GenelSiyaset

Gündemi değerlendiren Gaytancıoğlu: “Esas kutuyu Mart ayında açacağım!”

Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu Keşan’da gelerek, basın toplantısı gerçekleştirdi.
Türkiye’deki ekonomik sorunlardan, çiftçinin problemlerine değinen Gaytancıoğlu, bütçe meclisteki bütçe görüşmleri hakkında da konuşarak, “Esas kutuyu Mart ayında açacağım” dedi.


Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılara dikkat çekerek, sözlerine başlayan Gaytancıoğlu, TBMM’deki bütçe görüşmeleri hakkında değerlendirmelerde bulunarak, şunları söyledi: “Bütçe önce komisyonlara geliyor ve burada, her bakanlığın bütçesi tartışılıyor. Bakanlıklar bütçesi görüşülmeye başlandığında dolar 8,5 TL seviyesindeydi. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçe büyüklüğü 1 trilyon 750 milyar TL’yi aşıyordu. Bu bütçenin 278,4 milyarı açıktı, yani karşılığı yoktu. Bu karşılık faizle, borçlanma yoluyla kapatılacaktı. Faize bu bütçede, 240 milyar TL ödenecekti. Bütçe açığının çok fazla olduğunu dile getirerek, eleştirilerde bulunduk. Bu açığı zamlarla ya da faizle borçlanarak kapatılacağını söyledik. Dolayısıyla, bu bütçede işçi, EYT’li, 3600 gösterge, emekli, asgari ücretli, memur ne de yoksullar var. Türkiye’nin gündemi yoksulluk, işsizlik ve hayat pahalılığıdır. Şimdi de onların başına ‘daha’ koymamız lazım. Daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla hayat pahalılığı dememiz lazım.”

“Sarayda ülkeyi yönetenler halkın gerçeklerinden kopmuş”

TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranları hakkında konuşan Okan Gaytancıoğlu, “TÜİK’in açıkladığı enflasyon %21.3’tür ama enflasyon araştırma grubunun açıkladığı rakam bunun neredeyse 3 katı yani %59’dur. Rakamlar gerçekçi değildir. Türkiye’ye sanal bir gerçeklik gösterilmektedir. Sarayda ülkeyi yönetenler halkın gerçeklerinden kopmuş durumdalar. Halk yoksullukla, işsizlikle, hayat pahalılığıyla uğraşırken birde kara kışla uğraşıyor. Enerji fiyatları aldı başını gidiyor. Kömüre %100 zam gelmiş. Doğal gaza 9 defa zam gelmiş ve %80 oranında artış göstermiş. Elektriğe de, zam geldi. İnsanların bir yanda gelir düzeyleri düşmüş ve bizde bu ortamda asgari ücret belirlenmeye çalışılıyor. İşçilerin istediği rakamla iş verenin verdiği rakam arasında farklılıklar var. Bizim insanca yaşanabilir bir asgari ücretin belirlenmesini ve en az 5 bin TL olmasını söyledik. Yoksulluk ve hayat pahalılığı gün geçtikçe artıyor.” dedi.

“Ülkemizin başına geleceklerini biliyoruz”

Son dönemde bir çok ürüne zamların geldiğini ifade eden Gaytancıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Ekmek, şeker, un, bitkisel yağ, süt ve süt ürünlerinin fiyatları artıyor. Yetiştiricinin ürettiği sütün fiyatının artmasını istedik. Ama ‘süte zam yapmayın, hatta fiyatları hiç artırmayın. Mümkünse yem fiyatlarını yarı yarıya düşürün.’ dedik. Çünkü yem ham maddelerin %70’ini maalesef ithal ediyoruz. Biz bunu söyledik. Ülkemizin başına geleceklerini biliyoruz. Süt fiyatlarına %45 zam yapıldı ama süt ve süt ürünleri fiyatlarına daha fazla %50’lere varan zam yapıldı. Süt üreticisine bu fiyatlar yansımadı. Ayçiçeğine 5 TL fiyat verildiğinde biz 6 TL olmasını istedik. Ama fiyatlar 10 TL seviyesinde. Çünkü dövize bağlı ve döviz kurlarında artış yaşanıyor. Fakat, Türkiye’nin kaynakları kendine yeterlidir. Türkiye’de neredeyse, 20 yıldan beridir AKP iktidarı var. Halkın gerçeklerinden topmuş, halkın sofrasında neler tükettiğini bilmekten uzak kendi sofrasına bakıyorlar. Halkın nasıl ısındığını bilmiyorlar. Çünkü kendileri soğukta yaşamamışlar. Kendileri lüks ortamlarda yaşamaktan halkın neler çektiğini bilmiyorlar. Halkın nasıl borçlandığını ve bu borçları nasıl çevirdiğini bilmiyorlar çünkü kendileri bunları yaşamamışlar.”

“Ciddi bir enflasyon var”

Türkiye’de ciddi bir enflasyonun olduğuna dikkat çeken Okan Gaytancıoğlu şöyle konuştu: “Enflasyon böyle giderse, artmaya devam edecek ve resmi olarak, bile %30-%40’ları aşacaktır. Gıda enflasyonu bunun her zaman 10 puan üzerindedir. Türkiye olarak, hiç iyi yönetilmiyoruz. Bunun tek bir çaresi var o da hemen seçim yapmaktır. Hangi koşulda olursa olsun bu iktidar süresini tamamladı. Çünkü günü kurtarmakla bu işler olmuyor. Toplumumuz gün geçtikçe daha fazla yoksullaşıyor ve fakirleşiyor. İşsiz hale getiriliyor.”

“Çiftçiyi küstürmek için neden bu kadar çok uğraşıyorsunuz?”

Sözlerinin devamında Türkiye’deki tarım konusunda açıklamalarda bulunan Okan Gaytancıoğlu, “2020’den sonra 2021 Mayıs ayında büyük bir kuraklık daha oldu. Buğday, arpa mısır gibi en çok tükettiğimiz ürünler çok etkilendi ve daha da çok etkilenecekler. Bir de pandemi gerçeği var. Pandemi başlangıcında buğday 150 dolardı şimdi 360 dolarlara çıktı. Üreten ülkeler ihracata yasaklama getirdiler, yani para verseniz de size vermiyorlar. Biz ne yapıyoruz? Üreticimizden keserek her şeyi ithalatla çözmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin bu zamana kadar buğday üretimi 20 milyon ton olarak gerçekleşiyordu, bu sene 15.5 milyon oldu. Bu, kuraklıkla ve verimdeki kayıplar ile birlikte Türkiye 2 milyon dolarlardan 4 milyon dolarlara çıktı demek. Yani kendi çiftçinize 28.5 milyar lira veriyorsunuz; 56 milyar lirayı başka ülkelerin çiftçilerine veriyorsunuz. Hadi parayı buldunuz diyelim, ürünü bulamayabilirsiniz. Siz hala çiftçiyi küstürmek için neden bu kadar çok uğraşıyorsunuz?” derken, konu hakkında verilen soru önergelerini hatırlatarak, “Bu soruyu Tarım Bakanı’na sordum, net bir cevap alamadım; ‘Dünyada gıda fiyatları artıyor’ dediler. Evet artıyor ama 2008’de arttı fakat bu seviyede değildi. Üretimde sorun yoktu, çiftçinin borcu bu kadar değildi, gübre fiyatlarına şu anda korkunç zam yapıldı. Peki sen ne yaptın? Bir şey yapmadın. Şu anda çiftçilerimizin yarısından fazlası gübresiz bir şekilde üretim yapmaya çalışıyor. Tarlalarda gübre yok. Gübre geçen sene 1800 liraydı; şu anda 14 bin 500 lira ve daha da artıyor.
Bu maliyet artışlarını önce üreticiye, sonra da tüketiciye yansıtmamak lazım. Nerede böyle bir hükümet? Böyle bir hükümet yok. Hindistan 600 milyon dolarlık ek paket açıkladı, Avrupa Birliği ‘Siz kullanın sonra hesaplaşırız’ diyor. Rusya ve Çin amonyak satışlarına önlem aldı, biz ne yapıyoruz? Hiçbir önlem almıyoruz, tam tersine doğalagaza zam geliyor, aynen yansıtıyoruz. Bari bunu yapmayım.” şeklinde konuştu.

“Nerede bu doğalgaz, petrol?”

Konuşmasında TPAO tarafından Keşan ve çevresinde yürütülen doğalgaz arama faaliyetleri ve bu sırada çitfçilerin tarlalarına girilmesi sonrasında oluşan hasarlara değinen Milletvekili Gaytancıoğlu, “Keşan’ın her tarafını deldiler, ne Yenimuhacir’i kaldı ne Beğendik ne de köyleri kaldı. Nerede bu doğalgaz, petrol? Buldular mı acaba merak ediyorum. Bugünlerde çiftçiye para ödüyorlar, bu geçen seneki hasat bedelinden ödeniyor. O zaman buğday 2 bin 200 liraydı, şimdi ne kadar 5 bin lira. Bu mağduriyet giderilecek mi? Yok. Nereden bakarsanız tutarsız bir iktidar.” diye konuştu.

“Esas kutuyu Mart ayında açacağım”

Yayla balıkçı barınağındaki son gelişmeler hakkında gelen gazetecilerin sorusu üzerine Okan Gaytancıoğlu, şu ifadeleri kullandı: “İktidarın bu konu hakkında bilgisi var. Biz de gittik gördük. Bu konuda proje de yapılmış. Biz konu hakkında bir soru önergesi verdik, gelen cevaplarda onlar da kabul edip yapılacaktır dediler. Ama ben esas kutuyu Mart ayında açacağım. Söylediklerimizin doğrultusunda gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, gerek Tarım Bakanlığı’na gerekse de İç İşleri Bakanlığı’na bütçeler yapıldı. İllere göre yatırımlar belirleniyor. Acaba Yayla’daki balıkçı barınağı yapılacak mı? Mahmutköy’de barajı da ve hatta Enez-Keşan karayolunu da talep ettim. Bakalım Mart ayındaki yatırımları açacağız. Var mı göreceğiz. Konu hakkında Süleyman Paçaman arkadaşımız daha ayrıntılı bilgi verebilir.” diyerek sözü konu hakkında açıklama yapmak üzere ESTAB Başkanı Süleyman Gürsel Paçaman’a bıraktı.

“Koskoca Yayla sahili yok olmanın eşiğinde”

Yayla balıkçı barınağındaki gelinen süreceği aktaran Paçaman, “Yaptığımız görüşmelerde ve vekilimizin soru önergesine gelen cevapta sürecin tamamlanması için gerekli bütçenin oluşturulmasını ve yatırım planlarına dahil edilmesini bekliyoruz. Umut ediyoruz ki, Mart ayında kutudan çıkacak. Yaklaşık 6. yılı olacak. Burasının fizibilitesi dahil her şeyi yapılmış, sadece yatırım planlarına dahil edilmesi gerekiyor. Bütçesi de o zamanın fiyatları için 5 milyon lira idi bu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti için hafife alınacak bir rakam. Verdiği hasar ile koskoca Yayla sahili yok olmanın eşiğinde, bunu hepimiz görüyoruz Oradaki balıkçı barınağı dediğimiz alan devlet eliyle yapıldı ve bunun yine devlet eliyle iyileştirmesi, rehabilite edilmesi” derken, bu projenin bir an önce hayata geçirilmesi için Mart ayında gerekli bütçe oluşturulup yatırım planına dahil edilmesini umduklarını söyledi.

Son olarak konuşan Gaytancıoğlu ise basın toplantısına şu sözlerle son verdi: “Biz iktidarın ne kadar sorumluluk duygusu olduğunu Mart ayında göreceğiz. Bunun öncelikli olduğunu hep söylüyorduk. Şiddetli yağışlardan dolayı felaket yeri olması da önceliğini pekiştiriyor. Biz bunun takipçisi olacağız. Keşan-Enez karayolu da öyle. Bu zamana kadar ‘toplulaştırma bitsin’ deniyordu; ama öğreniyoruz ki 600 milyon lira para lazım ki bu dolar kuru 8.50 TL ikendi. Bu katlanacak. Bu karayolunu yapamazsak Enez ve Keşan’ın gelişmesini sağlayamayız. Hafta sonu gelecek binlerce turisti ve ticareti engellemiş oluruz. Yine çok elzem olarak baraj ve sulama tesislerine para ayrılması gerekiyor. Bunların yapılıp yapılmadığı Mart ayında yine sizinle paylaşacağız”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu