Haberler

Gaytancıoğlu, kuraklık karşısında tarımda alınabilecek önlemleri sıraladı

Her geçen yıl artan kuraklık ve bunun sonucunda tarımda meydana olumsuz tabloyu CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu değerlendirdi. Kuraklıktan ziyade küresel bir iklim değişilikliğine işaret eden Gaytancıoğlu, yakın zamanda su savaşlarının yapılacağına dikkat çekerek, Ergene ve Meriç nehirleri üzerine kurulacak barajlar ile dünyada söz sahibi olunabileceğinin altını çizdi.

Çiftçilerin dert yandığı verimsiz mahsul almalarıyla sonuçlanan iklimdeki anormal düzeyde değişen tabloyu”Kuraklıktan ziyade biz buna ‘Küresel iklim değişikliği’ diyoruz.” diyerek açıklayan Okan Gaytancıoğlu, “Bu sadece bu yılın meselesi değil. Son 10 yılın ve gelecek yılların meselesi. Yıllar derken 10 yıllar, 100 yıllar ve ondan sonraki yılların meselesi olacak. Çünkü dünya nüfusu sürekli artıyor. Şu an 8 milyar nüfus var. Bundan 50 yıl önce 2 milyar nüfus vardı ve gelecek 50 yılda dünya nüfusu 100 milyarı aşacak.” ifadelerinde bulunarak yakın gelecekte su problemi yaşanacağını kaydetti.

“İçme suyunda kullanılan su miktarı, %10”

Öte yandan halihazırda var olan sulama sistemlerinde değişikliğe gidilmesinin gerekliliğini belirten Gaytancıoğlu şu ifadeleri dile getirdi: “Aynı su kaynaklarıyla aynı toprakla biz hem üretim yapmak istiyoruz hem o nüfusu beslemek istiyoruz hem de su kaynaklarını hem sanayide hem tarım da hem de içme suyunda kullanmak istiyoruz. İçme suyunda kullanılan su miktarı toplam kullanılan su miktarının belki de %10’u kadar. Son derece az. Ama tarımda sulama yapmamız şart. Tarımda sulamayı da yaparken artık mühendislik projelerine ihtiyaç var. Türkiye Cumhuriyeti olarak bakarsak Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte ciddi sulama barajları, suyu tutan havzalar yapılmış ancak açık sistem sulama sistemleri geliştirilmiş.”

“Arık mevsimler birbirine karıştı”

Açık sistemde ve küresel iklim değişikliklerini düşünürseniz sıcaklık 1 derece yükseliyor. 1 derce yükselince buzullar eriyor ve düzensiz yağışlar, kar yağmaması, aşırı sıcaklar, aşırı soğuklar görülebiliyor. Yani artık bizim bildiğimiz ilkbahar, yaz, sonbahar, kış mevsimleri birbirine karıştı. Çok soğuk olabiliyor ve son günlerde yaşadığımız gibi mevsim normallerinin üstünde aşırı sıcaklarla karşılaşabiliyoruz.

Bitkileri de düşünmek lazım. Zaten Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü bu yılın başında daha pandemi öncesinde dünyada iklim değişiklikleri olacağını duyurdu. Buna göre bitki çeşitliliğine görelim artık belki buraya kışlık değil yazlık ekmeğe diyebiliriz Buna göre bitki çeşitliliğine yönelelim. Biz artık buğdayı belki kışlık değil yazlık ekmeye başlayabiliriz. Buna yönelik tohumluklar ve daha erkenci çeşitler geliştirebiliriz. Bunda bir sıkıntı yok dünyada bilim gelişiyor ama su kaynaklarını korumamız lazım.

“Ergene ve Meriç’e barajlar yapılmalı”

Türkiye su fakiri bir ülke. Peki ne yapabiliriz? Meriç ve Ergene Nehirlerimiz var. Öncelikle bu nehirlerimizi kirletmememiz ve korumamız lazım. ve buralarda oluşturacağımız barajlarla hayvan sulama göletleri, içme suyu göletleri yapmamız lazım ki su verimliliği arttıran son derece önemli bir unsur. Nüfusu da beslemek zorundayız. İthalat besleyemeyiz. Bakın bundan bir hafta önce Toprak Mahsulleri Ofisi ithalat ihalesi açtı. 235 dolardan buğday ithalatı gerçekleştirdi. Şu anki kurla bin 750 lira. Biz bin 650 liradan çiftçiden aldık. İhaleyi satın alan firma getiremeyebileceğini de söyledi. Yani bu ne demek? Dünyada artık gıda son derece önemli. O yüzden suya kim sahipse toprağa kim sahipse o suyu çok ekonomik olarak kullanmak zorunda. Barajlar yaparak suyu tutmak zorunda. O barajlardaki suyu dikkatli bir şekilde bitkilere vermek zorunda.

Yer altı suyuna hiç yönelmemeliyiz. Artezyenden sulama yapan çiftçilerimizi uyarmakla bu iş olmaz. Elektrik parasını çok arttırarak çiftçimizi vazgeçiremez. Çünkü suyun önemini herkes biliyor. Onlara hem su götürmek zorundayız hem de suyu ekonomik kullanmak zorundayız. O yüzden ben hükumeti sizlerin aracılığını ile uyarıyorum.

“Sulamada kredi değil, hibe verilmeli”

Ne yapalım ne edelim damla sulama sistemlerindeki hibe miktarlarını arttıralım. Tarlasına, bahçesine damla sulama sistemi kuracak çiftçilerimize hibeler verelim. Düşük faizli kredi ile değil ertelemeli kredi ile değil hibeler verelim. Bu su bitkiye lazım ve bitki bunu dam la damla kullanmak zorunda.Vahşi sulama şekil ile değil yağmurlama sistemi ile sulamayı yapalım. Bölgemizdeki barajları açık sistemden kapalı sisteme yani suyun buharlaşmasını minimuma indirecek şekilde düzenlemek zorundayız.

“Tasarrufu tarımda değil, başka yerlerden yapın”

Ama Devlet Su İşleri bütçesini incelediğimizde bütçenin geçmiş yıllara göre düşük olduğunu görüyoruz. Tasarrufu buralardan değil başka yerlerden yapmak lazım. Devlet bazı yerlerde israf etmemeli. Örneğin; Cumhurbaşkanı’nın 10 bin tane koruması var. Koruma bütçesinin arttığını biliyoruz. Yani bu tip bütçeleri fazla kullanmayıp daha fazla sulama yatırımlarına önem vermemiz lazım.

“Su savaşları kapıda, suyu elinde tutan söz sahibi olacak”

Gelecek yüzyılda, belki yüzyıla bile kalmayacak yarı yüzyılda su savaşları çıkacak. Bizim coğrafyamızda orta doğu coğrafyasında bunlar olacak. Petrol doğal bir kaynak ve yok olacak.
Onun yerine su çok önemli bir kaynak haline gelecek. Suya kim sahipse dünyada onun sözü geçecek. Çünkü su gıda anlamına gelecek. O yüzden tekrarlıyorum hibeleri damla sulama sistemine yönelik vermek lazım. Suyun az kullanıldığı sistemlere dönmek ve barajlara mutlaka yatırım yapmak lazım. Her şeyden kısalım ama baraj yatırımından kısmayalım.

“Kendi kendimize yetmeyi öğrenmemiz lazım”

Hükumet bir çok alanda 2023’e kadar yatırımları durdurdu ama baraj yatırımlarını durdurmayıp devam etmeli. Bu Keşan için son derece önemli. Trakya için ve Türkiye için son derece önemli. Hele bakın şimdi ayçiçeği biçiliyor.
Çiftçimiz 40-50 kilogram 80 kilogram ayçiçeği biçiyor. Kuruluşlar 3 buçuk lira dedik 4 liralara çıktılar. Niye çıkıyorlar? Çünkü dünyada da aynı kuraklık var. Dünyada da verimler düşük. Dünyadan da artık ihracat yapamıyorsunuz. Demek ki kendi kendimize yetmeyi öğrenmemiz lazım. O yüzden de suyu ekonomik kullanan bitkilere yönelik çalışmalar yapmak lazım. Bu amçala ziraat fakültelerinin, araştırma enstitülerinin daha az su tüketen bitkilere yönelik çalışmaları var. Ar-Ge projelerine destek vermek lazım.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu