Haberler

Karagöz, “Kanal İstanbul’dan sonra sıra Saros’a da gelecek”

Uzun bir süredir Türkiye gündeminde yer eden ve sıkça konuşulan Kanal İstanbul Projesi’ne Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz tepkisini dile getirdi. Projeninin bir Amerikan projesi olduğunu, sıranın Trakya’ya da geleceğini dile getiren Karagöz, ÇED sürecinde 10 gün boyunca itiraz süresinin olduğunu belirterek toplu itiraz dilekçeleri vermeye davet etti.

Kamuoyunda geniş bir yer tutan ve gündemin ana başlığı haline gelen Kanal İstanbul Projesi’nin bir siyasi inatlaşmaya dönüştüğünü dile getiren Karagöz“Ortaya çıkan son durum halkın Kanal İstanbul Projesi’ne sıcak bakmadığı şeklinde değerlendirilebilir. 23 Aralık 2019 tarihinde İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü web sayfasında ÇED dosyası yayınlandı ve ÇED süresi başladığı duyuruldu. 10 gün içerisinde itiraz edilmesi gerekiyor. Trakya Platformu Hukuk ve Bilim Kurulu ile Kent Konseyleri Birliği olarak ÇED dosyasını inceledik. Bu ÇED dosyasında Trakya’ya dair yararları veya zararları üzerinden hiçbir vurgunun olmadığını tespit etmiş durumdayız. Bunun üzerine Trakya Platformu Hukuk ve Bilim Kurulu Trakya’yı hangi alanda etkileyecek ne tür zararları olacak diye bir araştırmaya başladılar. Çalışma yapıldı ve bir itiraz dilekçesi ortaya çıktı. Kanal İstanbul Projesi Trakya topraklarını bölüyor. Trakya’nın hem ulaşımını hem savunmasını etkileyecek bir proje. Asıl önemli olan yer altı sularını, tarım topraklarını etkiliyor. En büyük tehditte Kanal İstanbul yapıldığında Trakya kısmına ciddi anlamda sanayi transferinin ve nüfus transferinin olacağının bugünden öngörülmesi gerekiyor” dedi

Kanal İstanbul Projesi’nin bir ABD projesi olduğunu dile getiren Karagöz bu planın zaman zaman tekrarlanarak gündemlerinden düşmediğini ve asıl amacının da uluslararası sözleşmeleri bypass etmek olduğunu söyleyerek şunları kaydetti “Savaş gemileri Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre, İstanbul ve Çanakkale Boğazı’ndan elini kolunu sallayarak geçemiyor. Televizyonlarda yorumcular, gemilerin rahat bir şekilde Karadeniz’e geçmelerine dayalı bir proje olduğu söylüyor. Eğer bu doğruysa, sadece Kanal İstanbul Projesi Montrö Boğazlar Sözleşmesini baypas etmiyor, çünkü öbür tarafta Çanakkale Boğazı var. Her ikisinden de ÇED raporunda söz edilmiyor. Eğer Kanal İstanbul bu amaçla yapılıyorsa hemen bitiminde veya devam ederken ikinci bir hamleyi beklememiz gerekiyor. Şarköy, Kavak, Evreşe tarafından Marmara Denizi’nin Saros Körfezini birleştireceği bir kanalı hayata geçireceğini bugünden öngörmek durumundayız. ABD savaş gemilerinin Karadeniz’e çok rahat girmesi için yapılan bir projeyse bunu öngörmek durumundayız. Dileriz ki böyle bir şey yoktur, eğer varsa Trakya diye bir şey kalmıyor. Bu proje yapılırsa Trakya’da yaşama alanı, tarım toprağı, orman, yer altı suları kalmaz.

Sözlerinin sonunda ÇED sürecine itiraz ettiklerini ve Pazartesi gününden itibaren dilekçeler ile başvurular yapacaklarını söyleyen Karagöz, kurum ve kuruluşları da toplu dilekçe vermeye davet etti: “Trakya genelinde itiraz dilekçelerini, bulunulan ilçe kaymakamlıklarına veya il valiliklerine getirmeliyiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki İzin Denetim ve Yönetim Genel Müdürlüğüne’ dilekçeleri yazarak TC Kimlik numarası belirtilip açık adres şeklinde hazırlanmış olan dilekçelerin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Geleceğimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza karşı yaşama alanlarımızı savunmak bizim görevimizdir. Dilekçeleri sorumluluğumuz gereği vermemiz gerekir. Kanal İstanbul Projesi Trakya’ya ciddi anlamda saldırıdır. Bu proje taş ocakları, kalker ocakları, maden ocakları, nükleer santraller ve FSRU’ya kadar toptan saldırı şeklidir. Buna dur demek gerekiyor. Sonuna kadar karşı çıkmak gerekiyor. Bu projenin ciddi bir bütçesi var, 72 milyar çok ciddi bir para. Trakya olarak yer altı sularına, yaşam alanlarına, tarım topraklarına sahip çıkmak zorundayız. Çağrımızı yineliyoruz, tüm oda, dernek, sendika, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler dilekçe versinler. Kent Konseyinde dilekçemiz vardır. Buraya gelip bizden alacakları gibi www.kesankentkonseyi.org web sitemizden dilekçeyi indirebilirler. Herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz, bu hepimizin sorunu.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu