CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu. Yanan ormanlardan, gübre fiyatlarındaki artışa, kadar 5 ana başlıkta konuşan Gaytancıoğlu, uzun bir süredir Keşan çiftçisinin gündeminde olan doğalgaz arama çalışmaları için ise “Bunun altında başka bir şey var, masumane değil” dedi.
“Eleştirilere tahammüllü olunmalı”
Toplantıda ilk olarak, İlçe Başkanı Recep Pekcan söz aldı. Eleştiri kültürüne açık olunması gerektiğini ifade ederek sözlerine başlayan Pekcan, “Keşan’da geçen günlerde bir olay yaşandı. Konuşabilmeliyiz ve birbirimizi eleştirebilmeliyiz. Eleştirilere tahammüllü olunması lazım. Eleştiriler hakaret boyutuna gitmediği sürece, insanlar konuşabilmeli. Seçilmiş ve yöneten insanlarda bunlardan kendimize pay çıkarmalıyız. Yaşanan istenmeyen olayların Keşan’da bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum.” dedi.
Pandemi süreciyle ilgili konuşan Recep Pekcan, vakaların bitmediğini ve her geçen gün artarak devam ettiğini belirterek, herkesin maske-mesafe kurallarına uyması gerektiğini kaydetti. Pekcan, herkesin aşılarını yaptırması gerektiğini ve COVİD-19 nedeniyle bir daha üzücü olayların yaşanmamasını temenni etti.
Toplantıda daha sonra Okan Gaytancıoğlu söz aldı. Türkiye gündemiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Gaytancıoğlu, “Ciğerlerimiz yanmaya devam ediyor” diyerek, şu şekilde konuştu.
“Madenler için ormanların yakıldığı söyleniyor”
“Yangınlar halen söndürülebilmiş değil. Yaşananları hiçbir şeyle ilişkilendirmek istemiyorum. Orman yangınları, dünyanın her yerinde oluyor. Özellikle sıcaklığın çok yükseğe çıktığı, kuraklığın olduğu ve nemin çok düşük olduğu ortamlarda ormanlar kendiliğinden yanabiliyor. Ama yanan ormanlardan sonra otellerin yapıldığı görülüyor. Acaba altında maden mi var, onun için mi yanıyor şeklinde söylemler de dile getiriliyor. Bunlar bizim içimizi yakıyor.” dedi.
“Yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz”
“Mecliste, turizm yasası görüşüldü. Yasanın 18. Maddesinde, Turizm Bakanı’na yetki veriliyordu. Turizm Bakanı, ‘burası turizm bölgesi olabilir, orası ormanmış, meraymış, 1. sınıf tarım arazisiymiş’ diyebilecek ve yetkili olacak. Anayasal olarak, ormanlara işlem yapılması kabul edilemez. Ormanlar devletindir ve o bölgede yaşayan orman köylüsünündür. Hükümet çoğunluğuna güvenerek, ormanlara bir takım tesisler kurmayı planlıyordu. Biz, yaşanana şiddetle karşı çıktık. Konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz.”
“Türkiye yanarken, onlar para ve rant peşindeler”
“Orman Bakanlığı, Atatürk döneminde kurulmuştur. Şimdi Tarım ve Orman Bakanlığı bulunuyor. Ama tarım ve orman ayrıdır. Biz, cumhuriyetin kurucu ayarlarına dönelim diyoruz. Çünkü Orman Bakanlığı tüm illerde örgütlenmiştir. Ayrıca, orman köylüleri hangi ağaçlarının budanacağını bilir. Orman işçileri vardır. Ama AKP bugün orman işçilerini sınavsız şekilde, il ve ilçe teşkilatlarından giden listelerle vasıflı ya da vasıfsız kişileri dolduruyor. Halbuki, orman işçisi son derece önemlidir. Orman işçisi, yangına ilk müdahale eden kişilerdir. Orman işçisini kadrosuz bırakırsanız ve takviyesiz bırakırsanız olacağı budur. Ormanların yüzde 90’ı engebeli arazilerdedir. Buralara orman köylüsü de zamanında erişemez. Bunun için uçak ve helikopter lazım. Ayrıca, AKP, ‘yanandan çok ağaç dikiyoruz.’ diyor. Yanan yerler turizm bölgeleri ama ağaç dikilen yerler turizm bölgeleri değil.”
“Bu kadar ürün Bosna Hersek’te yok”
“Bosna Hersek menşeli et ithalatı serbest bırakıldı. 8 bin ton kırmızı et ithalatı yapılabilecek. Bunların içerisinde domuz, at, eşek, katır eti dahi var. Dondurulmuş et var ve sakatatları var. Ayrıca, 75 bin ton sıfır gümrükle ayçiçeği ithalatı ve un var. Bu kadar ürün Bosna Hersek’te yok. Sırbistan, Macaristan ve başka ülkelerden AKP’ye yakın işadamları Türkiye’ye getirerek para kazanacaklar. Türkiye yanarken, onlar para ve rant peşindeler. Hükümet, kendi insanlarından ve çiftçisinden uzaklaşmış durumdadır.”
“Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınlarından biri”
“Orman yangınında vatandaşlarımızın evleri ve eşyaları yandı. AKP Genel Başkanı da, TOKİ tarafından yapılacak evler için 2 yıl geri ödemesiz kredi verileceğini dile getiriyor. İnsanların içi yanıyor. İnsanların hiçbir şeyi kalmamış ve bunlar ifade ediliyor. Türkiye’de geçen yıl toplam 212 bin dekar alanda yangın meydana çıktı. Muğla, Bodrum, Köyceğiz ve Milas’ta meydana gelen orman yangınlarının toplamı 630 bin dekardır. Antalya ve Manavgat’ta ise, 510 bin dekar alanda orman yangını meydana gelmiş. Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınlarından biridir.”
“Bunun altında bir şeyler var”
“Buğday tarlalarında gördük, hasada bir hafta var; önce kamyon geliyor arkasından da bir makine geliyor ve o bölgeyi olduğu gibi tıraşlıyor. Bunu neden yapıyorsunuz dediğimizde, petrol ve doğalgaz araması yapıldığının bilgisi geldi bize. Bizler de gittik, mağduriyetin giderileceğini söylediler. Henüz kurumla görüşmedik, sorular sorduk; ama henüz sorularımıza bir cevap gelmedi. Hasattan sonra yapın dedik, 10 gün durdular, sonra yine devam ettiler. Şimdi yine piyasaya çıktılar, bu sefer de ayçiçeği tarlalarına girdiler. Mağduriyet giderileceğini söylüyorlar ama 10 daha beklesiniz olmuyor mu? Bu bir milli servet, biz ayçiçeğine yılda 1 milyar dolar ödüyoruz. Bu vergiler kuruş kuruş toplanıyor. Yapın, yine yapın Eylül ayında tarlalar boş. Bu bir plan dahilinde yapılır. Gider Ziraat Odası’na veya Tarım İlçe Müdürlüğü’ne bir toplantı yaparsınız. Muhtarlar çağırılır, ne zaman yapılacak anlaşırsınız; ama bu son derece yanlış.
Bunun altında mutlaka bir şeyler var, masumane bir şey değil, bunun altından ne çıkacak sonuna kadar araştıracağım.”
“Gübre karaborsada”
“TÜİK enflasyonu %15 olarak açıklıyor, gübre fiyatları %100 arttı. Şu anda da gübre yok, karaborsaya düştü. Üreticilere lazım olan amonyum sülfat geçen sene 1500 liraydı, şu an 3 bin lira. Yöneticilerinin 4’er 5’er tane ballı maaşlar aldıkları Tarım Kredi Kooperatifleride gübre yok. İran’da fabrika satın alıyorlar, onu da neden aldıklarını açıklamıyorlar. Adapazarı’nda Altın buluyorlar, hani altın? Daha çıkaramadılar mı? Gübre niye bulmuyorsunuz? Üre gübresi 1800 liralardan, 5 bin 200 liralara çıkmış, o da yok! Tarım Kredi’de yok, pancar kooperatiflerinde yok, yağlı tohumlarda yok, özel sektörde var. Aşırı karlarla satılmaya çalışıyor. Üreticiler değiş tokuşla ihtiyaç gidermeye çalışıyor.
Neden TÜRKSAŞ’ı sattınız? Devletin gübre fabrikaları vardı, bu fabrikalar gübre tedarik ederek piyasaları düzenlemeye çalışıyordu, ülkeyi gübresiz bırakmıyordu. Neden İGSAŞ’ı sattınız? Üre üreten tek fabrikasıydı. Gübre şu an altından çok daha pahalı. Hükümeti uyarıyoruz.
Hükümetin sonu geldi. Kimse hiçbir şeyi bulamıyor. Karaborsada her şey. Bize CHP yağ kuyruklarında bizi gezdirdi. Hiç olmasa insanlar yağ bulduklarında alabiliyorlardı. Hiç olmazsa paraları vardı, şimdi o da yok.”
“Eldivensiz boksa çıkıyoruz”
“Yine Cumhuriyet tarihinde bir ilki yaşıyoruz. Hasat başladı. Gümrük vergisi sıfır! Yani boks ringine çıkıyoruz, birinde eldiven var, birinde yok. Böyle bir şey olur mu? Koruma yok. Zaten korunma oranı yüzde 27, bu gümrük vergisi bize 150 dolar sağlıyor. İthalatın 150 dolar daha fazla olmasını sağlıyor. İthal ayçiçeği 150 dolar fazla olsa içerideki ayçiçeği fiyatları 6-6.50 TL seviyesine çıkacak ki, kanolayı üretici zaten bu fiyata sattı. İkisinin fiyatı da aynı olsun. Bu konuda Trakya Birliği de uyardık. Hükümetten korkarak, üreticisini yok sayarak işlemler yapıyorlarsa karşılarında oluruz. Kimse bizim babamızın oğlu değil. Hükümete daha çok baskı yapsınlar. Hasada sıfır vergiyle girersek üretici perişan olur.”
“Kurumların baskı yapması lazım”
“Bu sene yağış aldık. Rekor bir üretim var. Geçen sene 1 milyon 300 bin tondu, bu sene 1 milyon 700 bin ton bekleniyor. Ben hükümet olsam düşünürüm; Üretici hiç destek olmamama rağmen düzeltmiş, biraz destek olsam sadece yüzde 27 uygulasam üretici 6 liradan satar ve sene daha fazla üretir. İthalat yapmaya gerek kalmaz. İthalatın yapılmamasının katkısı bize 2 milyar dolar. Bunu Türkiye kazanmak istemiyor. Bunun %60’ı Türkiye’ye gelecek, %20’si Edirne’ye gelecek. Ama bu konuda hiçbir kurumu göremiyoruz. Bira bu konuda baskı yapmaları lazım.”
“1936’da uçak yapıp sattık, şimdi uçak peşindeyiz”
“CHP olarak gümrük vergisini Dünya Ticaret Örgütü Kuralları’na göre belirlenmiş en yüksek oranı olan %27’nin uygulanmasını talep ediyoruz. Korumasız bir şekilde çiftçiyi bırakamazsınız. Geçen sene 1 LT ayçiçeği 6 liraydı, şimdi 20 lira. Kaldı ki dolar artışı da durmuyor. Siz 128 milyar doları sağa sola kaptırmışsınız, hazinede para kalmamış ve hesabını veremiyorsunuz; hiç olmazsa çiftçinizi başka ülkelerin fiyatlarına karşı koruyun. Çiftçi zaten gerekeni yapacak. Mart ayına kadar yeni bir kararname çıkmasını istiyoruz. Kendi kaynağımızla kalkınmak istiyoruz.
Nasıl ki Cumhuriyet 1933 yılında uçak yapmış, 1936 yılında uçağı uçurup Hollanda’ya satmış. Şimdi biz uçak peşindeyiz. Uçaklarımız olsa bu angınlar da olmazdı. Akılcı politikalarla ülkenin yönetilebileceğini biz biliyoruz. Hükümetin de bu gerçeği görüp sandığı ülkenin önüne getirmesini ve erken seçime gitmesini istiyoruz. “