Kent Müzesi’nde gizemli ‘alt kat’…
Geçtiğimiz Eylül ayında restorasyona giren Keşan Kent Müzesi’nde çalışmalar devam ediyor. Daha önce bilinmeyen, girişinde pencerelerin olduğu kapısı ve ardındaki uzun koridorun gün yüzüne çıktığı yapı oldukça büyük merak uyandırıyor.
Keşan Kent Müzesi Koordinatörü Arkeolog Aslı Avcı, restorasyon çalışmaları devam eden Keşan Kent Müze’sindeki çalışmalarındaki son durum ve yapıda karşılaşılan gizemli alt kat hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Eylül ayından şimdiye kadar yürütülen restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Aslı Avcı; “İlk olarak içeride duvarların raspası yapıldı Sonra duvarı soymaya başladık. Alt taraf hepimizin de bildiği gibi tuğla ve taş. Tuğlalar sonradan aradaki onarımda yapılmış ama taş duvarlar orijinal. Kurulun ilk kararı duvarların kazındıktan sonra sıva ve üstü boya yapılması yönündeydi; biz karşılaştığımız taş duvarları yeni bir revize projeyle kurula sunduktan sonra kurulda taş kalması kararına varıldı ve öyle onayladık projemizi. Daha sonra derz kapama işlemine geçildi. Aynı işlem alt katta da devam ediyor. Bu süre içerisinde zemin döşemelerini kaldırdık. İçerideki bütün kapılar söküldü. Hepimizin çok önemsediği ve dışardan da görünen pencerelerin ölçüleri alındı ve onların malzemeleri hazırlanıp fırınlandı. Hatta şu an bir tane örnek penceremiz geldi ve yavaş yavaş da gelmeye devam edecek.” diye konuştu.
Binanın temeli yok
Aslı Avcı, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü; “Restorasyonda belli bir kot seviyesine kadar inilebilceğiebe yönelik kodlar verdiler bize. Biz bu detayların hepsine revize projeden önce ulaştık. Ana kayayı kazmanın ya da müdahale etmenin çok doğru olmadığını, bunun içinde olduğu kodda yani ana kaya seviyesinde bırakacağımızı ve orada binanın durumuna göre bir uygulama yapacağımızı kurula söyledik. Onlar da bunu mantıklı buldular ve bizde o doğrultuda ilerleyeceğiz. Çünkü binada bir temel yok. Ana kayanın üstüne direk duvarlar örülmüş ve bina öyle inşa edilmiş.”
“Zemin güçlendirme çalışmaları yapılacak”
İçeride birkaç kat döşeme olduğunu belirten Avcı; “Binanın 1950 ila 1960’lı yıllarda geçirdiği onarım sırasında alt katı daha kullanılır hale getirilmek için tabliye betonu biraz yukarı çekilmiş. Anlatılanlardan öyle anlıyoruz. Zemin kat da kazılmış. Biz de burada gördük ki aslında çokta güçlü bir tabliye yok. Onun için bunu uzmanlarına danışmak istedik. Bu konuda da Trakya Üniversitesindeki hocalardan destek aldık. Onlardan bir rapor istedik ve onlarda güçlendirilmesi kararını verdiler. Bazı yerlerde çok ince kırılmalar ve dökülmeler var. Onun için de kurula sunduğumuz proje detayı kapsamında zemin güçlendirme çalışmaları yapılacak. Ondan sonra üstüne yine kuruldaki gibi doğal taş döşememizi yapıp bitireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Tarihi binanın alt katı gizemini koruyor
Üst katı Keşanlılar tarafından iyi bilinen tarihi binanın alt katı ise çalışmalar devam ettikçe büyük merak uyandırıyor. Taban kısmının kazılarak belli bir seviyeye inildiği alt kattaki odalarda, işlem yapıldıkça aslında pek de bilinmeyen bir manzarayla karşılaşıldı.
Binanın cephe yönüne değil, içine dönük pencerelere karşılaşıldığını ve şimdiye kadar herhangi bir tarihsel bilgisine ulaşılamayan görünüşü karşısında şaşırdıklarını ifade eden Avcı, son bilgileri şu ifadelerle paylaştı: “Alt kattaki pencereli yerle ilgili net bilgi yok. Açıkçası bana alt kat daha enteresan geliyor. Çünkü yorumlamaya daha açık bir yer. Alt katta aslında binanın orijinalinde içerideki iki merdiven çekirdeği yok. Orijinalde binanın içinden alt kata bir iniş aslında yok. Dışardan yani arka bahçeden üç adet kapısı var. Alt kata giriş onlarla sağlanıyormuş. Alt katta ilk olarak küçük küçük odalar vardı. O küçük odaların aslında küçük odalar olmadığını ve kemerli kapılardan oluşan bir koridor olduğunu gördük biz. Hatta orijinalinde neredeyse hiç kesintisiz bir koridor. İki kapının iki kenarında kare şeklinde ve bizim açtığımızda içinde iki üç tanede demir parmaklık gibi görünen uygulamalar vardı. Bu durum yoruma çok açık. Bunun ne zaman yapıldığını bilemiyoruz. Belki o zamanlar hastaneyken savaş döneminde oraya esir olan yabancı askerleri getiriyorlar mıydı bilemiyorum. Ya da belki ruh sağlığı bozulmuş askerler mi konuluyordu bilinmez. Orada sadece yorum yapabiliyoruz. Hepimiz burada parmaklık görünce çok şaşırdık. Ama alt katın görüntüsü daha değişik. Bizim sanat, sergi salonu yapacağımız alan hakikaten enteresan bir yer. Hiç kapısı olmayan kemerli, birbirinden ayrılan küçük alanlar şeklinde yapılmış. Belki ana kaya üstüne oturduğu için ve bir temeli olmadığı için onlar belki de bir taşıyıcı, onların üstüne yapılan bir bina olabilir. Öylede düşünülebilir. Ben bir mimar veya mühendis değilim. Ben bir arkeoloğum ve şuanda bir arkeolog olarak yorumluyorum. Bizim diğer teknik ekibimizle de bu şeyleri epeyce konuştuk ama net bilebildiğimiz bir şey değil. Net olarak bir şey diyebileceğimiz bir belge veya bilgi yok. Bunlar bizim teknik ekip olarak yorumumuz.”
“Bir kültür mirası yeniden Keşan’a kazandırılıyor”
Son olarak, restorasyon çalışmaları kapsamında bundan sonra yapılacak işlemler hakkında da bilgiler veren Aslı Avcı; “ Mevsimsel olarak çatı, bina etrafında yapılacak olan drenaj kazısı, binanın yalıtımı, sonrasında kapı ve pencere gibi aksesuarların takılıp montajlanması. Onun dışında içeride duvarlarda tozumazlık dediğimiz bir işlemimiz daha var. Hem duvarları koruması için hem de tozumasını engellemek için. Sonuçta biliyorsunuz müze olacak. Pencere detaylarımız ve güzel işlemelerimiz var. Dış duvarlardaki detaylara geçeceğiz. Şuanda restorasyon çalışmalarımıza kademeli olarak devam ediyoruz. Bizce iyi gidiyor ve güzel bir bina ortaya çıkıyor. Bir kültür mirası yeniden Keşan’a kazandırılıyor.” dedi.