İYİ Parti Keşan İlçe Başkanı Zafer Sarıkeçe, Keşan Belediyesi’nin olaylı yıkımı ardından sessizliğini bozdu. Edirne İl Başkanı Ekrem Demir ile ortak basın açıklaması yapan Sarıkeçe, yıkımın Keşan tarihine geçtiğini belirterek, “Bu, 100 yıl sonra da hafızalarda olacak. İsmini anmak istemiyorum; ama ‘o’ tarihe geçti; ama ters taraftan tarihe geçti. Derken, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun kendisi hakkındaki söylemlerini dava ettiklerini belirterek, “Biz belediye başkanlarına ‘şehremini’ deriz. Bu sıfatı üzerinde taşısın asli görevleri ile iştigal etsin” diye konuştu.
İYİ Parti Keşan İlçe Başkanlığı’nda gerçekleşen basın açıklamasının açılışını yaptıktan sonra Keşan İlçe Başkanı Zafer Sarıkeçe sözü İl Başkanı Ekrem Demir’e bıraktı. Konuşmasına 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak başlayan İYİ Parti Edirne İl Başkanı Ekrem Demir, “Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bir öğretmen olan genel başkanımız ve tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyorum. Böyle bir güzel günde pek güzel şeylerden söz etmek gerekirdi; ama bezen üzücü olaylarla da karşılaşıyoruz. Son günlerde başta ekonomik sorunlar olmak üzere zorlu bir süreçten geçtiğimizin farkındayım. Türk milleti olarak bu zorlukların üstesinden gelme kuvvetine sahibiz. Sabırla en kısa sürede olması gereken seçimleri bekliyoruz. ” derken, geçtiğimiz haftalarda yıkımının öncesi ve sonrasında meydana gelen olaylar ile gündem olan Keşan Belediyesi’nin eski hizmet binası konusunda yaşananlar hakkında konuştu.
Keşan Belediyesi eski hizmet binasın yıkımı sırasında yaşan kaos ortamı sırasında Edirne Valisi Ekrem Canalp ile görüşme gerçekleştiren İYİ Parti Ekrem Demir, Keşan’daki olayları kendisine anlatarak ilçeye destek gönderilmesini talep etmiş, sonrasında Edirne’den gönderilen Çevik Kuvvet ekipleri ile olaylar yatıştırılmıştı. Konu hakkında ilgili soru Keşan FM’de Cavit Deniz tarafından Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’na sorulurken, Helvacıoğlu, “Bununla niye övünüyor ki? Teröre sahip çıkacaklarına Keşan’a ve şehitlerine sahip çıksınlar!” şeklinde oldukça sert ifadelerde bulunmuştu.
Bu ifadelerin ardında Demir ise kendine dava açmaya hazırlandıklarını dile getirerek cevap vermişti.
“Vali Bey’i aramayıp da kimi arayacaktık?”
Keşan’da yaşananlar ve dava süreci hakkında açıklama yapan Ekrem Demir, “Keşan Belediye Meclisi’nin almış olduğu yıkım kararı sonrasında 11 Kasım’a kadar tahliye edilmesi kararına istinaden bina yıkımına geçilmeden hurdacılar tarafından maalesef bir yıkma tabi tutuldu ve oradaki demir parçalar sökülmeye başlandı. Dükkan sahipleri ciddi bir sıkıntıyla karşılaştı. İlçe başkanım Zafer Sarıkeçe, aynı gün beni . ‘Burada zor durumdayız ve sözümüz kimseye geçmiyor. Malımızı koruyoruz’ diyerek aradı. Sesi çok endişeliydi. Ben bundan vazife çıkararak ilimizin valisi Sayın Ekrem Canalp’i aradım ve durumu izah ettim. Valimiz sağ olsun bana ‘Kaymakam Bey ve Belediye Başkanı ile görüşüp size döneceğim’ dedi. 10 dakika geçti ve bana döndü. Bu kez ‘Durum doğru. Oradaki polis gücümüz yeterli değil, Edirne’den çevik kuvveti gönderiyorum; ama çevik kuvvet gidene kadar ne yaparlar bilemiyorum’ dedi. Aradan 1 saat geçti Sarıkeçe ‘Allah razı olsun çevik kuvvet geldi ve şu an her şey yolunda’ dedi ben de valimizi arayarak devletin varlığını hissettirdiği için teşekkür ettim. Valiyi aramayıp da kimi arayacaktık?” dedi.
“Biz belediye başkanlarına ‘şehremini’ deriz. Bu sıfatı üzerinde taşısın asli görevleri ile iştigal etsin”
Başkan Helvacıoğlu’nun bu sert sözlerine tepki gösteren Demir, şu kendisinin ismini telaffuz etmeden, şu sözleri kaydetti: “Bundan belediye başkanı da rahatsız olmuş, niye olmuş anlamış değilim. Bu konu ile ilgili soru sorulduğunda da haddini aşan bir ifade kullandı. Ben o ifadeyi burada terbiyem müsaade etmediğinden söylemeyeceğim; ama son derece rahatsız olup öfkelendiğimizi de belirtmek isterim. Bu haddini aşan ahlaksızca bir ifadedir, bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu konuyla ilgili çok daha bir şey söylemeyeceğim, bahse konu şahsı Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet ettik. Davamızı açtık ve bundan sona karar yüce mahkememizindir. Kendisine önerim şudur: Biz belediye başkanlarına ‘şehremini’ deriz. Bu sıfatı üzerinde taşısın asli görevleri ile iştigal etsin. Haddi aşan ifadeler bir belediye başkanına yakışmıyor. Makamına ve ona oy vermiş seçmenlere olan saygımdan ötürü ben onun seviyesine düşmeyeceğim. Mahkeme sonrasında elde edeceğimi tüm kazanımları şehit aileleri vakfına bağışlayacağız.”
“O anki hissiyatımın makamımın önüne geçmemesi gerekiyordu”
Ekrem Demir’in ardından kendisinin de eski hizmet binasında iş yeri olan ve olaylardan doğrudan etkilenen İYİ Parti Keşan İlçe Başkanı Zafer Sarıkeçe konuştu. Bu zamana kadar konuşmamasının sebebini eski belediye binasında bir işyeri sahibi ve aynı zamanda da İYİ Parti Keşan İlçe Başkanı olmasından ileri geldiğini kaydederek sözlerine başlayan Sarıkeçe, “O anki hissiyatımın sinir ve stresime yenilip makamımın önüne geçmemesi gerekiyordu.” derken o günlerde meydana gelen olayları ‘Sıradan ve basit olaylar değildi’ diyerek nitelerken şu ifadeleri kullandı: “O talan günlerinden önce Keşan TSO Başkanı Sayın İsmail Şapçı ile konuştum. ‘Henüz bitmeyen tadilatlar var, biz yetiştiremeyeceğiz.’ diyerek kendilerinden yardımcı olmalarını istedim. Sonrasında Akif Topçu, Zafer Topçu ve İsmail Şapçı belediye başkanından randevu aldılar. Döndüklerinde Kasım ayının sonuna kadar belediye başkanının şifahen müsaade verdiğini söylediler. Rahatladık. Ben onlara güveniyorum elbet; ama ya onlar da yada başkan yalan söylüyor!” dedi.
“İnsanların fakir fukaralığını bize karşı bir silah olarak kullandılar”
Başlayan yıkım sırasında iki gün boyunca zor günler geçirdiklerini ve yağma konusunda kullanılan insanlara hedef gösterildiklerini belirten Sarıkeçe, “Evine bir parça ekmek götürmek isteyen insanları bir silah gibi kullanan zihniyet ve bu insanların zaaflarından yararlanmak ne kadar aşağılık bir duygu olduğunu ve bunu utanmadan kullanan bir belediye başkanı olduğunun da bir kere daha altını çiziyorum. İnsanların fakir fukaralığını bize karşı bir silah olarak kullandılar. Benim iş yerimde bana zimmetli araçlar varken kapılarım sökülmeye başlandı. Yarım saat sonra elektrikler kesilince o kablolar çatır çatır söküldü. Arka taraftaki depom patlatıldı. Durumun önlenmesi bireysel mücadelemizle oldu. Bereket ki o insanlar da söz dinliyorlardı. Oradan arabaları parça parça da çıkarabilirlerdi. Evine bir parça ekmek götürmek için orada bulunanları ayırıyorum; ama orada bir yamyam çetesi vardı. Ölmemiş bir ceylanı canlı yemeye çalışan bir güruh vardı. Ben onların 2 gün önce, belediyeden uçurulan bir haberle oraya girileceğinin olurunu aldıklarını biliyorum. Zamanı gelince bu isimleri de söyleyeceğim. Şikayet etsem ne olacak, geri mi gelecek? Ben helal de ederim; ama böyle olmamalıydı. Bunun adı talandır. Bizim yaşadığımız ufak tefek şeyler değil. Belediyenin girişini işçiler daha fazla talan olmasın diye tuğla ile ördü, bunu Yakup Bey biliyor. Sorsunlar bakalım talan oldu mu olmadı mı?” diyerek sert açıklamalarda bulundu.
“Dilerim Kaymakam Bey bizim yaşadıklarımızı yaşamaz”
Konuşmasının devamında şehir merkezinde cereyan eden olayın Keşan erkanı tarafından fark edilmediği ve Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun gerekli bilgilendirmeyi yapmadığının altının çizen Zafer Sarıkeçe, “Bütün bunlar Kaymakamlık’a 50 metre mesafede oldu. Olaylardan önce Kaymakam Bey’i aradım durumdan haberi yoktu. Sonrasında ekip geldi; ama bu ekiplerle bir şey olmayacağını, bizim can ve mal kaybımızın giderilmeyeceğini gördüm. Sayın il başkanımız aklıma geldi. Onu aradım ve sonrasında bölgeye çevik kuvvet intikal etti, devletin varlığını hissettik. Kaymakam ve Emniyet Müdürü burada onlar da hissettirmiyor mu?; belediye başkanı olacak arkadaş onlara bilgi dahi vermiyor. Hiçbir açılışı kaçırmayan, her yerde kameralar ile ‘Vizontelecilik’ yapan başkan neden orada yok? Yanlış yaptığını biliyor ve o yüzden gelmiyor. Çünkü o gün orada bir can pazarı vardı, normal bir yıkım değildi. Kasaplar hali yıkımı gibi değil; içinde işletmecileri olan mekanlara yapılanı; bir ceylanın canlı canlı parçalanması gibi düşünün. Bunlar karakol ve kaymakamlığa 50 metre mesafede cereyan ediyor. Şimdi de deprem raporu alıp Hükümet Konağı’nı yıkmaya çalışıyorlarmış, inşallah Kaymakam Bey içerideyken talan edilmez ve Kaymakam Bey bizim yaşadıklarımızı yaşamaz. Yine de dikkat etsinler bize yapılanların aynısı onlara da yapılabilir.” diyerek aynı sahnelerin yaşanmasından korktuğuna da söyledi.
“Nasıl bir oyun var bilmiyoruz”
Kendisine belediye eski hizmet binasının yıkım raporu ile ilgili olarak kendilerine bir bilgi verilip verilmediği sorulan Sarıkeçe, bahse konu raporu hiç görmediklerini belirterek, “En son bir dava açma talebim oldu, raporları istedik. Tuğla gibi bir rapor gönderdiler. Profesyonelce hazırlanmış, incelemeye vaktimiz dahi olmadı. Patır kütür üstümüze yıktılar.” derken eski belediye binasının aslında Keşan’ın en sağlam binalardan biri olduğunu da ifade ederek, “100. Yıl Pasajı ve Keşanspor Düğün Salonu’nun olduğu binaları yıksınlar, oradaki binalardan çıkan demirlerin toplamı belediye binasından çıkandan azdır. Bir şeyi yapmak zordur, yıkmak 5 dakika. Bir şeyleri bu kadar kolay heba etmemeliyiz. Sadece o değil ondan önce halefi olan belediye başkanımızın da o binayı bakımsız bırakması da konuşulacak konulardandır. Neden bu kadar bir şeyleri çabuk gözden çıkarıyoruz? O binayı güçlendirmek ve bakımını yapmak çok mu zordu? O bina Keşan’ın 20 senesini daha götürürdü. Orası Keşan’ın azı dişidir. 60 senelik binalar götürüyorsa, 35 senelik binanın yıkılması hangi akla sığar? O bina meydana engel de değil. Nasıl bir proje ve oyun var bilmiyoruz. Keşan’da yaşıyor ve siyasetle ilgileniyorum; maalesef bir şeyleri bilmiyorum. Camdan bir duvar var ve ilerlememize imkan vermiyor.” şeklinde konuştu.
“İsmini anmak istemiyorum; ama ‘o’ tarihe geçti”
Son olarak tebligat almadığını ifade eden Sarıkeçe, “Ben tebligat almadım. Fırsatım olmadı, gidemedim. Emniyet bana tebligat imzalatmadı. Benim tebligatım hala emniyette bekliyor. İşlerim yoğundu, gelip alacağımı söyledim; ama almama fırsat olmadı. Fırsat olmadan orasını başımıza yıktılar. Biz ‘çıkmayacağız’ demedik. Herkes çıkacaktı; ama ben bu zamana kadar hiçbir belediyenin emniyet ve kaymakamlık marifetiyle tebligat gönderdiğini görmedim. İlk kez şahit oluyorum. Bizi buraya sevk edecek ne vardı? Biz zaten yer arıyorduk. Çıkan çıktı, çıkmayan da yeni dükkanlarının hazırlanmasını bekliyordu. Bu rezilliği bize yaşatmanın sebebi neydi? O gün yaşananlar akılla izah edilemez. Orada bizim eşlerimiz ağladı. O göz yaşını Cenab-ı Allah öte tarafa bırakmasın, bu dünyada da adaletini göstersin istiyorum.” derken olayların Keşan tarihine geçtiğini ve asla unutulmayacağını kaydetti ve şu sözleri dile getirdi: “Bu, 100 yıl sonra da hafızalarda olacak. İsmini anmak istemiyorum; ama ‘o’ tarihe geçti; ama ters taraftan tarihe geçti. Yazık.”