MUÇEV’in sahil kiralamalarının iptalini değerlendiren Şükrü Akıllı; “Bir geri adım daha bekliyoruz!”
Bir süre önce MUÇEV’den alınarak, Edirne Çevre Vakfı‘na devredilen Saros Sahilleri ile ilgili kapanan S.S. Erikli Sahili Turizm Geliştirme Kooperatifi’nin eski İkinci Başkanı ve eski Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Akıllı değerlendirmede bulundu.
Sahillerde yeni bir dönemin başladığını belirten Akıllı, Sazlıdere FSRU Liman Projesi de iptal edilmesi ve çalışmaların durdurulması gerektiğini belirterek, devredilen sahiller için de “Umarım ‘verin parayı alın hizmeti’ anlayışında olan mücavir saha sorumlu ve yetkilisi Keşan Belediyesi de Çevre Koruma Vakfı gibi diğer projeleri hayata geçirir. Yöre halkı bu hizmet yarışını görmek istiyor artık.” dedi.
Şükrü Akıllı tarafından kaleme alınan yazıda şu ifadelere yer verildi:
“Yanlışlardan vazgeçildiğini öğrenmek sevindirici”
Enez’den başlayıp koru dağları eteklerine kadar uzanan Saros kıyı şeridi Edirne’nin doğal varlıkları arasında çok özel bir yere sahiptir. Kentlerin ve sanayinin kirletici unsurlarından uzak kalabilmiş Saros kıyıları, pırıl pırıl denizi, kumu, yem yeşil ormanları ile bölgenin yükselen değeridir. Ancak, bu değeri taş ocakları açarak, FSRU Liman Projesi yaparak, kumu parsel parsel rant kapısı haline getirerek yok etmeye çalıştığımızı üzülerek ifade etmeliyim. Bu yanlışların sonuncusundan geçen hafta vazgeçildiğini öğrenmemiz sevindiricidir. Gelin şu konuyu bir hatırlayalım.
Geçen yılın başlarında Saros kıyısındaki en yoğun yerleşim merkezi Erikli sahilinde 1,5 dönümlük kumda 8 adet alan ile Mecidiye Kale(İtalyan)koyundaki, Danişment Özel İdare tesisi ve alanı ile Yayla’daki bir alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ihale yapılmadan pazarlık usulü ile Muğla’da kurulan Muçev Turizm Ticaret Limited Şirketine, 10 yıllığına, 1.8 milyon+Kdv bedelle kiralama yapılmıştı. Bu şirket ile ilgili yargı kararları da dikkate alınmamıştı. Halkın ve STK’ların yoğun tepki ve itirazları oldu. Yüksek sayıdaki dilekçeler bakanlığa iletildi. Adı geçen şirket alt kiracılar bularak bazı yerleri işletti. Kavga ile gürültü ile sezon da böyle geçti.
Bölgenin, özellikle Erikli’nin turizm potansiyelinin iyileşmesi adına yıllarca mücadele eden, yöneticilik yapan biri olarak, kiralamaların iptal edilmesi konusunda basın açıklamalarıyla ve konuyu köşeme taşıyarak yazdım ve takipçisi oldum.
5 şubat 2020 tarihinde ‘Saros sahilleri de rant çemberinde’ başlıklı yazımın son bölümünde;
“Halka rağmen, Yargı kararlarına rağmen neden bu şirkete kıyak yapılıyor” Rant kapıları neden açılıyor? Muğla’da yaşananlar, şimdi, önümüzdeki günlerde Edirne’de yaşanacaktır. Yakın zamanda Erikli kumsalında gözlemlediğimiz ‘Şemsiye-Şezlong mafyacılığı’ oynayanlar bir başka güç vasıtasıyla devam edecekler gibi görünüyor. Devletçe 2006 yılında koruma bölgesi ilan edilen, 1 ve 3 derece doğal sit alanlarının korunması gerekirken, halkın serbest kullanımına açık tutma yükümlülüğüne rağmen Bakanlık çareyi kiraya vermekte bulmuştur.
Denizden, kumdan, Güneş’ten yararlanmak üzere sahile akın edecek halk, bu sene kiralanan yerlere girmekte tedirginlik yaşayacaktır. Serbest bölgelerde, hele hele bayramlarda kumda yer bulmak imkansız olacaktır. Yoğunluğun yaşanacağı o günlerde müessif olayların yaşanması da kuvvetle muhtemeldir. Ne olacaktı yani, devlet kaynakları satıldı, satıldı yetmedi, sıra sahillerin kiralanmasına geldi. Gerekçeye bakınız. Efendim; kumsaldaki işgalleri kiralama yaparak engelleyeceğiz. Yıllardır kumsaldaki işgalleri devletçe önleyemedik ise pes vallahi. Böyle bir gerekçe olabilir mi?
Temel bir insan hakkı anlayışıyla düzenlenen Anayasamızın 43. Maddesi, yönetmelik ve bakanlık idari işlemiyle ticari bir şirkete yaratılan kiralama konusu bir insan hakkı ihlali oluşturmaktadır. Ayrıca bu durum sakin, rahat, herkese kucak açan tatil beldelerimizin özgün yapısını ve özelliğini bozacaktır. Bu gidişata dur denilmez ise kaybeden Edirne ve Keşan olacaktır. Bu durum tatil yapacak halk nezdinde infiale yol açacağı gibi bireylerin kıyılardan istifadesinde ve turizm sektöründe de sıkıntılar yaratacaktır.
Eğer kiralamaların önü açılırsa nerede duracağı kestirilemeyen bir doğal yapı kaybının ve ülkemize gelmesi beklenen turistler üzerinde de olumsuz etkileri olacağı, bunun da net bir toplumsal zararla sonuçlanacağı muhakkaktır. Netice itibarıyla, Anayasa ve yasalara aykırı olan Saros sahillerinin kiralama işlemi iptal edilmelidir. Halkın şikâyet ve yasal başvuruları beklenmeden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geçmiş uygulamalara bakarak resen bunu yapmalıdır diye düşünüyorum.” diyerek yazımı sonlandırmıştım.
Yeni bir dönem başlıyor
Şimdi de son gelişmelere bakalım. Geçen hafta Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum’un Edirne ziyareti esnasında yapılan görüşmelerde Sayın Valimiz Ekrem Canalp ile sorunlarını dile getirmiş. Sahil kiralamaları konusunda önemle üzerinde durulmuş olacak ki Muçev’e yapılan kiralamanın iptaline karar verildiği haberlerini aldık. Bu arada sahillerdeki hizmet akışının da Edirne Valiliğine bağlı Çevre Koruma Vakfı‘na verilmesi de memnuniyet vericidir. Devir ve fizibilite çalışmalarının en kısa zamanda tamamlanması bekleniyor. Baharla birlikte çalışmalara başlanacağı bilgilerini de aldım.
“Yöre halkı hizmet yarışını görmek istiyor”
Şunu da belirtmeliyim Çevre koruma Vakfı şirket değildir. (Bunu karıştıranlar olduğu için söylüyorum) Çevre Koruma Vakfı Valiliğe bağlı resmi bir kuruluştur. Vakıf Başkanı Sayın Valimizdir. Edirne’deki başarılı çalışmaları onun emirleriyle ve Vakıf müdürlüğünün de insan odaklı sosyal ve çevresel projeleri ile inanıyorum ki Saros kıyılarında yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Sahil düzenleme projesinin, oyun ve spor alanlarının ekipmanlarla donatılması, dinlenme ve eğlence yaşam alanlarının oluşturulması turizme, halka ve esnaf kesimine önemli bir katkı sağlayacaktır. Umarım ‘verin parayı alın hizmeti’ anlayışında olan mücavir saha sorumlu ve yetkilisi Keşan Belediyesi de Çevre Koruma Vakfı gibi diğer projeleri hayata geçirir. Yöre halkı bu hizmet yarışını görmek istiyor artık.
“FSRU iptal edilmeli”
Madem ki sahil kiralamalarından geri adım atıldı, bir geri adım daha bekliyoruz. 7591 ağacın kesilmesine,12 bin hektarlık orman ve tarım alanlarının ve denizin, dolayısıyla Saros’un yok olmasına neden olacak Sazlıdere FSRU Liman Projesi de iptal edilmeli ve çalışmalar durdurulmalıdır. Bu da bölgemiz için çok önemlidir.
Canalp’e çağrı
Sonuç olarak; kent merkezinden en ücra köşedeki köye kadar Edirne’nin sorunları ile yakınen ilgilenen, çözüm üreten, insana hizmeti ön planda tutan, başarılı çalışmalarıyla ve yaklaşımıyla halkın sevgisini ve takdirini kazanan Sayın Valimiz Ekrem Canalp’e anlayış ve hoşgörüsüne olan inancımla bir çağrıda bulunmak istiyorum. Geliniz Saros kıyılarındaki yerleşim alanlarına emrinizdeki kurum ve kuruluşlarla, STK’larla topyekün bir çıkartma yapınız. Coğrafyasıyla, halkıyla buna muhtacız.