ÇevreGenelGündemKeşan

“Keşan Belediyesi halk sağlığını hafife alıyor!” diyen Akıllı, Erikli’deki Biyolojik Arıtma Tesisi’ni sordu

Erikli Sahili Turizm Geliştirme Kooperatifi’nde uzun yıllar yöneticilik yapan Şükrü Akıllı, Edirne Yenigün Gazetesi’ndeki “Erikli’de evsel atıklar önce göle sonra denize!” başlıklı yazısında, Erikli’de yaşanan sorunları gündeme taşıdı. Erikli’deki Biyolojik Arıtma Tesisi’nin deşarj izinin olmadığını belirten Akıllı, “Bu ihmal nasıl izah edilecek?” diye sordu.

“Eriklililerin tepkileri dikkate alınmadı, başkanın toz pembe vaatlerinin gerçekleşmesini beklediler”

Saros Körfezi’nin bölge ve ülke turizmine olan katkısı, devlet ve kurumlarca önemsenmediği sürece bu bölge sorunlarıyla boğuşulmaya devam edileceğini belirten Akıllı, “Zaten Erikli’de bu durumu 1998 yılında gören bilinçli insanlar çözümü kendi dayanışmalarında aramışlar ve kurdukları kooperatif ile bugün 100 bin nüfusa yaklaşan bir turizm beldesi yaratmışlardır. Devletin ve belediyenin yapması gereken aklınıza gelen tüm hizmetleri 5000 üyesinin maddi destekleriyle gerçekleştirmişlerdir. Yorulmuşlar ve kooperatif ile bu kentin yönetilemeyeceğini anlayınca tüm kazanımlarını da 2018 yılı Ağustos ayında Keşan Belediyesi’ne devir etmişlerdir. %100, bir destekle devir ederken umutları, beklentileri  büyüktü. Ancak, kendi olanakları ile getirdikleri suya henüz devir işlemlerine dahi başlanmadan, hiçbir katkısı olmayan belediyenin %100’ü aşan zam yapması ile umutları bir anda suya düştü. Tepkileri dikkate alınmadı. Yine de belediye başkanının toz pembe vaatlerinin gerçekleşmesini beklediler. 3 yıl geçti. Umutları bir kez daha yok oldu. Bekledikleri değişim ve hizmetlerden eser yoktu. 50 km uzaktan su getirilmesi bu yıl sağlanacaktı ancak o da henüz gerçekleşmiş değil. Temiz su musluklarından akmadan fahiş katılım payları gündeme düştü. Erikli halkı isyanlarda, ‘30 yıllık birikimimizi devir ettik karşılığı bu mu?’ diye soruyorlar. dedi.

“Ne yazık ki beklenen olmadı!”

Saros Körfezi’nde, 1998 yılında Erikli’de ilk biyolojik arıtma ve kanalizasyon şebekesi kooperatif tarafından hizmete girdiğini hatırlatarak, sözlerine devam eden Şükrü Akıllı, şunları söyledi: “Bu halk dayanışmasıyla gerçekleşti. Devlet ve belediye katkısı yoktu. Çevre ve halk sağlığı kriterlerine uygun işletilmesi de aynı şekilde sağlandı. Çevre yasası ve yönetmelikler gereği  deşarj izinleri alındı. Bu kapsamda 38 kriterlere de uyum sağlanarak Saros’da ilk defa iki yıl süreyle uluslararası çevre ödülü olan ‘Mavi Bayrak’la birlikte ülke bayrağımız dalgalandı. Biz emek verdik ama bu gurur Erikli halkınındır. Biyolojik arıtmanın kooperatif yönetimleri sürecinde zor da olsa başarılarak, çevre yasası ve su kirliliği kontrol yönetmeliklerine uyularak evsel atıkların yani kanalizasyon atıklarının deşarj izinleri Çevre İl Müdürlüğünden alınmış idi. Bu önemli bir başarıdır. Uzmanlaşmış çevre mühendislik firmalarının ayrıntılı çalışmaları, denetim ve kontrolleri ile bu iş sağlıklı bir şekilde yürütülmüştü. Hatta arıtmadan çıkan atık su ile arıtma çevresindeki ağaçlar ve yeşil alanlar sulanabiliyordu. Alt yapı ve belediyecilik hizmetlerinin devir edilmesinden sonra ne oldu diye soracak olursanız? Ne yazık ki beklenen olmadı! Kooperatif yönetimlerinin çevreye ve insan sağlığına gösterdiği hassasiyeti yerel yönetim yani mücavir saha sorumlusu belediye gösteremedi.”

Erikli’deki Biyolojik Arıtma Tesisi’nin deşarj izini yok

Akıllı şöyle devam etti: “Erikli’deki Biyolojik Arıtma Tesisi’nin deşarj izini  yoktur. Yıllardır 7000’i aşkın konutun evsel  ve kanalizasyon atıkları arıtmadan geçerek önce göle sonra denize ulaşıyor. Gölün tabanı ve kanalın denize ulaştığı önemli bir saha balçık çamuru ile kaplıdır. Göl kıyısındaki çirkin manzaraların yanı sıra gözlenen oluşumlar bir tehlikenin işaretidir. Göl çevresi sinek ve haşerenin üretim merkezidir. Buralarda su ürünleri avlanması ve denize girilmesi sağlıklı değildir. Kaldı ki arıtmadan, deşarj izni olmadan göle ve denize verilen atık sular yeraltı sularının kalitesini bozacak şekilde yüzeysel sulardan süzülme yoluyla kuyulardan şebekeye verilen suyu insanlar evlerinde kullanmaktadırlar. Bu ne gaflettir? Bu ne vurdum duymazlıktır? Tüm bunlar nasıl çevre ve belediyecilik anlayışıdır? Lafla peynir gemisi yürütmesini beceriyorsunuz da, neden bu konularda hassas değilsiniz? İnanın bunları derin kaygı ve üzüntü ile karşılıyorum. Deşarj izninin neden alınmadığını veya alınamadığını sorduğumda hiçbir görevliden ve sorumludan cevap alamadım. Yasalara saygım ve halk sağlığına verdiğim önem dolayısıyla buradan yetkili ve sorumlulara bir kez daha sormadan vicdanım rahat olmayacak!”

“Bu ihmal nasıl izah edilecek?

Şükrü Akıllı, sözlerini şöyle tamamladı: “Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike oluşturduğu apaçık ortada iken sorumlu kurum tarafından deşarj izini bu güne kadar neden alınmamıştır? Belediyeler çevre kanunu ve yönetmelik hükümlerine uymak zorunda değil midir? Kooperatif yönetimlerini sürekli denetleyen, cezai müeyyide uygulamakla tehdit eden, baskı kuran çevre yetkilileri bu kontrol ve denetimlerini karşılarında belediye olunca, neden yapmamışlardır? Bu ihmal nasıl izah edilecektir? Arıtılmış evsel atık suların tam arıtma ilkelerine, ayrıntılı mühendislik çalışmalarına uygun olarak, çevre yasalarına, yönetmelik ve tebliğlere göre sağlanması gereken deşarj standartlarına neden uyulmamıştır? Halk sağlığı, çevre ve deniz neden bu denli hafife alınmıştır? Deniz sularının genel kalite kriterlerine uyum esasları yapılmış mıdır? Yapılmış ise uygunsuzluklar ilgili kurumlara bildirilmiş midir? Kamu yararına bu soruları çoğaltmak mümkün. Tüm bunlar araştırılmalı, soruşturulmalı ve gerekenler zaman geçirilmeden mutlak yapılmalıdır. Yoksa çevre için, insan için, halk sağlığı için söylenenler hiçbir anlam ifade etmeyecektir.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu