Hüseyin Erkin, Trakya’nın doğal kaynaklarını değerlendirmek üzere yerel girişimcileri harekete geçmeye davet etti

Enerji Yöneticisi Yüksek Mühendis Hüseyin Erkin, Trakya Bölgesi’nin coğrafi önemine değinerek, bölgenin enerji kaynaklarının Asya kıtasından Avrupa kıtasına taşınmasında önemli bir köprü olduğuna işaret etti.
“Trakya, geçmiş tarihsel kültür ve medeniyetlerin yaşadığı, Asya – Avrupa bağlantı köprüsü olmuş önemli bir coğrafi alandır. Yerüstü ve yeraltı kaynakları açısından da çok üstünlüklere sahiptir.” diyen Erkin,Trakya’nın toprak yapısı ve iklimsel desteği sayesinde önemli bir tarım potansiyeline sahip olduğuna vurgu yaparak, şunları söyledi:
“Trakya, önemli doğalgaz ve enerji hub merkezi haline geldi”
“Başta tarihi İpek Yolu olmak üzere Trakya, önemli ticaret yolu olmuştur. Günümüzde de Asya kıtası enerji kaynaklarının Avrupa’ya taşınmasında önemli bir Enerji Köprüsü haline gelmiştir. Doğalgaz boru hatları geçişi tamamlandığında bölgemizden yılda 80 milyar m3 doğalgaz taşınacaktır. Trakya önemli doğalgaz ve enerji hub merkezi haline gelmiştir. Bu konuda bölgesel enerji ihtiyaçlarımız için yerel girişimciler aracılığıyla ucuz doğalgaz kullanabilecek enerji üretim santralları kurmamız gerektiğini ısrarla vurguluyorum. 1960’lı yıllarda bölgemiz yeraltı zenginlikleri araştırması için yabancı bir firmaya sondaj faaliyetleri ihale edilmiştir. Bu bilgilerin 300 metreye kadar olan yeraltı suları ve jeolojik formasyon ile ilgili olanları kullanılarak faydalanılmıştır. Lakin daha derinlerdeki bilgiler 2006 yılında yeraltı kaynaklarımızın arama ve işletilmesi ile ilgili yasal düzenlemelerden sonra dev petrol şirketleri ortaklığı ile bölgemizde petrol ve doğalgaz sondaj çalışmaları başlatılmıştır.”
Trakya Bölgesi’nin doğalgaz ve kaya gazı rezervi açısından verimli olduğunun altını çizen Erkin, aynı zamanda bölgede termal su sıcaklık değeri 500 santigratlara ulaşan rezervler bulunduğunu da belirterek, şu bilgileri verdi:
“Projeler üretip hayata geçirecek girişimleri başlatmakta geç kalınmaktadır”
“Coğrafi havza bazında bakıldığında Trakya’da Muratlı – Lüleburgaz hinterlandı ile Edirne merkez kuzey doğu bölgesi Süleoğlu ve Keşan hinterlandı Doğalgaz ve Kaya Gazı rezervi açısından verimli bölgelerdir. Kuzeye doğru Karpatlar bölgesi petrol yatakları sahalarına uzanan jeolojik formasyon bölgemizde derinleşmektedir. Yapılan etüt ve arama çalışmalarında ve de açılan kuyularda ki veriler bölgemiz yeraltı kaynaklarımızın varlığını doğrulamaktadır. Süleoğlu bölgesinde (Geçkinli – Habiller – Demirhanlı köyleri) açılımına nezaret ettiğimiz ve açılan diğer doğalgaz kuyuları 1200 – 1500 m ler civarındadır. 24 kuyu çalışır halde olup yenilerinin de açılması önümüzdeki yıllarda gerçekleşecektir. Özellikle bu sahalarda termal su sıcaklığı 500C olabilecek rezervler mevcut olup Muratlı ve Kırklareli de açılmış üretime hazır iki kuyu mevcuttur. MTA nın 2017-18 yatırım programında Edirne Musabeyli köyü hudutlarında Kırklareli Osmancık köyü ve Vize merkezde olmak üzere 3 kuyu açılması yatırım programında başlatılmıştır. Özellikle İstanbul sebze pazarına çok yakın olmamız açısından sera sebzeciliği için büyük avantaj sağlayacak seracılığı teşvik edecektir. Bu itibarla bölgemiz açısından çok önemli olan bu konular için projeler üretip hayata geçirecek girişimleri başlatmakta geç kalınmaktadır.
Trakya, geçmiş tarihsel kültür ve medeniyetlerin yaşadığı, Asya – Avrupa bağlantı köprüsü olmuş önemli bir coğrafi alandır. Yerüstü ve yeraltı kaynakları açısından da çok üstünlüklere sahiptir. Toprak yapısı ve iklimsel desteği sayesinde önemli bir tarım potansiyeline sahiptir. Başta tarihi İpek Yolu olmak üzere önemli ticaret yolu olmuştur. Günümüzde de Asya kıtası enerji kaynaklarının Avrupa’ya taşınmasında önemli bir Enerji Köprüsü haline gelmiştir. Doğalgaz boru hatları geçişi tamamlandığında bölgemizden yılda 80 milyar m3doğalgaz taşınacaktır. Trakya önemli doğalgaz ve enerji hub merkezi haline gelmiştir. Bu konuda bölgesel enerji ihtiyaçlarımız için yerel girişimciler aracılığıyla ucuz doğalgaz kullanabilecek enerji üretim santralları kurmamız gerektiğini ısrarla vurguluyorum. 1960 lı yıllarda bölgemiz yeraltı zenginlikleri araştırması için yabancı bir firmaya sondaj faaliyetleri ihale edilmiştir.. Bu bilgilerin 300 metreye kadar olan yeraltı suları ve jeolojik formasyon ile ilgili olanları kullanılarak faydalanılmıştır. Lakin daha derinlerdeki bilgiler 2006 yılında yeraltı kaynaklarımızın arama ve işletilmesi ile ilgili yasal düzenlemelerden sonra dev petrol şirketleri ortaklığı ile bölgemizde petrol ve doğalgaz sondaj çalışmaları başlatılmıştır.
Bilindiği gibi Keşan – İpsala ilçelerimizden geçen boru hatlarıyla Avrupa’ya doğalgaz transferi yapılmaktadır. Bu boru hatlarının sayısı önümüzdeki yıllarda artacaktır. Keşan- İpsala- Enez hinterlandında doğalgaz ve petrol arama sondajları hız kazanacak ve çok yakında bölgemizde açılacak bu kuyulardan doğalgaz ve petrol üretilecek ve mevcut boru hatları ile hem ülkemiz hem de Avrupa yararlanacaktır.
Coğrafi havza bazında baktığımızda Trakyada Muratlı – Lüleburgaz hinterlandı ile Edirne merkez kuzey doğu bölgesi Süleoğlu ve Keşan –Enez – İpsala hinterlandı Doğalgaz ve Kaya Gazı rezervi açısından verimli bölgelerdir. Kuzeye doğru Karpatlar bölgesi petrol yatakları sahalarına uzanan jeolojik formasyon bölgemizde derinleşmektedir. Yapılan etüt ve arama çalışmalarında ve açılan kuyularda ki veriler bölgemiz yeraltı kaynaklarımızın varlığını doğrulamaktadır. Süleoğlu bölgesinde (Geçkinli – Habiller – Demirhanlı köyleri) açılımına nezaret ettiğimiz ve açılan diğer doğalgaz kuyuları 1200 – 1800 m ler civarındadır. 24 kuyu çalışır halde olup yenilerinin de açılması da devam edecektir. Özellikle bu sahalarda 50-60 derece termal su rezervleride mevcut olup Muratlı ve Kırklareli de açılmış üretime hazır iki kuyu mevcuttur. Edirne Hıdırağa köyü hudutlarında 2 termal kuyu açılmıştır.Kırklareli Osmancık köyü ve Vize merkezde olmak üzere 3 kuyu açılması yatırım programındadır. Özellikle İstanbul sebze pazarına çok yakın olmamız açısından bu termal kuyular, sera sebzeciliği için büyük avantaj sağlayacak seracılığı teşvik edecektir.
Bu itibarla bölgemiz açısından çok önemli olan bu enerji konuları için projeler üretip hayata geçirecek girişimleri başlatmakta geç kalınmaktadır.
Tabi ki bu önemli nimeti çıkarırken taşırken ve de kullanırken ÇEVREYE oluşacak zararları asgari düzeye indirgeyerek çalışma yapılması esası unutulmamalıdır.“