Haberler

KEDAK Başkanı Gökhan Yumuşak, deprem öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenleri anlattı

Keşan Doğal Afet Arama Kurtarma Derneği (KEDAK) Başkanı Gökhan Yumuşak; deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında hayat kurtaracak bilgiler verdi. Yumuşak, aynı zamanda her depremin ardından depremin konuşuldu ancak sonrasında unutulduğundan da söz ederek, deprem çantası hazırlamanın ve göz önünde bulundurarak depremin unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.

KEDAK Başkanı Gökhan Yumuşak 24 Ocak2020 tarihinde Elazığ’ın Sivrice ilçesinde meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremde; hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılar için ise acil şifalar ve tüm depremzedelere de gençmiş olsun dileğinde bulundu

“Deprem, ülkemizin gerçeği”

“Deprem, bizim ülkemizin bir geçeği. Deprem bölgesinde olduğumuz belli” diyerek sözlerine başlayan Yumuşak, herkesin bununla yaşamayı öğrenmesi gerektiğini dile getirdi. Deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında panik yapılmamasını belirterek: “Bireysel olarak da hazırlıklı olmamız gerekiyor. Toplum olarak bu konuda bilinçlenmemiz lazım. Her afette, öncesi, sırası ve sonrasına hazırlıklı olmak gerekir. Öncesi hazırlıklarımız iyi ise bunu da tatbikatlarla pekiştirirsek, afet anı geldiğinde yapacaklarımız bellidir. Deprem anında kaçmayacağız, koşmayacağız, pencerelerden atlamayacağız. Yüksek şiddetli deprem anında kaçış yönlerine yönelme durumlarında daha kötü sonuçlar alınacaktır” diyen KEDAK Başkanı, sakin kalınması gerektiğine vurgu yaptı.

“Hayatta kalabilmek için hayat üçgeni oluşturun”

Deprem anında en etkili yöntemin yaşam üçgeni oluşturmak olduğuna dikkat çeken Yumuşak, “Deprem anında bulunduğumuz noktada kendimizi koruyabileceğimiz yerleri tespit edeceğiz. Bunlar da ‘yat, tutun, korun‘ veya ‘çök, kapan, tutun‘ uygulamalarını yapacağız. Unutulmaması gereken en önemli konu, bina yapmadan önce zeminimizi araştırmaktır. Binamız sağlam olacak, zeminimiz sağlam olacak ve hepsinden önemlisi eşyalarımız sabit olacak. Bu temel unsurları dikkate almamız lazım.Evimizde, işyerimizde yaşam üçgeni yerlerini tespit etmemiz gerekir. Bina yıkılırken, objelerin üzerine düşen tavan ağırlığı veya içerideki mobilyalar bu nesnelere çarparken yanlarında birer boşluk bırakırlar. Bu boşluklara “Yaşam Üçgeni” denir.  Nesne ne kadar büyük ve ne kadar dayanıklı olursa daha az ezilecektir. Nesneler ne kadar az ezilirse boşluk ve boşluğu kullanan kişinin yaralanmama olasılığı o kadar artar. Televizyonda yıkılan bir binayı izlerken görünen üçgenlere bakalım. Yıkılan bir binada göreceğiniz en yaygın biçimdir.” dedi.

Eğer bilinçli olursak ekipler gelmeden bir can kurtarabiliriz”

Depremler öncesinde bireylerin bilinçlenmesi halinde can ve mal kayıplarının gözle görülür bir şekilde azalacağını kaydeden Yumuşak, “Her birey temel afet konusunda bilinçlenmeli. Özellikle ilk yardım konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Depremden hemen sonra profesyonel ekiplerin enkaza gelmeden önce ilk olarak, enkaz yakınında olan vatandaşlar, yerel yönetimler müdahale etmeye çalışır.” diyerek enkaz altında kalınması durumunda bölgeye gelecek ekip ulaşana kadar orada bulunan vatandaşların ilkyardım eğitimlerini aldıkları halinde ilk müdahaleleri yapıp can kurtabilieceklerini söyledi.

Eğer bilinçli olursak ekipler gelmeden bir can kurtarabiliriz. Ekipler geldiğinde de enkaz altında olan vatandaşlarımıza daha sağlıklı yardımcı oluruz. Buna örnek verecek olursak, (umarız böyle bir olay yaşanmaz) depremin oluş saatine göre yan tarafımızdaki 3 katlı bir bina çöktüğünde, gelen ekiplere bu binada kaç kişi yaşıyor, oturma odası nerede, mutfak nerede gibi bilgileri verip enkaz altında kalan vatandaşlarımıza daha çabuk ulaşım sağlanır ve bir can kurtarılır.” 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu