederek, “Sadece koronavirüs için değil, biz koronavirüs olmadan önce de insanlara askıda kalan virüse karşı maskeyi öneriyorduk. Bu yüzden kapalı alanlarda maske takmak kişisel tedbir almak da doğru bir karardır” dedi.
Yeni salgın tehlikesi: ‘Gizemli hepatit’
Koronavirüs pandemisi azaldı derken, bu kez de dünyada ‘Gizemli Hepatit’ salgını başladı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, bugüne kadar ABD, İngiltere, İspanya, İsrail, Danimarka, İrlanda, İtalya, Norveç, Fransa, Romanya, Belçika ve Hollanda’da açıklanamayan hepatit vakaları görüldüğü ifade edilirken, şimdiye kadar yaklaşık 200 çocuğun enfekte olduğu belirtiliyor.
Hastalığın “gizemli” veya “nedeni belirsiz” olarak tanımlanması, akıllara Kovid-19 virüsünü getirirken; yeni bir “küresel salgın” ihtimalini de gündeme taşıdı. Kovid-19’un da henüz adı konulmadan önce “gizemli bir akciğer rahatsızlığı” olarak tanımlandığı düşünülürse son derece dikkatli olunması gereken yeni salgın için konuşan Yıldırım, şu şekilde konuştu: “Adenovirüs grubu, çocuklarda özellikle karaciğeri tutan bir virüs. Endemik olarak seyretse de küçük pandemiler halinde de görülebiliyor. Daha yayılabilir mi? Elbette yayılabilir, önümüzde bu ihtimal de var. Çocuklarda hepatit yapıyor ve henüz bir ilacı yok. Palyatif tedavi ile çözülebiliyor. Bu Türkiye’de de zaman zaman görülüyor. Yeme-içme ile bulaşıyor. Korunmak için de daha çok bu yönde tedbir almak gerekiyor. Kirli besinlere dikkat etmek gerekiyor, bebekler için ise emzirme sırasında oldukça dikkatli olunmalı.”
“Bilim üstesinden gelir”
Son olarak koronavirüse karşı sağlanan başarıdaki insanlığın en büyük silahının aşı olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Ali Haydar Yıldırım, diğer virüs pandemlerini de örnek göstererek şu sözleri kayda geçti: “Koronavirüs son yüzyılda geçirdiğimiz en büyük pandemiydi. Kuş gribi, domuz gribi, ifluenza gibi virüsler bazı yıllarda ataklar yaptılar. HIV virüsü de aynı şekilde 1970’lerden bu yana görülen en büyük pandemilerden biridir. Bugüne kadar 36 milyon kişinin HIV yüzünden öldüğü biliniyor ve bu sayı artmaya da devam ediyor. Bu pandemiler oldukça da bilim dünyası gerekli önlemleri aldı; almaya da devam edecek. Mesela HIV günümüzde hemen hemen nötralize edildi. Koronavirüs için de aynı şekilde aşı bulundu. Adenovirüs için de bu aşılar bulunur, bilim bu işin üstesinden gelir. İnsanoğlu’nun hastalıklardan korunması için gerekli en büyük silahlardan birisi aşıdır. Bu zamana kadar pandemi için üretilmiş aşıların hepsi koruyucudur, bunlara asla önyargı ile bakmamak lazım ve toplum sağlığı için de bu aşıları yapmak gerekir.”