Edirne’de ilk romanı ilgi gören trafik polisi yeni romanı için kolları sıvadı
Trafik Polisi İbrahim Tuncay Mercancı, çıkardığı polisiye romanla hem kendisinin hem de yaşamını yitiren babasının hayalini gerçekleştirdi.
Mercancı:
– “Mesleğimizin uygun tarafı da sinemalarda ya da filmlerde izlenilenleri gerçekte yaşıyoruz. Çok birikim oluyor. Artık öyle bir durum oluyor ki bunu bir yere aktarmak istiyorsun tabii bu kitap tutkusu olanlar için böyle”
Edirne’de görev yapan trafik polisi İbrahim Tuncay Mercancı, yazdığı polisiye türündeki romanın ilgi görmesi üzerine yeni bir roman yazmaya başladı.
Edirne Valiliği’nde görev yapan 20 yıllık Trafik Polisi Mercancı‘nın (47) geçen yıl yazdığı “Dürüst yalan” adlı 650 sayfalık polisiye romanı okuyucudan ilgi gördü.
İkinci baskıya giren romanın beğenilmesi Mercancı‘yı yeni bir roman yazmaya itti.
Polis Memuru Mercancı, mesai saatlerinin dışında evinde ve Millet Kıraathanesi kütüphanesinde yine aynı türde kitap yazmaya başladı.
“Benim için yazmak bir tutku”
Mercancı, AA muhabirine, yıllardır kitap yazmanın kendisi için bir tutku olduğunu söyledi.
Kitap yazma tutkusunu babasının kendisi ile ilgili yazar olmasını istemesinin de tetiklediğini anlatan Mercancı, “Yazmamdaki en büyük pay rahmetli babamındır. Babam çok kitap okurdu. Kitap okumak babamdan bana kalan bir mirastır. Yazar olmamı çok isterdi. Kitap yazmaya başlayarak rahmetli babamın hayalini de gerçekleştirmiş oldum.” dedi.
“Meslek, polisiye roman yazarlığına katkı sağladı”
Mercancı, yazım hayatında mesleğinden çok beslendiğini anlattı.
Vatandaşın filmlerde gördüğü olayları kendisinin birebir yaşadığını ifade eden Mercancı, şöyle devam etti:
“Mesleğimiz gereği çok birikim oluyor. Artık öyle bir durum oluyor ki bunu bir yere aktarmak istiyorsun tabii bu kitap tutkusu olanlar için böyle. Babamdan şunu öğrenmiştim; okumak anlamaktı, anlamak anlatmaktı, anlatmak da kendini ifade edebilmekti. Çok okuyan kendini ifade etme kıvamına geliyor. Bu hayal ettiğim romanı kağıda dökebildim. Eşimin müthiş desteği oldu. Ona anlatıyordum, kendisine gerçekten çok şey borçluyum. Başarılı bir erkeğin arkasında bir kadın vardır derler bunu eşimle yaşadım. Pozitif enerjisiyle bana ‘başla kitabını yaz’ dedi. ‘Ben profesyonel değilim kim okur benim yazdığımı’ dedim. ‘En kötü ihtimal ben okurum’ dedi. Ben de bu soyut olan hayalimi somutlaştırmaya başladım. İki oğlum var onların da kitapsever olmasını isterim.”
Kitabını kaleme almadan insanların hangi türü sevdiğine dair küçük bir araştırmada yaptığını ifade eden Mercancı, bu çerçevede polisiye türü kitap yazmaya yöneldiğini ifade etti.
Sürükleyen, merak uyandıran kitapların daha dikkat ve ilgi çekici olduğuna inandığını belirten Mercancı, şunları kaydetti:
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi, ‘Türk insanı zekidir.’ Bizim birazcık eksiğimiz okumak. İnsanlardaki sıkıntıyı alabilmek için merak uyandırmalıydım. Okurların da dediği gibi polisiyenin en büyük kalesi gizemdir. İnsan meraklandığı şeyin üzerine gider. Polisiye seçmemdeki tercih insanların merak duygusundan yararlanmaktı. Kitabımda çok edebi kelimeler kullanmadım. Sade bir dil seçtim. Merak ve tempo var kitapta. Sinemada kitaplarda olanlar izleyiciye yansıtılır ben bunun tam tersini yaptım bölümler halinde film tadında oluşturdum kitabımı.”
Kaynak: AA