Erken seçim pazar alışverişinde zorlanan vatandaşın da gündeminde

Pazaryerindeki fiyatlar tüketicinin cebini yakmaya devam ediyor. 5 liranın altına neredeyse hiçbir ürünün bulunmadığı pazaryerinde; 100 lirayla istediklerini alamadıklarını belirten vatandaşlar, erken seçim çağrısında bulunarak fiyatlara isyan etti.

100 liraya ne oldu?
Artan maliyet fiyatları ve kuraklık pazar fiyatlarına yansımaya devam ediyor. Üreticinin tarlada karşılaştığı zorluk tezgahlardaki etiketlere yansırken, 5 liradan aşağı bir ürünün bulunmaması tüketicinin belini büküyor. Marketlerden daha uygun olacağını düşünüp pazaryerine gelen vatandaşlar, “Bir marul bile 7 lira, doğru düzgün salata bile yapamıyorum. Bir meyveyi bile alsak 100 liraya geliyor pazarlık, sebzesi de ayrı tutuyor. Allah yardımcımız olsun.” derken geçen seneki fiyatları şu sözlerle kıyasladı: “Geçen sene bu kadar değildi. Ben salçalık domatesi 1 buçuk liraya aldım, bu sene 3 kilosu 10 lira diyorlar. Pazara çıkınca 100 liraya harcıyorum, bunun içinde zeytin ve peynir yok sadece sebze var. Üzüm desen salkımı 10 lira olmuş. Hadi ben yarım kilo yarım kilo alıyorum; ama nüfusu çok olanlar ne yapacak?”
“Yarım kilo olmuyorsa 250 gram olur, nankörlük yaparsak olmaz”
Öte yandan pazardaki fiyatların pahalı olduğunu; kıt kanaat geçinmek zorunda olduklarını belirten vatandaşlar, “Fiyatlar pahalı ama Cumhurbaşkanımız var arkamızda. Allah razı olsun ondan. Pahalı ama alıyoruz, ne kadar fakir olsak da alıyoruz; eskiden biz bunları yiyemezdik. Karınca kararınca geçinip gidiyoruz. Türkiye’nin durumu belli başka yapacak bir şey var mı? Hangi biriyle uğrasınlar? Her istediğimizi alıyoruz. 1 kilo alamıyorsan, yarım; yarım kilo da alamıyorsan 250 gram alacaksın. Genelde alabiliyor muyuz? Alıyoruz. Nankörlük yaparsak olmaz. Ben emekli değilim; ama yaşlı aylığı alıyorum. Allah razı olsun onlardan. Bu kadar basit.” sözleriyle şikayetçi olmadıklarını dile getirdi.

“100 lirayla eve boş gideriz”
Tüketiciler aynı zamanda geçtiğimiz senenin pazara giden 100 lirasını bu seneki 100 lira ile karşılaştırdı. Alım günün sürekli olarak düştüğünü söyleyenler şu şekilde konuştu:
“Çok pahalı. Bir hafta aldığımız diğer hafta almıyoruz. Alışverişlerin çoğunu sebze tutuyor, kasaba gittiğimiz zaten yok. Millet 2-3 maaş alıyor, biz 100 liranın derdi kalıyor. “
“Her şeyin fiyatı uçmuş durumda, televizyonda görüyoruz. 80 kuruşa alınan ürün pazarda 10 liraya çıkmış. Üreten bir şey kazanamıyor. Mazot olmuş 7 lira. Bu sene 100 lirayla boş gideriz eve. “
“Çok zor alışveriş yapıyoruz. Geçen seneye kıyasla yüzde yüz pahalı. Günlük alıyoruz; biber, patlıcan, salatalık ve üzüm aldık 100 lira, para bitti.”
Vatandaşlar kadar pazaryeri esnafı da yükselen fiyatlardan dolayı tepkili. Gerek alış fiyatları, gerekse poşet fiyatlarındaki zamlar sebebiyle yaşanan durumu ve her gün karşılaştıkları üreticiye yansımasını değerlendiren esnaf “Geçen seneye nazaran fiyatlar çok yüksek. Şu mandalina geçen sene 5 liraydı, şu an 7 buçuk lira. Artık millet mandalinayı taneyle alıyor; az önce gelen müşterim 5 tane istedi, halbuki geçen sene 2 kilo alıyordu. Alım gücü azaldı.” derken gerek üretici gerekse de tüketici fiyat etiketlerinden yola çıkarak erken seçim beklediklerini şu sözlerle kaydetti:

Erken seçim istediler
- “Emekliye para verildi mi? Çiftçiye verildi mi? Verilmedi. Denge sağlanacak ilk önce. Ekonomi batmış durumda. En yakınca bir seçim olsun, seçim istiyorum.”
- “Salatalık 10 lira olursa ben durumu nasıl göreyim? Diğerleri de aynı patlıcan 7 lira. 2 bin 500 lira maaş alıyoruz, kira veriyoruz, pazara para kalmıyor. Ben 70 yaşındayım, kaç tanesini gördüm; ama böyle başkan görmedim. Az önce bayanın birisiyle konuştum, salatalık alamadılar. Esnaf da ona ‘mazotun parası kaç lira biliyor musun?’ diye söyleniyor. Ben de ona ‘Bunu sandıkta söyle’ dedim. Sandıkta söyle o sana cevabını verir.”
