Haberler

ÇED Toplantısında, patlatmalı linyit ocaklarını neden istemediklerini anlattılar

Toplantıya, projede geçen alan tanımının İstanbul’da bulunan Arnavutköy ve Göktürk arasında bir arazide geçiyor olması damga vurdu.

Patlatmalı işlem ve linyit kömürü üretimi için ÇED halkın katılımı toplantısı Karacaali Köyü'nde düzenleniyor..

KEŞAN Online paylaştı: 30 Haziran 2020 Salı

KEŞAN Online paylaştı: 30 Haziran 2020 Salı

KEŞAN Online paylaştı: 30 Haziran 2020 Salı

Keşan’a bağlı 5 köy ve bir mahallenin sınırları içinde yer alan 840 hektarlık alanda yapılmak istenen patlatma işlemi ile linyit üretimi projesi için ÇED Halkın Katlımı Toplantısı yapıldı. Köylüler ve Keşanlılar, yeklilere projenin neden yapılmaması gerektiğini anlattı.
Toplantıya, açık şekilde işletme yapılacağı, patlamalarla beraber çevrede 3-4 şiddetinde depremler meydana gelebileceği ve projede geçen alan tanımının İstanbul’da bulunan Arnavutköy ve Göktürk arasında bir arazide geçiyor olması damga vurdu.
Toplantıda konuşan vatandaşlar yetkililere, “Buna rağmen olumlu görüş bildirirseniz vebal sahibi sizsiniz” dedi.

Keşan’ın Paşayiğit Mahallesi ile Karacali, Çobançeşme, Altıntaş, Karasatı ve Maltepe köyleri arasında yapılması planlanan, patlatmalı linyit kömürü üretimi nedeniyle düzenlenen ÇED Halkın Katılımı Toplantısı, Karacaali köyü meydanında gerçekleştirildi. Toplantıya; Çevre ve Şehircilik Edirne İl Müdür Yardımcısı Murat Bilgin Bilici, Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Geçmiş, Keşan Belediye Başkan Yardımcısı Nuran Uslu, bazı siyasi partilerin ilçe başkanları, STK’ların başkan ve temsilcileri, Trakya Platformu Dönem Sözcüsü Avukat Bülent Kaçar, Keşan Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyeleri, köy halkı ve muhtarlar katıldı.

Toplantıda ilk olarak, işletmenin danışman firma yetkilisi söz alarak; firma ve projenin yapılacağı alan ile ilgili bilgi verdi. Çevreye etkileri ve alınacak önlemler hakkında bilgi veren yetkili;  bölge tarım arazileri, su yapısı hayvancılığa etkisinin daha detaylı araştırılması için ÇED gerekli kararı verildiğini söyledi.

Yapılan ilk sunumun ardından Saros Gönülleri Dayanışma Komisyonu ve Trakya Platformu Sözcüsü Avukat Bülent Kaçar daha somut bilgiler ve veriler verilmesini isterken Edirne Çevre ve Şehircilik il Müdür Yardımcısı Murat Bilgin Bilici ise öncelikle sunumun yapılması gerektiğini belirterek, “Eksik ya da soru işareti olduğunda size söz vereceğiz. Bizim için önemli olan size söz vereceğimiz kısımdır.” şeklinde konuştu.

Projenin anlatımına devamında, patlatma bölümü ile ilgili bilgi verildiği sırada projeye vatandaşlar tarafından “Yıllık yüz bin ton üretim planlanıyor. Bu madeni elde etmek için bir patlatmada iki ile iki bin beş yüz kg., ayda iki ya da üç defa patlatma yapılacak. Patlatma başına 2 ile 2,5 ton patlatma yapılan işlemlerde 2 kıstas var.” diyerek tepki gösterildi.

Firmanın sunumunun ardından katılımcılar ve vatandaşlar arasında konuşmalar devam etti.

Söz alan bir vatandaş; “Bir haftadır sularım akmıyor. Eğer bu iş yapılacaksa yollar kaç günde bir ne kadar kapanacak? Bizim Keşan’a ulaşımda tek yolumuz var. Arazilerin ne kadar verimli olduğunu İl Tarım Müdürü anlatsın. Devletimizin ne kadar katma değer kaybettiği bilinsin. Bu kömürün arazide çıkartılan kömürlerden daha yüksek değerde olduğu araştırılsın. Yıkamada kullanılacak suyun köy şebekesinden kullanılacağı söyleniyor.”

Şirket yetkilisi: “Kullanılacak olan su sadece çalışacak olan personelin ihtiyacı ve asfaltta çıkacak tozun bastırılmasında kullanılacak. Köy yollarına 60 metreye kadar madencilik faaliyeti yapılamaz.

Karacaali Köyü Muhtarı Hasan Kocaalili: “Karacaalide doğdum öleceğim. Burada yola 60 metre yok. Gelin ölçün. 3-4 şiddetinde bir sallantıda bit tane hane kalmaz. Benim çocuğumun başına bir şey gelirse bunun hesabını kim verecek? Bana gerçeği anlat. Köyün suyunun kaybolacağı garantisini veriyor musun? Bana gerçeği söyleyin. Bana bunu çevreciler açıklasın. Gıda OSB yapıyorsunuz ama yanında patlatmalı ocak yapıyorsunuz. Evlerimiz yıkılırsa ne olacak?”

Çobançeşme köyü muhtarı Serhat Hesapçı: “Yollarımız kazıldı, biz her zaman arkanızdayız diyorsunuz, burada bir ev yıkıldığında arkamızda duracak mısınız”

Konu ile ilgili görüşlerini ifade eden İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Geçmiş de: “Yanlış bir algılama var. Firma temsilcisi özel idareden izin alındı diyor. Biz işletme ruhsatı veriyoruz. İzin bakanlık ve valilikte. Bu bölgenin patlatmalı sisteminde önerge verildi. Bölgede bir çalışma yaptı komisyonumuz. Rapor kayıtlara geçti. Bu tür işletmeye ÇED verilmesi durumunda olumsuz sonuçlar doğuracağı kesinleşti. Her patlatmada yeraltı sularının kaynak yeri değiştirecektir. Dolayısıyla kaybolmaya gidecek sonunda da insanlar susuzluk çekecektir. Buğday, ayçiçeği gibi tarım yapılması mümkün olmayacaktır. Yeraltı sularının oluşmaması yeraltı sularına etki edecektir. Haftada bir yapılacak patlatma, burada 3-4 şiddetinde deprem etkisi yaratacaktır. İnsanların en temel ihtiyacı gıda oldu. Gıda artık bölgede çok önemlidir. Kömürün hayati bir değeri yok. OSB kuruyoruz ama tarımı yok ederek bu tür işlemlere devam edemeyiz. Bundan vazgeçilsin ve tarıma dayalı sistemimiz devam etsin. İnsanlarımız tarım yaparak huzur içinde üretim yapsın.” şeklinde konuştu.

Vatandaş: “Maden çıkartma işinin içinde olduğum için İnsanların kaygıları, Ormanlar gidecek, Yeraltı suları etkilenecek, çevre etkilenecek. Denetlenmiyor ve şirket kendi başına kalıyor. Bu yüzden kontrol yapacağız diyorsanız, demeyin. Çevre mahvedilecek. Kömür için bu proje hazırlanıyorsa bu işte bir yanlışlık var. O olgunlaşmamış bir linyittir. Nasıl bir rapor hazırlanmış merak ediyorum. Belki de yarım kalacak. Yeterli bir oran yok. Bu köylerde sebze, meyve yetiştiremezsiniz. BU köyün hayatını bitirmek mi istiyorsunuz” 6 köyü yok edecek projede, bu köyleri göçe zorlayacaksınız. Bütün iş sizin elinizde. Siyasi baskı da olacaksınız elbet ancak çocukları, insanları dinleyin.”

Toplantıda söz alan Karasatı Köyü Muhtarı İsmet Çolakoğlu: “Göletimiz komple ölüyor. Bir patlatmada meramız toz altında kalacak. Açık işletmelerin mesafesi bize 500 metre. Bunu DSİ’ye şikayet ettim. Gölete inemiyor sular. Göletin büyüklüğü kadar sular birikmeye başladı.” dedi.

Rapordaki alan burası değil

Toplantının devamında Saros Gönülleri Dayanışma Komisyonu ve Trakya Platformu Sözcüsü Avukat Bülent Kaçar, söz konusu alanın raporda Keşan değil, İstanbul olarak geçtiğine dikkat çekti ve şu söyledi; “ÇED raporunu açabilir misiniz? ÇED raporunu kontrol ettiyseniz 37. sayfasında proje alanı, İstanbul’da Arnavutköy ile Göktürk arasında mıdır ? Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü olarak bunu incelediniz mi? ÇED başvuru dosyasını, proje alanı olarak Göktürk ile Arnavutköy arasında olduğunu fark edemediniz mi? Resmi makama sunmuşsunuz. Sizler mühendissiniz. Şirket Proje alanı İstanbul Göktürk ile Arnavutköy arasında diyor. Bu iş buraya gelene kadar, görevliler kamu görevini yerine getirse ÇED başvurusu reddedilirdi. İncelediğinizi söylüyorsunuz. Devlet ciddiyetinde böyle bir şey yapılır mı?”

Durum üzerine söz alan Şube Müdür Vekili Yener Taş: “Sürecin hangi aşamada Bakanlık tarafından yürütüldüğünü biliyor musunuz? Şu an kabul edilmiş bir şey yok. Söylediğiniz her şey tutanak altına alınacak ve Bakanlığa gönderilecektir. Bu ön dosyadır. Daha sonra Bakanlıkça incelenecek. İl Müdürlüğü şu an sekreterya görevi yapıyor. İl Müdürlüğü’nün incelediği bir dosya yoktur. İl Müdürlüğü projeyi bilmeden sekreterya yapamaz. Kurumlar inceleyecek. Sürecin başladığı anlamına gelmez.” dedi.

Bu sözler üzerine toplantıya katılan vatandaşlar “Bunun adı kandırmacadır” diyerek alkışlarla durumu protesto etti.
Murat Bilgin Bilici ise, “Tepkiyle bu şekilde konuşuyorsunuz. Oradaki bir İstanbul kelimesinin geçiyor olması suıistimal. Yaptığınız suistimalden başka bir şey değil. Bu sadece şu an kullanılıyor.” dedi.
Bu ifadeler üzerine toplantıya katılanlar “Biz burada neden toplandık o zaman?” şeklindeki sözlerle tepki gösterdi.

Toplantının ilerleyen dakikalarında sözü Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz aldı.
“Paşayiğit Mahallesi sınır olduğu için Keşanlı’ların söz hakkı var.” diyen Karagöz, şu ifadeleri dile getirdi:
“Hemen yanında Gıda OSB yapılıyor. Şu an yaklaşık 6.000 dönümde ÇED alınmaya çalışılıyor ancak projenin tamamı 8.400 hektar. Kendi raporlarınızda yazıyor, yaklaşık 6 şiddetinde deprem etkisi yaratacak deniyor. Haftada bir yapılacak ve alınacak güvenlik önlemleri ile köylerde hayat duracak. Önlem olarak dışarı çıkış olmayacak. Çift vardiya ile 25 gün çalışılacak. Yılda 100.000 ton kömür çıkartılacak. Yaklaşık 80 santimetre kalınlığında bir kömür var, sonrasında yaklaşık 2 metre kalınlığında kömürden bahsediliyor. 25 yıl çalışılacağı söyleniyor. Bu hesaplara göre bu kömür çıkartılmaya başlandığında, her gün yüksek tonajlı 30 kamyon burada hareket edecek. Bu ulaşım nasıl sağlanacak bu çok belirgin değil. Karacaali içme suyu kaynağı tam patlatmanın ortasında. İçme suyu olmayacak ve kalmayacak. Orman, tarım arazileri, mera gidiyor. 6000 dekar yer gidiyor. Pandemi bize gıdanın önemini öğretmedi mi? ÇED halkın katılım toplantısının duyurusu bakanlık sitesinde sadece 4 yerin adı var. Para etmeyen kükürtlü bir kömür için burası talan edilir mi? Karasatı ve Altıntaş Köyü sınırlarına da giriliyor ama oraların adı geçmiyor. Sadece diğer köylerin adı var. Talebimiz açık ve nettir: ÇED olumsuz raporu verilip süreç sonlandırılmalıdır.”

Mehmet Kandemir isimli bir vatandaş söz alarak şunları söyledi: “İyi bir şekilde kandırılmışız. Buradaki gölet ve barajlar ile 30 bin dönüm yer hibe ediliyor. 30 bin nüfus Çevre İl Müdürlüğü tarafından hibe ediliyor.” dedi.

Edirne Tabip Odası Başkanı Doktor Mehmet Akbal ise;  “Projenin insan sağlığı üzerine nasıl etki edeceği konusunda şüpheler var.  Patlatmalı maden ve linyit işletmeleri insan sağlığı üzerine nasıl etki ediyor. Bu konuda büyük bir eksiklik var. AB’nin 28 ülkesi yapılacak tüm projelerden sağlık etki değerlendirilmesi yapılmasına izin veriyor. Sonra ÇED’e izin veriyor. Başta toz, gürültü ve sarsıntı ile insan sağlığını dolaylı ya da doğrudan etkiliyor. Zararlı atıklar insan sağlığına ciddi zararlar vermektedir. Akciğer kanseri başta olmak üzere birçok olumsuzluğa etki ediyor. Uzun süre sonra da o bölgeyi kullanan insanlara zarar veriyor. Açık işletmelerdeki patlatmalarda her aşamada toz var. Kömürün kendi tozu da barut dışında patlamaya neden olmaktadır. Patlamalar yerleşim yerine, yol ve köprülere mesafeler belirlenmiş. Nakliye sırasında çıkacak tozlar da çok önemlidir ki, nakliye sırasında çok miktarda toz çıkmaktadır. Patlatmalı madenlerde asit havuzun doldurulması, tarıma ve insanlara zarar vermesi nedeniyle insanlar göç ediyor. 2019 TUİK verileri, Türkiye’deki ölüm istatistikleri içinde 1. Sırada kalp hastalıkları,2. Sırada iyi ya da kötü huylu kanser hastalıklarını yazmış. çevresel etkilerle meydana gelen iyi ya da kötü huylu kanserlerden meydana gelen ölüm sıralamasında Edirne Türkiye 4. Ve oranlar da Türkiye ortalamasının çok üzerinde. İnsanlar başka nedenlerle de hasta oluyorlar ama biz önleyebileceğimiz nedenler bunun üzerine koymamalıyız. Halkın sağlığını, çıkarların önünde tutmak devletin önceliği olmalıdır. Halkın projeyi kabul etmemesi,  nedenden dolayı kabul edilmemeli ve ÇED’e son verilmelidir.” şeklinde konuştu.

Toplantıda yeniden söz alan Kaçar, proje ile ilgili Edirne İl Mera Kurulu’ndan, İl Toprak Koruma Kurulu’ndan alınan bir karar olup olmadığını sorarken, “Buna rağmen olumlu görüş bildirirseniz vebal sahibi sizsiniz. Bunu da bilesiniz. Kurum görüşleri hata varsa olumlu görüş vermez dediniz. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün yazısı var. Su kaynaklarına, meralara zarar verecekse bu proje yapılmamalıdır diyor. 5403’e göre bir şirketin özeli kar amaçlı nasıl bu topraklar tahsis edilebilir. İçme suyunun doğal bir yatağı var. Nasıl önlem alacaksınız? Önlem almak mümkün mü? Binlerce dönüm alan var. 6000 dönün tarım ve orman arazisinden bahsediyoruz. Böyle bir alanda çevreyi korumakla görevli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nasıl olumlu kararı verecek” dedi.

Toplantının sonunda bir kez daha söz alan Karagöz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na güvenmek istediklerini özellikle belirterek, “Vicdanen doğru karar verilsin istiyoruz. ÇED olumlu raporunu iptal ettirdik Sazlıdere’de. 10 bilirkişi hukuksuzluk gördü. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yok saydı ve ÇED olumlu raporunu çıkarttı. Bu yüzden bu feryadı not edin ve buraya kıymayın.” ifadelerine yer verdi.

Toplantı sonunda 150 adet imzalı dilekçe vatandaşlar tarafından teslim edildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu